Selçuk Özdağ'dan Köy Enstitüsü çağrısı
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün tarihi ve kültürel birikimlerinin gelecek kuşaklara aktarılması için müze yapılması teklifi” konulu basın açıklaması için Elmadağ’ın Hasanoğlan Mahallesine gitti.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün tarihi ve kültürel birikimlerinin gelecek kuşaklara aktarılması için müze yapılması teklifi” konulu basın açıklaması için Elmadağ’ın Hasanoğlan Mahallesine gitti.
Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ’a, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feramuz Üstün, Ankara İl Başkanı Gülnur Hayran Özkaya ve yönetimi, Elmadağ İlçe Başkanı Mustafa Şimşek ve yönetimi, Mamak ilçe teşkilatı, ayrıca Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcıları Hakverdi Altuğ, Mehmet Erman, Yalçın Özdemir, Levent Aslan ve partililer eşlik etti.
Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün tarihsel değeri ve önemine değinen Özdağ, burada yaptığı açıklamada, Enstitü restorasyonunun önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına verilip ardından iptal edilmesine dikkat çekti ve ilgili makamlara çağrıda bulundu.
Özdağ, Enstitüyü şöyle anlattı: “Bugün 1941 yılından 1947 yılına kadar faaliyette bulunan Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün bulunduğu yerdeyiz. 1947 yılında kapatıldıktan sonra İlk Öğretmen Okulu olarak faaliyetine devam etti ve buralardan çok değerli öğretmenler çıktı. Buradan çıkan öğretmenler Anadolu’yu aydınlatanlardı, Türkiye’nin her yerinde Köy Enstitüleri açıldı, benim merhum babam da buradan mezundu. Aydın Ortak’larda, Manisa Demirci ‘de, Ankara Hasanoğlan’da, Eskişehir’de ve Türkiye’nin 21 yerinde bu tür köy enstitüleri açılarak, çocuklar ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdi ve Anadolu’ya öğretmen olarak yayıldılar. Öğretmenlik yaparken bu insanlar bir yandan sıhhiyeciliği öğrendiler, insanlara aşı vurdular, tedavilerini yaptılar, bir yandan ağaç nasıl aşılanır bunu öğrenip yaptılar, bir diğer yandan el sanatları üzerine eğitimler alıp sanat ürettiler, hayvancılık üzerine, tarım üzerine bilgiler aldılar, planörlükle ilgilendiler, makinistlik eğitimleri aldılar, müzik eğitimleri aldılar, kısaca Köy Enstitülerinde çok yönlü bir şekilde yetiştiler.
Burası 1947 yılında kapatıldı fakat eğitim faaliyeti isim değiştirerek devam etti. Bu tarih bizim tarihimiz. 5 bin yıllık tarih bizim tarihimiz. Anadolu’ya geldiğimiz 960’lı yıllardan Hasan El Harakani ile Kars’tan girdiğimiz 1000 yıllık Anadolu tarihinde, mükemmele yakın yaptığımız işler olmuştur ama zaman zaman hiçbir şeyin mükemmel olmadığı da olmuştur. Cumhuriyet kurulduktan sonraki bu tarih bizim tarihimiz. Geçen gün Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş son Başbakan’ı ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu ile buraya geldiğimizde, 30 bine yakın kitabın, müze içerisinde atıl durduğunu ve adeta yokluğa mahkum edildiğini gözlemledik. Buralarda tarımı, arıcılığı, hayvancılığı öğrenirken, aşıyı öğrenirken, marangozluğu öğrenirken kullandıkları materyalleri gördük, matbaa malzemelerini gördük ama kendi haline bırakılmış burası. Ben bir Sosyal Bilimciyim, eğitimciyim, üniversite hocasıyım, 3 dönem milletvekilliği yaptım. Buralar bizim gelecek kuşaklara aktaracağımız tarihi/kültürel miraslarımız.”
ÖZDAĞ, BAKANLIĞA VE CUMHURBAŞKANINA SESLENDİ
Konuşmasının devamında Köy Enstitüsünün restore işlerinin önce Ankara Büyükşehir Belediyesine verildiğini ancak ardından ‘siyasileştirilerek’ iptal edildiğini belirten Özdağ, Milli Eğitim Bakanlığına ve Cumhurbaşkanlığına şöyle seslendi: “28 Eylül 2020 tarihinde Ankara Büyük Şehir Belediyesi, Milli Eğitim Bakanlığı’na bir yazı yazarak buradaki müzenin, amfi tiyatronun aynı zamanda müzik okulunun, tarihi ve kültürel malzemelerin gelecek kuşaklara aktarılması için restore etmek istediğini bildirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan restoreye ilişkin onay istemiştir. 11 Kasım 2020’de Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak olan tadilat, tamirat, onarım işlemleri için Ankara Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bilgi verilmesi kaydı ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne izin vermiştir. İzin sonrası Belediye çalışmalara başlamıştır ancak 30 Nisan’da Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne verilen restorasyon izni Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Genel Müdürlüğü’nün yazısı ile iptal edilmiştir. Bakanlık iptale gerekçe olarak ise ‘Bakanlığın korunması gereken binalara ilişkin restorasyon işlerinin Bakanlıkça planlanmasının daha uygun olacağı’ gösterilmiştir. Bakanlık niçin önce izin vermiş ve izni daha sonra iptal etmiştir?
Bir devlet adamlığı nosyonu bunu gerektirmez! Milli Eğitim Bakanlığı; bir şeye imza atıyorsan eğer o imzanın arkasında duracaksın. Ya o imzayı atmayacaksın, atmışsan da iptal etmeyeceksin. 20 gün sonrasını 3 ay sonrasını göremiyorsanız siz kusura bakmayın bürokrat bile değilsiniz demektir, bırakın siyasetçi olmayı bakanlık yapmayı!
Mesele şu veya bu partili olmak değil. Bu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını X parti ile kazanmış biri olabilir ama şuan Ankara’nın Belediye Başkanıdır. Sizler de X parti adına gelir hükümet olursunuz ama tüm Türkiye’nin hükümetliğini yaparsınız.
Bugün burada amfi tiyatroyu, müzik okulunu ve müzeyi gezdik. Hasanoğlan Köy Enstitüsünün bütün yapılarının tahrip edilmek üzere olduğunu, yok olmak üzere olduğunu gözlemledik. O tarihteki eğitimi o veya şu nedenle eleştirebilirsiniz ama bu eleştiriyi pedagoglar yapar, eğitimciler yapar, tarihçiler yapar. Maalesef gördüğümüz şu ki burası ile ilgili değerlendirmeyi siyasetçiler yapmak istiyor, yapmayın! Osmanlı ve Selçuklu ne kadar bizimse Cumhuriyet o kadar bizim!
Ben buradan Milli Eğitim Bakanına, Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Milli Eğitim Bakanı, Ankara Valisi, Sayın Cumhurbaşkanı lütfen Mansur Yavaş’ın izin talebini yeniden değerlendirin. Büyükşehir Belediyesi burayı projelendirsin, restore etsin ve gelecek kuşaklara bir kültür varlığı mirası olarak bıraksın. Burası bizim tarihimiz diyerek siz yapıp övünün burası ile. Ama eğer buranın restorasyon işini Sayın Mansur Yavaş’a vermiyorsanız, iptal ettiyseniz siz yapın! Lütfen burayı yokluğa mahkum etmeyin. Yıkmayın… Buradaki tablolar bizim tablolarımız, kitaplar bizim kitaplarımız. Orada Fatih’in tablosu var. Buraya zaman zaman hırsızlar giriyor, malzemeler çalınıyor hala bir envanter arşivi yok buranın.
Cumhuriyetin 100. yılına giderken; Sayın Cumhurbaşkanı, derhal bir talimat verin, Milli Eğitim Bakanlığı; yarından tezi yok burayla ilgili projelendirme çalışmalarına başlasın. Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu burayı bir kültür varlığı olarak değerlendirmiş, tescillemişse burayı gelecek kuşaklara aktarmak da hepimizin görevidir.
Gelecek Partisi olarak her 2 ayda bir buraya gelerek bu konunun takipçisi olacak, Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün önünde konuya ilişkin basın açıklaması yapacağımızı tüm Türkiye’ye bildiriyoruz! Görevimizi yapmaya devam edeceğiz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.