ASO'nun 60’ıncı Kuruluş Yılı Ödülleri töreni, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın katılımıyla gerçekleştirildi
Ankara Sanayi Odası’nın 60’ıncı yıl dönümü töreni, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Yılmaz, 7 kategoride verilen ödülleri, sahiplerine takdim etti.
HABER: AYBALA ALMİNA MELEK
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yıl dönümü nedeniyle saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende ASO’nun 60. kuruluş yılı nedeniyle bir slayt gösterisi yayınlandı. Ayrıca, Üretimin Ritmi Orkestrası da konser verdi. Ödüller, ‘İhraçat, İstihdam, Ar-Ge ve Yenilik, Fikri Mülkiyet, Proje, Çevre ve Asırlık Çınar’ olmak üzere 7 kategoride verildi.
“İLKELERİMİZ VE DEĞERLERİMİZ HİÇ DEĞİŞMEDİ”
ASO Başkanı Seyit Ardıç, gerçekleştirdiği açılış konuşmasında 18 Kasım 1963 tarihinde başlayan ‘bozkırı sanayileştirme’ adımlarını şu sözlerle aktardı: “Ulus’ta bildiğimiz Posta Caddesi’ndeki bir iş hanının küçük bir dairesinde başladı hikâyemiz. Kurucularımız, bozkırın ortasında bir hayal kurdular. Onlar için önemli olan Ankara’da sanayiyi geliştirmek ve Türkiye ekonomisine hizmet etmekti. Ankara da kalkınacaktı, Türkiye de… O günden bu yana; çok zorluklar yaşadık, çok zorluklara tanıklık ettik. Ama ilkelerimiz ve değerlerimiz hiç değişmedi. Kurucularımızın bozkırı sanayi ile yeşertme amacını ve heyecanını hep koruduk. Gelecek kuşakları düşünerek çalışmaktan, üretmekten hiç geri durmadık. O yüzdendir ki bugün; 13 organize sanayi bölgesi, 149 Ar-Ge merkezi, 36 tasarım merkezi, 13 teknoloji geliştirme bölgesi, 40 meslek grubu ile 10 bine yakın üyeye ulaştık.”
Ardıç, Ankara’nın üretimde Türkiye’nin en büyükleri arasına girdiğini belirterek, “Başkentimiz, 12 milyar doları aşan ihracat, 1 milyonu aşan istihdama ulaştı. İhracatımızın yüzde 90’ından fazlası sanayi ürünü. Ankara’mız aynı zamanda savunma sanayiinin de başkenti haline gelmiştir. Dünyanın en büyük 250 müteahhidinin yaklaşık yüzde 10’u Ankara’da. Bu nedenledir ki; umudumuzu ve hedeflerimizi çok yükseklere çıkarmaktan hiç çekinmiyoruz.” ifadelerini kullandı.
2023 yılında 255 milyar dolar ihracat yaparak Cumhuriyet tarihinde rekorun kırıldığını söyleyen Ardıç, “Bugün burada bu rekora katkı sağlayan Ankaralı firmalarımıza ihracat ödülü veriyoruz. 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için yerli payı ve katma değeri yüksek, ileri teknolojiye dayalı üretime geçmemiz, verimliliği artırmamız son derece kritiktir. Özellikle hammadde üretiminde ithal ikamesi politikaları tercih etmemiz önem arz etmektedir.” diye konuştu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, gerçekleştirdiği konuşmada, ASO’nun geçen 60 yılında başarılı hizmetlere imza attığını belirterek, “Avrupa’nın en güçlü odaları üyelerine hangi standartta hizmet veriyorsa, ASO da üyelerine aynı standartta, hatta daha fazla ve daha kaliteli hizmet verir hale gelmiştir. Akredite olarak bunu da belgelemiştir. Üyelerinin hak ve menfaatlerini korumanın yanında, OSB’den mesleki eğitime ve yüksek teknolojiye kadar pek çok alandaki hayırlı hizmetlerine de hepimiz şahidiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını ileterek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ramazan ayının tüm dünyaya barış getirmesini temenni ederek Gazze’de yaşanan İsrail vahşetine dikkat çekti.
“ENFLASYON, MAYIS AYINDAN SONRA DÜŞECEK”
Yılmaz, “Küresel büyümedeki zayıf seyir devam ediyor. Dünya genelinde manşet enflasyonun düşmeye başladığının çekirdek enflasyonun ise hala aynı seyirde ilerlediğini görüyoruz. Hizmetler sektörünün hafif de olsa toparlanma sürecinde olduğunu görüyoruz.” diyerek Mayıs ayından sonra, yaz ayları itibarıyla enflasyonda belirgin düşüşlerin yaşanacağını öngördüklerini dile getirdi.
Yılmaz, politika belirsizliğinin ortadan kalktığını, siyasi belirsizliklerin minimuma indiği bir ortamda politikalarını hayata geçirdiklerini söyleyerek, “Gerek para politikası, gerek maliye politikası, gerek yapısal reformlar konusunda oldukça detaylı bir yol haritasını toplumumuzla paylaştık. Bizzat Cumhurbaşkanımız, Orta Vadeli Program'ı paylaştı. Dolayısıyla siyasi belirsizliklerin ve politika belirsizliklerinin minimum düzeye indiği bir ortamda, öngörülebilirliğin sağlandığı bir ortamda politikalarımızı hayata geçiriyoruz. Bunun da üç ayağı var biliyorsunuz; para politikası, maliye politikası ve yapısal reformlar. Her üç sütunu da birbiriyle ilişkilendirerek güçlü bir ekiple ve koordinasyon içinde hayata geçiriyoruz” dedi.
Cari açığın azaltılması ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalıştıkların ifade eden Yılmaz, "Eş zamanlı bir şekilde bütün bu alanlarda çaba sarf ediyoruz. Dünya ekonomisi geçtiğimiz yıl 2023’de yüzde 3 civarında büyürken, Türkiye ekonomisi olarak yüzde 4,5 büyümeyi sağladık. Biliyorsunuz dünya ekonomisi tarihsel ortalamalarının altında yüzde 3.6 civarında son 20 yıl ortalaması, dünya büyümesi geçen yıl yüzde 3 civarında gerçekleşti. Dolayısıyla dünya ticareti ve ekonomisi tarihsel ortalamaların altında. Bizim ise son 20 yıl büyüme oranımız, ortalama yıllık büyüme oranımız 5.4. Biz de tarihsel ortalamamızın bir miktarı altında 4.5 olarak gerçekleşti büyümemiz. Ama dünyayla mukayese ettiğimizde yine dünyanın bir buçuk puan daha üstünde bir büyüme hızını hayata geçirmiş olduk. Orta Vadeli Program'da öngördüğümüz büyümenin de bir miktar üstünde bir büyümeyle 2023 yılını kapatmış olduk." dedi.
2025 yılı itibarıyla enflasyonun yüzde 15’e ineceğini öngördüklerini dile getiren Yılmaz, 2026 yılında ise tek haneli sayıya yeniden döneceğini öngördüklerini ifade etti.
"KADINLARIN EĞİTİMİ ARTTIKÇA, MESLEKİ EĞİTİMİ ARTTI"
Yılmaz, “En önde gelen sorunlardan biri vasıflı ve birçok bölgemizde de vasıflı olmayan iş gücü bulmada zorluklar sanayicimizin dile getirdiği. Bunun üzerine hep birlikte gerçekten kafa yormalıyız, çalışmalıyız. Ekonomi Koordinasyon Kurulunda da bu konuları tartışıyoruz. Bir özel çalışma grubu da oluşturduk. Mesleki eğitim konusunda ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Sizin de önemli işler yaptığınızı biliyorum bu konuda. İş gücü piyasamızla eğitim sistemimiz arasındaki örtüşmeyi arttırmamız gerekiyor. Kadınların eğitimi arttıkça, mesleki eğitimi arttı. Daha fazla kadın istihdamı göreceğiz. Bu iş gücü açığının kapanmasında ve girişimciliğin artmasında önemli bir katkıda bulunacak diye de inanıyorum." diye konuştu.
2026'DA MİLLİ GELİR HEDEFİ 15 BİN DOLAR
Geçen yıl 13 bin 110 doları bulan kişi başına düşen milli geliri 2026’nın sonunda 15 bin dolara ulaştırmayı hedeflediklerini dile getiren Yılmaz, “İlk defa geçen yıl trilyon dolarlık bir ekonomi olduk. Artık trilyon dolarlık ekonomiler ligine girmiş olduk. Bu 15 bin dolara doğru giden süreçte de yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olmuş olacağız. Ekonomide de eşikler önemli. Eşitleri aşmak bazen zordur zaman alır ama o eşiği bir defa aştıktan sonra daha rahat bir şekilde yol alırsınız, mesafe alırsınız. Türkiye bu kritik eşiği kamusuyla, özel sektörüyle bir millet olarak güçlü bir devlet olarak aşacaktır. Bundan da hiçbir şüphemiz yok. Cumhurbaşkanımızın yüksek sahiplenmesiyle öncülük ettiği programımızı sabırla, ısrarla, kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.