Doğanyurt Köylüleri'nin maden isyanı

Beypazarı’na bağlı Doğanyurt Köyü’nde yapılmak istenen Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi’ne verilen ÇED gerekli değildir kararı köyde tepkiyle karşılandı. Köy meydanından maden sahasına yürüyen köy halkı, yaptıkları açıklamada projenin gerçekleşmesi durumunda köyün yaşanmaz hale geleceğini belirterek “Bu bizim için hayat meselesidir” dediler.

UNESCO tarafındın Dünya Mirası Geçici listesine alınan kültür mirası Beypazarı’na 18 kilometre uzaklıktaki Doğanyurt Köyü kalker ocağı tehdidi altında. Doğanyurt, Başören, Yeşilağaç, Nuhhoca, Sariagil ve Dagşeyhler Köy Halkı ve Muhtarlıkları kalker ocağının çevreye ve doğaya vereceği tehlikeye dikkat çekerek bu ısrardan dönülmesi için girişimlerine devam ediyor.

İLGİLİ KURUMLARI GÖREVE ÇAĞIRDILAR

Beypazarı’na bağlı Doğanyurt Köyü’nde yapılmak istenen Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Projesi’nin iptal edilmesi için yöre sakinleri ilgili kurumları göreve çağırdı. Projenin kabul edilmesi halinde bölgede gerçekleşecek sosyal, ekonomik ve ekolojik yıkıma karşı destek bekliyor. Proje sadece Doğanyurt Köyü’nü değil bölgedeki su kaynaklarını ve havayı kirleteceği için pek çok yerleşimi, tarım alanlarını ve hayvancılığı da olumsuz etkileyecek.

KÖY HALKI TEPKİLİ

Bir orman köyü olan Doğanyurt Köyü’nün sadece 500 metre yanında Yusuf Ağa Maden Şirketi tarafından yapılmak istenen Kalker Ocağı projesine başta köy halkı olmak üzere kamuoyundan ve doğa koruma kuruluşlarından tepki geliyor. Resmi kurumlara dilekçe veren yöre halkı, bir sonuç alamayınca geçtiğimiz mayıs ayında uzman kuruluşların da desteğiyle projenin ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) gerektirmeden yapılması kararının iptali için dava açtı. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği, Doğa Derneği ve Ekoloji Kolektifi Derneği hazırladığı raporla Kalker Ocağının bölgeye vereceği zararları ortaya koydu. Ancak projenin idari izin süreci devam ediyor ve kamuoyundan itirazlar yükseliyor.

BU ALAN DAHA ÖNCE ORMAN STATÜSÜNDEYDİ

6831 sayılı Orman Kanunu’na göre Orman Köyü statüsündeki Doğanyurt Köyü, Karadeniz ormanlarından İç Anadolu’ya geçiş koridorunda yer alan bir orman bölgesinde yer alıyor. Ocak 2019 tarihinde yapılan Kalker Ocağı proje başvurusunda proje alanı “orman” statüsünde iken, 9 Nisan 2019 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığı mera komisyonu tarafından “mera” olarak vasıf değişikliği yapıldı, üstelik de mevzuata uygun olmadan. Oysa bu alan orman haritalarında ve planlarında hala “orman” statüsünde. ÇED Proje tanıtım dosyasında Orman Genel Müdürlüğü’nden alınan görüşte kendilerinden izin alınması gerektiği yazmasına rağmen, proje alanının “mera” alanı olduğu varsayılarak orman teşkilatından gerekli izin prosedürü işletilmedi. Sırf Kalker Ocağı yapılabilsin diye proje alanının statü değişikliği mevzuata uygun olmadan gerçekleştirildi.

RUHSAT İZNİ VERİLDİ

Kalker Ocağı’nın orman alanına yapılmasına ek olarak bir de ÇED gerekli değildir kararıyla ruhsat izni verildi. Ancak uzman kuruluşlar hazırladıkları raporla projenin çevreye etkilerini ortaya koydu. Açılan davada, bölgenin milyonlarca yılda oluşan fosil orman niteliğinde olması, bölgede nesli tehlike altında olan türler bulunması, bölgenin içme suyu kaynaklarını ve temiz havasını olumsuz etkileyecek olması sonuçta yaban hayatına, yerleşimlere, tarım alanlarına ve hayvancılığa vereceği zararlar gerekçe olarak gösterildi. 

HAYVANCILIĞA DARBE VURACAK

Beypazarı’nın tarım ve hayvancılığına darbe vuracak, doğal varlıklarını yok edecek olan proje yaşadığımız pandemi döneminin gerçekleriyle de tamamiyle çelişmektedir. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli bir konuşmasında ‘bu salgın bir kez daha tarım ve gıdanın önemini gösterdi. Daha da önemlisi kendi kendine yeterliliğin önemi bir kez daha kanıtlanmış oldu. Bu felaketi atlatmak için birçok ihtiyaçtan vazgeçebilir, ancak gıdadan vazgeçilemez.’ demişti. Fakat bu söylemlerle Doğanyurt köyünde yapılmak istenen ve ÇED raporuna dahi gerek görülmeyen Kalker Ocağı projesi tamamıyla çelişiyor. Doğanyurt ve çevre köylerdeki halk, milyonlarca yılda oluşan temiz su pınarları ve havası sayesinde mümkün olan tarım ve hayvancılık ve bunlara bağımlı binlerce insanının ve gelecekte burada yaşayacak torunlarının üreteceği ve tüm bölgeye kazandıracağı kamusal faydaları hesaba katarak projenin iptal edilmesini istiyor. Bir taraftan doğal varlıkların önemi bu kadar ortadayken ve tüm idari makamlar bunun önemine işaret ederken, orman ve tarım gibi kendini yenileyebilen kaynaklarımız yerine belirli bir işletme ömrüne sahip taş ocağının tercih edilmesini anlamak mümkün değil. Sorumluların bir an önce görevlerini yerine getirip bu projenin iptali için gerekli işlemleri yapmaları gerekmektedir. Kamu kaynaklarının zararına olan bu süreçte, olası bir hatalı karardan dönülmesi için çağrımızı buradan yineliyoruz” diyerek yetkilileri göreve davet ettiler.