Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinde 100. yıl töreni

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop ile beraberindeki heyet, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlenen anma törenine katıldı.

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinde 100. yıl töreni
Yayınlanma:
Güncelleme:

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop ile beraberindeki heyet, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlenen anma törenine katıldı.

İlk olarak sabahın erken saatlerinde Anıtkabir'i ziyaret eden heyet, törenin ardından Birinci Meclise geçti. Burada saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan tören, 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışında en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif Bey'in yaptığı konuşmanın TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop tarafından seslendirilmesiyle devam etti. 23 Nisan günü Meclisin açılışında yapılan açıklamayı tekrardan yapmaktan gurur duyduğunu ifade eden Şentop, "Tam yüzyıl önce yaklaşık bu saatlerde bu binada, bu salonun çatısı altında, bu duvarlarda çok seçkin bir topluluk huzurunda ilk oturuma başkanlık yapan Sinop Milletvekili Şerif Bey’in dilinden işte aynen bu kelimeler yankılanıyordu. 100 sene sonra 23 Nisan günü bu sözleri aynı mekanda tekrar etmekle büyük bir heyecan, büyük bir gurur duyuyorum; derin bir hissiyat galeyanı içindeyim" ifadelerini kullandı.

Bundan yüzyıl önce vatanın istilâ ve ilhak, milletin ise yok edilme tehdidi ile karşı karşıya olduğunu belirten Şentop, şunları söyledi:

"Anadolu’daki varlığımızın sembol şehirlerinden olan ve Hacı Bayram-ı Velî’nin manevî terbiyesiyle yoğrulmuş Ankara’da, vatanın her bir tarafından gelen millet temsilcilerinin kalplerine tercüman olan yiğit ve asil bir ses yükseldi. İşte bu salon, o asil haykırışın bütün dünyaya ilan edildiği, işgalcinin çirkin suratına bir tokat gibi aşkedildiği yerdir. 21 Nisan’da Hey’et-i Temsiliyye Reisi sıfatıyla Mustafa Kemal Paşa, bütün şehirlerimizle beraber Ankara’da da hatimler ve Buhari-i Şerifler okunmasını, bereketinden istifade için özellikle cuma gününün seçildiğini, cuma namazından sonra sancak-ı şerifle beraber Hacı Bayram Camii'nden Birinci Meclis binasına yürüneceğini ifade eden bir genelge yayımlamıştır. Nitekim, Ankara’ya kimlik kazandıran Hacı Bayram Veli Hazretleri’nin manevî huzurunda toplanılmış, cuma namazı kılınmasının ardından yakın il, ilçe ve köylerden gelen binlerce insanımızın sevinç gözyaşları eşliğinde ve dualarla onların arasından geçilerek bu mübarek binaya gelinmiş, bilahare ilk oturum başlamıştır."

aw999597_03.jpg

Konuşmasına Meclisin açıldığı gün ilk oturuma başkanlık yapan Sinop Milletvekili Şerif Bey’in kelimeleriyle başladığını aktaran Şentop, "Tarihimizin en zor döneminde, en kıymetli meydan okumalarımızdan biri olan o sözleri, bir kere de bugünün kelimeleriyle tekrar etmeme müsaade ediniz" ifadelerini kullanarak, Şerif Bey'in o açılış günü yaptığı mesajı günümüz Türkçesi ile okuyarak şu ifadeleri kullandı:

“Şerefli topluluk. İstanbul’un geçici olarak yabancı askerler tarafından işgal olunduğunu ve bütün temel kurumlarıyla Hilafet Makamı ve hükümet merkezinin bağımsızlığının ortadan kaldırıldığını biliyorsunuz. Bu duruma boyun eğmek, milletimizin teklif edilen yabancı köleliğini kabul etmesi demekti. Ancak, kesin olarak tam bağımsız yaşamak kararında olan, ezelden beri hür ve serbest milletimiz esaret durumunu bütün gücü ve kesinliği ile reddetmiş ve hemen vekillerini toplamaya başlayarak Yüce Meclisinizi oluşturmuştur. Bu yüce Meclisin en yaşlı olmam sebebiyle başkanı sıfatıyla ve Allah’ın yardımı ile milletimizin içeride ve dışarıda tam bağımsızlık anlayışı içinde geleceğini bizzat ele aldığını ve idare etmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek Büyük Millet Meclisini açıyorum.”
Konuşmanın son paragrafında ifade edilen özel duruma dikkat çeken Şentop, "Milletimizin içeride ve dışarıda tam bağımsızlık anlayışı içinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığının bütün cihana ilanı, İstanbul’un işgaliyle beraber, devlet merkezinin çalışamaz hale gelmesi üzerine, 700 yıldan fazla devlet olarak yaşadığımız bu topraklarda bir hakimiyet sorunu ortaya çıkmıştır. Tam bu konuyu ve bu hassasiyeti yine bu Yüce çatı altında, ilk Meclis Başkanımız olarak Mustafa Kemal Paşa şöyle ifade etmektedir: 'Şu halde millet bugün 700 yıldan beri şan ve şevketle muhafaza ve müdafaa ettiği istiklâl ve varlığının bekası için İstanbul'un işgali hadisesinin vücuda getirdiği hukuki vaziyeti tamir etmek mecburiyetindedir ve bunda o kadar acele edilmelidir ki, devam edilecek bu hâkimiyet fasılasının maazallah, tam çözülmeye sebep olmak suretiyle düşmanlarımızın düşüncelerini fiilen tesis etmesine imkan kalmasın! Bundan dolayı her şeyden evvel, haklarını müdafaaya ve var olmağa kabiliyetli bir millet halinde, milletlerârası hukuk ve vazifelerine hürmet olunmasını isteyebilecek, medeni ve esaslı teşkilât ile henüz yaşamakta olduğumuzu bütün cihana bir defa daha büyük bir kuvvet ve metanetle ilân ihtiyacındayız. Bunun için de yıkılan esas teşkilatımızın (yani anayasal düzenimizin) bıraktığı boşluğu derhal doldurmak zaruretindeyiz.' 23 Nisan 1920’de, 100 sene evvel, bu küçük salona, o kadar geniş ve o kadar güçlü bir mana doldurulmuştur. Her şeyden önce tam bağımsızlık idealiyle bir siyasi varlık, bir devlet olarak hayatta olduğumuzun ilanı, böylece milletin mukadderatına bizzat el konulduğu hususu, istiklal savaşının yönetilmesi ve inkıraz yani çökme aşamasındaki devletin inşası Bunların hepsi bu fiziken küçük binada, çok zor şartlar ve imkansızlıklar içinde bir araya gelen, ama büyük ideallerin ve iddiaların, devasa cesaretlerin ve koca yüreklerin sahibi insanların omuzlarında yükselmiştir" şeklinde konuştu.
Tarihin yalnızca geçmiş olayların toplamı ve bir kronolojiler silsilesi olmadığını kaydeden Şentop, "Tarih, milletlerin inşa kabiliyetlerini artırmak için başvurdukları bir ibret vesikası olması halinde ilerleticidir. Bu sebeple, geçmişte vuku bulan gurur verici bir hadiseyi anmak, atalarımızı övmek için toplanmadık burada yalnızca. Burada toplanmamızın asıl sebebi, Millî Mücadelenin manasını ve Yüce Meclis’in ruhunu kavrama mecburiyetimizdir. Rehberimiz, o mânâ ve o ruhtur. Bilinmelidir ki, bu mukaddes çatının manası ve ilhamı büyüktür, ruhu da kuşatıcıdır. Çünkü bu meclis, bütün şartlar aksini düşünmeyi teşvik ederken, tam bağımsızlık iradesini göstermek için ayağa kalkan bir milletin cisimleşmiş hâlidir. Üstelik bu Yüce Meclis, sadece aziz milletimiz için değil, dünyanın bütün ezilenleri için ilhâm kaynağı olmuştur" diye konuştu.

e166608b-7b87-4a0f-bc5d-4388d74512d1.jpeg

Açılışının yüzüncü yıl dönümünde anılan ve kutlanılan Birinci Meclisin zorluklar ve zorbalık karşısında sinmenin değil, cesaretle onları alt etmenin ve milletin en asli kudreti olduğunu her an bize ihtar eden bir abide olduğunu ifade eden Şentop, "Bizler burada bu abidenin bize anlattıklarına kulak vermek, o anlatılanları hazmedip kendimize rehber kılmak için bulunuyoruz. Yüz yıl önce ve çetin şartlar altında kurulan bu Gazi Meclis, milletimizi teşkil eden bütün unsurları ve farklılıkları bünyesinde barındırıyordu. O kurucu Mecliste asker, yönetici, avukat, memur, din adamı, öğretmen, doktor, eczacı, aşiret reisi, diplomat, emniyet mensubu, çiftçi, esnaf gibi değişik meslek gruplarından milletvekilleri bulunuyordu. Hepsinin ortak ideali, göklerimizde hür bir şekilde dalgalanan ay-yıldızlı bayrağımızın altında tam bağımsız bir şekilde yaşamaktı. Yüz yıl önce bu sıralarda, Mehmet Akif ile Cami Baykurt, Diyap Ağa ile Hamdullah Suphi, Hüseyin Avni Ulaş ile Kılıç Ali, Hasan Basri Çantay ile Mahmut Esat Bozkurt, Ali Şükrü Beyle Adnan Adıvar aynı gaye için yan yana, omuz omuza mücadele ediyordu. Şüphesiz ki; bu kıymetli zevatın hiçbirisi, yanındakine benzeyerek ve dünya görüşünden yahut telakkilerinden vazgeçerek burada değildi. Fakat asıl örnek alınacak husus şuydu ki; siyaset hırslarını ve iktidar arzularını bir tarafa koyup, vatan ve istiklal için mücadeleyi, millet menfaati söz konusu olduğunda her şeyi bir yana bırakmayı tercih ediyorlardı" dedi.

Şentop, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün meclis çatısı altında yaptığı şu konuşmaya da değindi:

"23 Nisan 1920, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün cihan-ı husumete karışı kıyam eden Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisini vücuda getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder. Büyük Millet Meclisi, Türk Milletinin asırlar süren arayışlarının özü ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir timsalidir. Türk Milleti, mukadderatını, Büyük Meclisinin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren, karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitleri boğan felâketlerden, milletin gözlerini kamaştıran güneşler ve zaferler çıkarmıştır."

Asil milletin iradesine ve büyük Türkiye’nin istiklâl mücadelesine dayanan yüce Meclisin açılışının 100. yılı münasebetiyle bir araya geldiklerini hatırlatan TBMM Başkanı Şentop, "Türkiye Büyük Millet Meclisimizin 100. açılış yıl dönümü milletimize, soydaş ve akraba toplumlara, yüreğinde Türkiye sevgisi bulunan bütün dostlarımıza kutlu olsun. Bugün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bütün Milletimizin, Türkiye dostlarının, sevincimizi sevinci bilen dünya milletlerinin bayramını kutluyorum. Nice bayramlara, nice yüzyıllara Milletimizi sağlık ve afiyetle ulaştırmasını Cenab-ı Hak'tan diliyorum. Bugün Çocuk Bayramı, dünyada çocukların ve kadınların haklarını almak hususunda ihmal edildiği bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin takındığı ilerici tavır, her zaman gurur duyacağımız bir husustur" diye konuştu.

Millet için önemli olanın 23 Nisan 1927’den itibaren çocuk bayramı olarak kutlanmasının, gurur duymanın yanında, üzerinde dikkatle durulması gereken bir husus daha olduğunu belirten Şentop, "Çocuklarımız ve gençlerimiz geleceğimizdir. Onları milli ve manevi değerlerimizle donatıp, kendi ayakları üzerinde duran, istiklâl ve hürriyet aşığı, çağın gerektirdiği donanıma ve niteliklere sahip fertler olarak yetiştirmeliyiz. Bu bakımdan eğitim kurumlarımıza, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere bütün bakanlıklarımıza ve sivil toplum örgütlerimize büyük vazifeler düşmektedir. Elbette millet olarak çocuklarımızın sağlıklı şartlarda yetişmesi, yarınlar için hazırlanması önceliğimizdir. Fakat bunları yalnızca kendi çocuklarımız için istiyor değiliz. Ne yazık ki, bugünkü dünya düzeni, insanlığın büyük bölümü için kandan, savaştan, açlıktan ve en temel ihtiyaçları bile gidermeyi imkânsız kılan bir yoksulluktan ibarettir. Ve yine ne yazıktır ki, bu saydığım olumsuzlukların ilk kurbanları, kadınlar ve çocuklar olmaktadır. Bütün insanlık olarak vazifemiz, kız çocuklarını diri diri gömen cahiliyeden bin beter bu dünya düzenini değiştirmek ve adil paylaşıma dayalı hakça bir düzen kurmaktır" dedi.

Milli Mücadele'yi yöneten Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 100’üncü yıl dönümünde 23 Nisan'ın gurur, sevinç ve Gazi Meclise emek verenlere şükran duyma günü olduğunu anımsatan Şentop, "Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşları olmak üzere, açıldığı günden itibaren TBMM çatısı altında görev yapmış bütün milletvekillerimizi ve devlet adamlarımızı; Yeniden Büyük Türkiye yolunda bugünlere gelmemizde emeği geçen, bu yolda şehadete yükselen, gazi olan; son olarak 15 Temmuz’da darbeye direnen bütün vatan evlatlarını rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum. Son sözlerim, bu vatanda, ezanı ve bayrağı hür, fertleri özgür bir millet olarak yaşamamız ve bu yüce ve Gâzi Meclisin ayakta kalması için gayret sarfedip emek verenleredir. Ey Birinci Meclisin şerefli mensupları, ey istiklal-i tam yolunun mücahitleri, ey aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz, emin olunuz ki Türkiye ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, Millî Mücadele’nin mânâsına bağlı, Kuvva-yı Millîye ruhunu müdrik ve ‘Ya istiklâl, ya ölüm’ şiarıyla mücehhez vatan evlatlarının ve memleket sevdalılarının emin ellerindedir" diye konuştu.

Şentop, konuşmasının ardından Birinci Meclis Özel Defteri'ni imzaladı. Ayrıca 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışında göndere çekilen Türk bayrağı, restorasyon sonrasında sergiye konuldu.

Birinci Mecliste düzenlenen anma törenine TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldı. Heyeti Birinci Meclis girişinde Atatürk'ü Ankara'ya gelişinde karşılayan Ankara seymenleri karşıladı. Seymenlerin korona virüs tedbirleri kapsamında maske takması ve sosyal mesafeye önem vermesi dikkat çekti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.