Ankara'nın türbeleri: İsmail Fazıl Paşa Türbesi
Ankara’da kültür, tarih ve inanç turizminin en önemli yerlerinden biri olan Ulus, tarihi yapısının yanında çevresinde bulundurduğu birçok camii ve eserle de ziyaretçilerini karşılıyor.
ÖZEL HABER: MERVE ÖZCAN
Ankara'nın Altındağ ilçesine bağlı Ulus’ta bulunan tarihi mekanlardan İsmail Fazıl Paşa Türbesi bir hayli ilgi görüyor. Altındağ Hacı Bayram Mahallesi, Sarıbağ Sokak üzerindeki Hacı Bayram Camii’nin avlusunda yer alan türbenin yapılış tarihi kesin olarak bilinmiyor ancak türbe yapının 18. yüzyıla ait olduğu tahmin ediliyor.
Beden duvarları üç sıra tuğla, bir sıra kesme taştan yapılan türbe, taşlar arası dikey durumdaki tuğlalarla kasetlenmiş. Mekanı örten kubbe ise basık olarak tasarlanarak kurşunla kaplanmış vaziyette.
Planı ve kitlesiyle tamamen Osmanlı türbelerinin özelliklerini yansıtan muvakkithâne sekizgen planlı ve kubbeli bir yapı olan türbe, sekizgenin kenarları dışarıdan yaklaşık 2,5 metreye ulaşıyor. Duvarların kasetli almaşık örgüsü bir sıra kesme taşla üç sıra tuğladan oluşurken, taşlar dikey konumdaki tuğlalarla kuşatılmış halde varlığını sürdürüyor.
KASNAKSIZ KUBBESİ DİKKAT ÇEKİYOR
Türbenin batı cephesinin eksenindeki basık kemerli giriş, sivri kemerli bir nişin içine alınmış durumda. Kıbleye bakan kenarda sivri kemerli mihrap, bunun sağındaki (güney) kenarda bir dolap nişi, geriye kalan beş kenarda ise duvarların alt kesiminde dikdörtgen açıklıkları mermer sövelerle çerçevelenmiş, demir parmaklıklarla donatılmış ve sivri hafifletme kemerleriyle taçlandırılmış birer pencere yer alıyor.
Hafifletme kemerleri iki renk mermerle örülmüş olan türbe girişinin bulunduğu kenarla bunun yanlarındaki kenarlar dışında kalanlarda sivri kemerleri içeriden kubbe eteğine teğet olan revzenli birer tepe penceresi bulunuyor. Kasnaksız, doğrudan duvarlara oturan basık kubbe dışarıdan kurşunla kaplanmış, içeriden duvarlarla birlikte sıvanmıştır. 20. yüzyılın başlarına ait fotoğraflarda kubbenin alaturka kiremitlerle kaplı, basık sekizgen prizma biçiminde bir çatı altına alınmış olduğu görülüyor.
Muvakkithânenin mimarisi ve özellikle içinde bir mihrap bulunması buranın aslında türbe olarak tasarlanmış olabileceğini, ancak bilinmeyen bir sebepten ötürü sonradan muvakkithâneye dönüştürüldüğü düşünülüyor. Bazı araştırmacılar tarafından 17. yüzyıl olarak tarihlenen bu yapının, başlangıçta devlet ricâlinden, Bayramiyye tarikatının mensubu veya muhibbi bir kişinin türbesi olmak üzere inşa ettirilmesi de ihtimal dahilindedir.
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.