Ankara’nın ve Türkiye’nin en değerli pazarlarında Ayrancı Antika Pazarı, geçmiş ile gelecek arasında bağ kuruyor

Türkiye’nin ve Ankara’nın en değerli ve büyük pazarlarından biri olan Ayrancı Antika Pazarı, yaşanmışlığın simgesi olan antika ürünlerle geçmiş ve gelecek arasında köprü olup kültürel belleğin korunmasına katkı sağlıyor. Koleksiyonerliği ve esnaflığı pazarın en değerli simalarından Hasan Daş, anadolugazete.com.tr’ye anlattı.

Ankara’nın ve Türkiye’nin en değerli pazarlarında Ayrancı Antika Pazarı, geçmiş ile gelecek arasında bağ kuruyor
Yayınlanma:

ÖZEL HABER: SAMET EKER

Ayrancı Antika Pazarı’nın değerli isimlerinden biri olan Hasan Daş, antikacılığı, koleksiyonerliği ve pazarda esnaf olabilmenin önemli noktalarını sizler için açıkladı.

img-3267.jpg

SEVİCİLER, BİRİKTİRİCİLER VE KOLEKSİYONERLER

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Hasan Daş, 1974 Kars Kağızman doğumluyum. 6 yıldır Ayrancı Pazarı'na katılıyorum ve 20 yıllık bir meslek hayatım var. Kısaca bu mesleği üçe ayırıyorum. Bunlar; seviciler, biriktiriciler ve koleksiyonerler. Koleksiyonerler de kendi içlerinde ayrılıyor. Kaynakça sağlayıp bu bilgi birikimi müzeye dönüştüren arkadaşlarımız da oldu.

img-3269.jpg

“ESNAFLIK YAPMAYA ÇALIŞIYORUM”

Siz kendinizle hangi kategoriye koyuyorsunuz?

Koleksiyoner diyebilirim ama daha çok esnaflık yapmaya çalışıyorum. Artık bütün mesleğim, geçim kaynağım bu ama şöyle: Cambazlık yapmaya değil, esnaf olmaya çalışıyorum. Bunların yerini bulması benim için çok manidar. Burada gönüllülük esaslı yaptığımız, yerini bulduğuna inandığımız ve hediye ettiğimiz ürünler olabiliyor. Tabii ki ürünleri alıp satıyorum. Dürüst olmak gerekir. Ankara esnafı olmak biraz da bunu gerektiriyor galiba; çünkü gerçek esnaflık geçmişte gördüğümüz ve her zaman özlem duyduğumuz esnaflık.

img-3305.jpg

Ankara esnafı olarak dayanışma var mı?

Ankara bu konuda çok kötü. Yani İstanbul esnafı dayanışır, İzmir esnafı dayanışır ama Ankara'da birbirini çekememezlik var. Mesleki olarak da bu durum belki biraz böyle olduğu için antikayı dünyada olduğu gibi hak ettiği yere getiremiyoruz maalesef.

img-3272.jpg

“BEĞENDİĞİM HER ÜRÜN DEĞERLİ”

Ürünlerinizi nasıl seçiyorsunuz?

Benim prensibimde değerli ürün diye bir şey yok. Beğendiğim her ürün değerli diye düşünüyorum. Eskicilik yapmaya çalışıyorum. Ne bileyim sadece çocukluğumuzun anısını canlandıran plastik bir terlik de benim için kıymetli ve manidardır. Annelerimizin bir dönem kendi eliyle ördüğü, içerisine mandal koyup, çamaşır askısını hiçbir esnaf almaz ama benim için o da manidar. Çünkü ben burada biraz herhalde diğer esnaf arkadaşlardan ayrılıyorum.

img-3271.jpg

“YAKIN DÖNEM ÜRÜNLERİ İLE ÇALIŞIYORUM”

Tezgahınızda ne tarz ürünler var?

Ben yakın dönem çalışmayı seviyorum. Herkes kendi görgüsüyle, çocukluğundan bugüne kadar gelen malzemeleri herhalde ayaklandırıyor. Diğer esnaflarda da bunu görüyorum. Plak dönemine geçmiş olan nesil, o ürünleri alıp satıyor. Ben de seksenlerde çocuktum. Daha çok seksenlerin dönemini hatırlayıp onları toplamaya meraklıyım. Seksenlerle ilgili bakkallarda satılan sakızlardan tutun da mahkeme kararlarına kadar dönemin gazeteleri olabilir, kasetleri olabilir, her şeye bakıyorum. Ben kendi adıma onu canlandırmaya çalışıyorum. Bilmiyorum nasıl bir hizmet sunuyorum ama en azından hizmet sunmaya çalışıyorum.

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.