İftar değil, kardeşlik çadırı
Şereflikoçhisara bağlı Üzengilik Mahallesi’nde 10 yıldan bu yana süre gelen Ramazan geleneği devam ediyor. Bu anlamda bir araya gelen mahalle ahalisi bu geleneği devam ettirmekte kararlı.
İlçemiz Üzengilik Köyü (Mahallesi) sakinleri geleneksel hale gelen iftar sofrasında buluştu. Mahallenin imamı Süleyman Aydoğmuş, “Verdikleri iftar yemeğinin birlik ve beraberliğe katkı sağlamak amacıyla yaptıklarını ve geleneksel hale gelerek her yıl düzenlendiklerini” ifade etti.
Şereflikoçhisara bağlı Üzengilik Mahallesi’nde 10 yıldan bu yana süre gelen Ramazan geleneği devam ediyor. Bu anlamda bir araya gelen mahalle ahalisi bu geleneği devam ettirmekte kararlı. Mahallenin imamı Süleyman Aydoğmuş ile bu güzel geleneği konuştuk. 10 yıldır devam eden gelenek ile ilgili Süleyman Aydoğmuş sorularımızı cevapladı.
Gülferi: Bu gelenek nasıl başladı?
Süleyman Aydoğmuş: Ben buraya geleli yaklaşık 13 yıl oldu. Ben buraya geldiğimde burada böyle bir gelenek yoktu. Köylülerimiz arada bir iftar verirlerdi. Bizde düşündük ki bunu bir gelenek haline getirelim. Camide bu işin yönetimine el uzatmak için camimizin giderlerini karşılamak amacıyla 3 kişilik bir komite oluşturduk. Bu üç kişilik komitede İbrahim Özbek, Rıza Güzel, Mustafa Yiğit adlı köylülerimizden oluşuyor. Bu oluşturduğumuz komite ile birlikte biz 9 yıl bir fiil çalıştık. Bu arada masamız, sandalyemiz hiçbir şeyimiz yoktu. Dolayısıyla biz camimizin bütçesinden biriktirdiğimiz hayır-hasenat paraları ile çadırlarımızı yaptırdık.
İLK ZAMANLARDA 21 GÜN FİNANS SAĞLAYABİLDİK
Eksiklerimizi tamamladıktan sonra biz bu geleneği ilk başlangıçta 21 gün olarak gerçekleştirebildik. Çünkü ilk başlarda 21 günlük finans sağlayabildik ve 21 gün oruç açtırabildik çadırımızda. Daha sonra ki yıllarda her yıl bir kişi oruç açtırıyordu, iftar yemeği veriyorlardı. Ama zaman geçtikçe halkımız gerçekleştirmekte olduğumuz geleneğimizi benimseyerek günlük finans desteği sağlayanların sayısı iki kişi, üç kişi arasında değişiklikler gösterdi. Biz 10 yıldır yapıyoruz ve Elhamdülillah ne sponsorda sıkıntı çekiyoruz ne de finansta. Ayrıca bizim bu çadırımızın özelliği oruç tutsun tutmasın, bu köylü olsun olmasın çadırımız bütün vatandaşlarımıza açıktır. Burası her ne kadar iftar çadırı olarak adlandırılsa da ben buraya kardeşlik çadırı olarak adlandırıyorum. Köyümüzde Ramazan ayı boyunca evlerde hiç yemek yapılmıyor. 10 yıl olunca bu bizde artık bir gelenek haline geldi. Hava şartları ne olursa olsun her halükarda biz iftar çadırımızda buluşmaya devam ediyoruz. Buraya geldik geleli gerek muhtarımız, gerek komite üyelerimizle beraber canla başla bu işi alnımızın akıyla yürüttük.
MAHALLEMİZ ÖRNEK BİR MAHALLE
Gülferi: Eskiden köy olan şimdi mahalle olan Üzengilik’te bu durum nasıl karşılandı?
Süleyman Aydoğmuş: Çok teveccüh gösterdiler. Çok sevindiler. Halkımız zaten böyle bir organizasyonu beğenmeseler 10 senedir bizlere destek vermezler. Ramazan ayı boyunca günlük sponsor sayısı en az 2 ve en fazla 6 kişi arasında değişiklik gösteriyor. Vatandaşlarımız ellerinden gelen desteği geleneğimizin devamı için sürdürüyorlar. Çünkü Örnek bir mahalle anlayışına sahibiz.
ÇADIR ÜZENGİLİK’E AİT OLMAKTAN ÇIKTI
Gülferi: Bu geleneğin yerine getirilmesine kimler katkıda bulunuyor?
Süleyman Aydoğmuş: Ekonomisinde köylümüz ve ilçedeki esnaflarımızın bize destekleri var. Çevre köylerden de gelip burada iftar açtırmak için sponsorlarımız oluyor. Bizim çadırımız halka açık bir çadır. İsteyen herkes bizim kardeşlik çadırı adını verdiğimiz iftar çadırımızda iftar yemeği verebilir. Şereflikoçhisar’ın esnafları da bizim çadırımızda yemek vermek için sıraya giriyorlar. Onlar da biliyorki bizim çadırımız sadece Üzengilik Mahallesi’ne ait bir çadır olmaktan çıktı. Herkesin gelebileceği, orucunu açabileceği kardeşlik çadırı.
İHALE USULÜ YEMEK ŞİRKETLERİ İLE ANLAŞIYORUZ
Gülferi: Yapılan yardımlar kimde toplanıyor ve bu yardımlar nasıl harcanıyor?
Süleyman Aydoğmuş: Biz yardım toplamıyoruz. Biz yemeğimizi yemek şirketlerinden alıyoruz. Biz artık bu konuda çok profesyonelleştik. Onu da şu şekilde yapıyoruz. Şereflikoçhisar’da yemek şirketleri var. Yemek şirketlerine, aşçılara ve lokantalara haftalık yemek menümüzü vatandaşlarımıza sorarak hazırlıyoruz ve ihale düzenliyoruz. Bir haftalık menümüzü firmalara sunuyoruz. Tekliflerini bize bildirmelerini istiyoruz kendilerinden. Bize kaliteli ve ucuz kim teklif verirse biz ona ihaleyi veriyoruz. 10 senedir biz bu geleneği deva ettirdiğimiz için yeterli birikime sahip olduk. Ben kendim ilgileniyorum zaten. Bu sene ihalede 5 tane firmaya teklif sundum. 2.300 TL gibi bir fiyata düşen firmalardan bir tanesi son olarak 2.100 TL gibi bize bir fiyat verdi ve biz o firma ile anlaştık. Bizim çadırımızın günlük yaklaşık en az 2.200TL gibi bir masrafı var. Normalde biz 200 kişilik yemek çıkartıyoruz. Köyümüz gurbetçi köyü. Gurbetçi köyü olmamız sebebi ile de gurbetçiler yaz tatilinde geliyorlar. Gurbetçiler burada iken yemek sayımız 250’ye çıkıyordu. Biz para toplamıyoruz para almıyoruz. Ben iftardan sonra sponsorları bir araya getirerek o günkü harcamaların ödemesini yaptırıyorum. Bize hiç para gelmeden yemek şirketine naklediyoruz. Bizim yemek şirketleri ile anlaşmamız da zaten nakit şekilde ödeme yapmak. Günlük hizmetimizi alıyoruz. Ödememizi öyle yapıyoruz. Bu durumda da kimsenin kimseden alacağı ya da vereceği olmuyor. Biz bu işi tamamen Allah rızası için yapıyoruz.
BU İŞİN CEFASINI KOMİTE ÜYELERİMİZ ÇEKTİ
Az önce bahsettiğim gibi bizim üç tane komite üyelerimiz var. Biz onlarla bu sene yollarımızı ayırdık. Daha genç kanlarla çalışmaya devam ediyoruz. Şuanda komitemizde bir kişi var Vehbi Güzel. Eski komite üyelerimiz görevlerini 10 sene boyunca layıkıyla yerine getirdiler. Ben onlara çok teşekkür ediyorum. Onların bu çadırda emekleri çok fazla. Bu işin cezasını ve cefasını eski komite üyelerimiz olan İbrahim Özbek, Rıza Güzel ve Mustafa Yiğit çekmiştir.
BİRARAYA GELMEK BİZE MUTLULUK VERİYOR
Gülferi: Her gün bir araya gelmek anladığım kadarıyla zor olmuyor? Size keyif veriyor. Böylesine güzel adetleri yerine getirmek sizde nasıl bir duygu uyandırıyor?
Süleyman Aydoğmuş: Çok büyük bir mutluluk içerisinde oluyoruz. Çadırımızın idaresini ben kendim üsteniyorum. Muhtarımız Allah razı olsun bize çok destek oluyor bu konuda. Bizim sponsor listemiz var. Bu listeyi ben oluşturuyorum ve bu listeyi yılın ilk günlerinden oluşturmaya başlıyorum. Ramazan ayı gelene kadar kimlerin sponsor olacağı belli oluyor. Sponsor olmak isteyenler adeta bir yarış içerisine giriyorlar. Böyle güzel bir organizasyonda yer almak için. Ramazana bir ay kala bizim listelerimiz dolar. Hocam ben sizin iftar çadırınızda tek kişilik iftar yemeği vermek istiyorum deseniz bile veremezsiniz. Çünkü bizim böyle bir yerimiz yok. Bu çok önemli. Biz zevk alıyoruz her akşam aynı sofrada olmaktan. Paylaşımlarımızı arttırmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Ezanı beklerken muhabbet sohbet, kaynaşma heyecanımızı daha da arttırıyor. Bizim çadırımıza gelenler yanlarında evlerinde bulunan kendi yetiştirdikleri marul, soğanları getirirler. Benim masamda soğan varsa ben yan masaya veririm. Onların masasında marul varsa onlar benim masama ikramda bulunur. Çadırımız da paylaşım oldukça fazla. Biz burada sadece yeşilliklerimizi, yiyeceklerimizi değil, sevgimizi güler yüzümüzü paylaşıyoruz. Muhabbetlerimizi paylaşıyoruz. Vatandaşlarımız Ramazan ayını oldukça keyifli bir şekilde geçiriyorlar.
SOSYAL PROJELER DE GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Gülferi: Bu iftar geleneği birlik ve beraberliğinizi nasıl güçlendiriyor?
Süleyman Aydoğmuş: Zaten bizim burada asıl amacımız birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek. Aralardaki küslükleri kaldırmak. Birbirimize bağlılığımızı beyan ediyoruz. Arife günleri öylesine güzel bir kalabalığımız olur ki Ramazan ayının son gününde yaklaşık 500 kişilik bir kalabalığımız olur bizim. Bayram öncesinde hasret gideririz. Bu hazzı tatmak böylesine güzel ve anlamlı bir ortamda bulunmak isteyen hemşerilerimiz Ankara’dan köyümüze geliyorlar. Belediye Başkanımız, kaymakamımız ve il protokolümüz iftar çadırımızı ziyaret etti. Bizde onları ağırlamaktan gurur duyuyoruz. Hatta bizim Ramazan ayı içerisinde sosyal faaliyetlerimizde mevcut. Biz bu faaliyetler çerçevesinde çadırımıza gelemeyen yaşlılarımızı ve hastalarımızı ziyaret ediyoruz. Kendi bütçemizden ufakta olsa bir hediye alarak onların mutluluğuna ortak oluyoruz. Ramazan ayında yalnız olmadıklarını onların her zaman yanında olduklarımızı göstermeye çalışıyoruz. Biz her sene kendi bütçemizden ufak çaplı yardımlar yapıyoruz söylediğim gibi. Ama bu sene çadırımızı ziyarete gelen Kaymakamımız sosyal etkinlik olarak neler yaptığımızı sordu. Bizde onlara yapmış olduğumuz ziyaretlerden bahsettik. Yaşlılarımızı ziyaret ettiğimizi söyledik. Bize onlara hediye verip vermediğimizi sordu. Bizde elimizden geldiğinde ufak çaplı hediyelerimiz oldu dedik. Kendisi bize bu zamana kadar kaç kişiyi ziyaret ettiğimizi sordu. Ben 18 kişiyi ziyaret ettiğimi söyledim. Kaymakam bey dedi ki ben size 25 tane paket yaptırayım, birde benim için bayramda ziyaret edin dedi. Biz yapmış olduğumuz ziyaretlerimizi aynı zamanda sosyal medyadan paylaşıyoruz. Bizim köyümüzün vatandaşı olup gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında annesini gören babasını gören hemşerilerimizin mutluluğuna ortak oluyoruz. Böylelikle dışarıda bulunan vatandaşlarımız bizim paylaşımlarımız sayesinde köylerine, akrabalarına olan özlemlerini gideriyorlar. Köydeymiş gibi bir his uyandırıyor. Aynı zamanda şunu da eklemek istiyorum ki. Biz kalan yemeklerimizi buraya gelen mevsimlik işçilerimizle paylaşıyoruz. Onların yüzünde gördüğümüz mutluluk bizi daha da sevindiriyor.
HER ŞEY HAZIR GERİYE SADECE YEMEK YEMEK KALIYOR
Gülferi: Bu geleneğin gelecek nesillere yani çocuklarımıza bırakılması hakkında ne söylersiniz?
Süleyman Aydoğmuş: Biz bunun alt zeminini hazırlıyoruz. Alt yapısını sağlamlaştırmaya çalışıyoruz. Bizim çadırlarımız önceden göçebe çadırı tipindeydi. Şuanda kalıcı sabit çadır yapıyoruz. Yaptık ta hatta inşaatı bitmek üzere. Bizim amacımız çadır kurmakta zorlanıyorum, bize iş kalıyor gibi söylemlere karşı tedbir almak. Dolayısıyla sponsor hazır, çadır hazır geriye sadece yemek yiyecek ortamımızı şenlendirecek vatandaşlarımız kalıyor. Bizim bayanlarımız bizden daha hevesliler bu konuda. Hanımlarımız bu geleneğimizi daha çok seviyorlar. İftar saatine yarım saat kala çadırımız dolar. Bizim çadır kapasitemiz 250 kişilik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.