Uzayda mahsur kalan astronotlar Şubat 2025'te dünyaya dönecek

Haziran başında teknik arızalar nedeniyle istasyona ulaşan mekik, mürettebatsız bir şekilde eylül ayında Dünya'ya dönerken, astronotlar geri dönüş için alternatif bir plan dahilinde SpaceX'in Crew-9 misyonunu beklemek zorunda kaldı.

Astronotlar uzayda mahsur kaldı

STARLİNER MEKİĞİNDE TEKNİK AKSAKLIKLAR

Boeing’in Starliner mekiği, NASA astronotları Butch Wilmore ve Suni Williams’ı taşıyan ilk mürettebatlı uçuşunu 5 Haziran 2023’te Florida’daki Cape Canaveral üssünden fırlattı. Planlanan görevde astronotların ISS'de sadece bir hafta kalması öngörülüyordu. Ancak mekik uzay istasyonuna kenetlendikten sonra birden fazla helyum sızıntısı tespit edildi. Mekikteki bu sorunlar ve iticilerden bazılarının çalışmayı durdurması, geri dönüş uçuşunun defalarca ertelenmesine yol açtı.

Başlangıçta 18 Haziran olarak belirlenen dönüş tarihi, teknik sorunlar çözülemediği için önce 22 Haziran, ardından 2 Temmuz ve daha ileri tarihlere ertelendi. Son olarak, NASA ve Boeing yetkilileri, arızaların giderilmesi amacıyla daha fazla test yapıldığını ve mekiğin yolcusuz olarak geri döneceğini açıkladı.

NASA, uzayda mahsur kalan astronotlar için karar aşamasında

STARLİNER'IN BOŞ DÖNÜŞÜ

Uzun süren aksaklıkların ardından Starliner mekiği, Eylül 2023’te mürettebatsız şekilde Dünya’ya geri döndü. Yaklaşık 6 saatlik yolculuğun ardından uzay aracı, ABD’nin New Mexico eyaletindeki White Sands Uzay Limanı’na başarılı bir iniş gerçekleştirdi. Ancak astronotlar, ISS'de kalmaya devam etti.

NASA'nın uzay aracındalar: Astronotlar 2 aydır uzayda mahsur durumda!

CREW-9 EKİBİ ASTRONOTLARI GETİRECEK

NASA, uzayda mahsur kalan astronotların dönüşü için SpaceX’in Crew-9 misyonunu devreye soktu. 28 Eylül'de uzaya fırlatılan Crew-9 kapsülü, 5 aylık görevini tamamladıktan sonra Wilmore ve Williams'ı Şubat 2025'te Dünya'ya geri getirecek. Böylece, sadece bir haftalık bir görev için ISS'ye giden astronotlar, yaklaşık 8 ay süren bir bekleyişin ardından Dünya’ya dönebilecek.

Bu olay, uzay görevlerinin ne kadar hassas olduğunu ve teknolojik arızaların görev sürelerini ne denli uzatabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.