Şairlerin dilinden Ankara -13-
Ferda Balkaya Çetin;
Bu Pazar sabahında,
“Acının her rengi” yoktu belki ama doğal yapısı, sessizliği, beyaz kuğuları ve gökyüzüne uzanan ağaçları ile dört mevsimin renklerini ayrı ayrı yaşayan ve yaşatan güzelliği ile puslu idi Ankara, Kuğulu Park’ta…
Seyirbazlığı içinde gezinirken…
***
Mehmet Başaran, “Güven Parkta” farklı bir gözlem yapar:
Ankara tuzu kuru Ankara
Gör nasıl bekleşir
İnsanlar Güven Parkta
***
M. Faruk Gürtunca, öyle bir “Ankara”, yolu tarif eder ki güler yüzlüdür:
Bir gönül hasret ile görmek istersen onu,
Tut ona varmak için kızıl güneş yolunu!..
Düş, kanlı yamaçlara, geçit vermez dağlara,
Bir gün bir dağ başında göze güler Ankara!..
***
Ahmet Uysal dertli mi dertli. Çünkü;
“Kanıma sızmamıştı daha
Bu Ankara uzaklığı”
Diyerek sızlanıp durmaktadır. Acı içinde…
***
M. Kemal Yılmaz’ın dünyası ise “Gençlik Parkındaki Küçük Tren”de yolcudur…
Yaşamak bu kadar tatlı mı ne?
Bu yaz güneşte bir başkalık var.
Nasıl yürüdüm ilk kez
Gençlik Parkı’na kadar.
Bir çocuk haykırdı birden
Küçük trenin düdüğünden.
Baktım elimden tutmuş
Haydi, binelim dedim içimden.
***
Ali Cengizkan’ın “Solfasol Otobüsü”ne binişi, “bir kere daha deneyelim” diye seslendiği Ankaralı Ahu yüzündendir…
***
Ali Coşkun Hirik, -Ankara Kuğulu Park’ta- fotoğraf çekiyor adeta:
“Hava güzel, gözlerim kız dokuyor, gölde iki kuğu”
***
Şairane Ankara turumuzu haftaya pazar günü başka şair dostlarla sürdürelim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.