İstanbul’un kaderi Ankara’nın geleceği

DEĞERLENDİRME: ORHAN KEMAL ERKILIÇ

Yerel seçim sürecinde neredeyse her karar, her aday ve her parti tartışılmaya devam ediyor.

İkinci kez netleşen adaylar dahi konuşuluyor; gerginleşen ortamda “acaba” yorumları yapılıyor.

Yerel seçim heyecanının bazı kentlerde beklenen hareketliliğe ulaşmadığını görüyoruz. Buna rağmen en çok konuşulan, tartışılan kent bir süredir İstanbul.

İstanbullu ise endişeli; olası deprem senaryosu nedeniyle İstanbullular uzaktan çalışma kolaylığı ile başka kentlere yerleşme planı yapıyor. Rotanın ilk sırasında Ankara var.

***

38 gün; yerel seçimler için uzun bir süre.

CHP ile DEM ortaklığı sonuçları nasıl etkileyecek? Ekrem İmamoğlu bu durumu gerçekten avantaja çevirebilecek mi? Peki bu ortaklık diğer kentleri nasıl etkileyecek? Ülkücü kökenli CHP’li adayların sayısı az değil; onlar bu süreci nasıl yönetecek?

Cumhur İttifakı kaybettiği bazı büyükşehirleri alma konusunda iddialı. Saha çalışmalarında kentlerdeki sorunlara yönelik projeler anlatılıyor. Murat Kurum ise İstanbul trafiğine çözüm önerilerini sıralıyor. Deprem tehlikesine karşı nasıl tedbirler alacaklarını duyuruyor.

Adayların açıklamadığı proje ve vaatler için ise özellikle mart ayının 3. haftasını beklememiz gerekiyor.

***

Ankara’da Mansur Yavaş ile Turgut Altınok arasındaki yarış şimdilik tatlı bir rekabet şeklinde ilerliyor. İYİ Parti adayı Cengiz Topel Yıldırım ise katıldığı televizyon programlarında ve sosyal medya paylaşımlarında iki rakibine ağır eleştirilerde bulunuyor. Yıldırım daha agresif bir taktik izliyor!

Yavaş ile Altınok için de pek çok aday gibi mart ayı hareketli geçecek. Sunumlar hazırlanıyor, medya buluşma tarihleri belirleniyor. Proje açılışı ve çarpıcı vaatler için son dokunuşlar yapılıyor.

***

Ankara, özellikle 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketlerinin ardından çok göç aldı. Sanayisi, ticareti büyüyen Ankara, yurt dışına direkt uçuşları yetersiz olsa da ulaşım ve yaşam kolaylığı sağlayan bir kent. Hâl böyle olunca Ankara’da yaşamak isteyenlerin sayısı hızla artıyor. Şimdi de İstanbullu aileler ya da yalnız yaşayan beyaz yakalıların Başkent’e yerleşme fikri yaygınlaşıyor. Mega kent tıpkı dünya gibi hibrit çalışma (aylık iş gününün belirli günlerinde ofis içerisinde, belirli günlerinde ise ofis dışında çalışma şeklinde uygulanan bir çalışma düzeni) yöntemine ya da tamamen evden/uzaktan çalışma sistemine geçmiş durumda. Yani evden çalışanlar için nerede olduklarının bir önemi yok. Bu şartlarda İstanbul’dan çıkmak isteyenlerin sayısı da artıyor. İşin bir de gündem olan diğer bir yanı var; mesai saatlerinin kısalması! Günlük 5-6 saatlik mesai olasılığını düşünenlerin para derdi de yoksa bir sahil kasabasında yaşama hayali önünde neredeyse engel kalmıyor. Yine de Ankara rotanın ilk sırasında olacak gibi görünüyor!

Peki Ankara bu sürece hazır mı?

*Öncelikle yerel seçim sürecinde kente dair proje hazırlayan başkan adaylarının mutlaka “göç” konusunu önemsemesi ve çözüm önerilerini sıralaması gerekiyor.

*Trafik için acil çözüm üretilmeli. Ankara’da geniş bulvarlardan diğer bulvarlara geçişler büyük bir sorun! Örneğin Konya Yolu’nun iki tarafından Eskişehir Yolu’na geçiş yapmak çile! Malazgirt Bulvarı’ndan Dumlupınar Bulvarı’na ilerlemekte dert! İnsanların hayatı trafikte geçtikçe yaşam kalitesi düşüyor, iş performansı azalıyor.

PROJELER ASFALT, KALDIRIM OLMAMALI! HAYATİ KONULAR ÖNCELENMELİ!

*Neredeyse kar görmeden kış bitti! Felaket bir yaz Ankara’yı, ülkemizi ve elbette dünyayı bekliyor. Kıtlık, susuzluk hayatın her alanında zorluk çıkarabilir.

*Konut ihtiyacı artacak. Kiralara iki maaş bile yetmeyecek! Barınma büyük bir sorun olabilir!..

Sonuç olarak hayat zorlaşacak… Trafik yanında; su ihtiyacı, beslenme ve konut ihtiyacı da dert olacak…

Bir belediye başkanı gelecek vizyonunu; su, enerji, tarım / hayvancılık, iklim krizi, barınma ve trafik konularında belirlemek zorunda!

Yoksa vay halimize!..