Sevgili Okurlar! Ermeniler tarihin her kademesinde, yaşadıkları devletlerin dâhilinde her fırsatta çeşitli sahtekârlıklar yapmışlardır ve bu sahtekârlıklar hakkında basında, çeşit-çeşit kitaplarda onların türettikleri rezillikler hakkında çok yazılar mevcuttur. Bütün bunlar hakkında en son TÜRK HABER TV’de, birkaç yıl önce, ”Teke Tek” programında canlı yayında, Sayın, Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu belgeleriyle sübut etmiştir.

Ermenileri Azerbaycan’a davet edenler bizim Han ve Beylerimiz olmuştur. Sovyet Politbürosu tarafından topraklarımızda kurmuş olduğu kukla Ermeni devleti, tarih boyunca Azerbaycan’a ait kadim topraklarımızda kurulduğu bir gerçektir (ortada tarihi belgeler vardır). Çünkü XVI yy. da Sefevi Azerbaycan Devleti zamanında İrevan Hanlığı mevcut idi. Ve XV yy.dan başlayarak 14 İrevan Hanının tümü Azerbaycan Türkleri olmuşlardır. Tarihi belgeler elimdedir ve ispat etmeye hazırım. İrevan Hanlığı da tıpkı Gürcistan gibi Sefevi devletinin İli sayılıyordu ve Azerbaycan İmparatorluğuna vergi ödüyorlardı. Bununla ilgili belgeler mevcuttur. Ayrıca tarihi kaynakçalarda Ermenilerin Hindistan topraklarından topyekûn kovuldukları da kaynakçalardan bellidir. Ermeni Taşnaksütün Partisinin kurucularından ve diktatör Lenin’in fikir dostu Stepan Şaumyan’ın vasiyeti gereği naaşının Hindistan’da defnedildiğini her kes biliyordur. Hiç de boşuna değildir, dedelerinin vatanında ebediyen uyuması doğaldır…

Ermenilerin Azerbaycan topraklarında yaşadıkları süreçte yaptıkları sahtekârlığı, ikiyüzlülüğü, hırsızlığı ispat eden en son tarihi belgeleriyle donatılmış son kitap şimdi elime ulaşmıştır ve Türkiye’de basılmamıştır. İnsan bu kıymetli tarihi belgeleriyle eseri okuduğu zaman vahamete geliyor, insanın kafası karışıyor ve şöyle düşünmeli oluyorsan: “Bu Ermeniler ne biçim şeytan ve fesatlar, acaba insan mıdırlar? Ne bunlar, yahu? Ne biçim halklar? İnsanlara karşı bir beladırlar…”

Dünyanın neresinde yaşasalar aynı tuzakları, aynı dolapları, aynı hırsızlıkları yapmışlar ve yapmaya yine devam ediyorlar. Enteresan şu ki, Ermenilerin bu ikiyüzlülükleri, sahtekârlığı hakkında kendi yazarları, sanat ve bilim adamlar yazıyorlar. İşte bu gün size sadece Ermeni yazarlarının kendi halkı hakkında yazmış oldukları kaynakçaları sunacağım. Böylece Ermeni ırkının tarih boyunca yaptıkları sahtekârlık, yalan, ikiyüzlülük ortaya çıkacaktır. Ve siz değerli okurlarım ben sadece kaynakçalardan sizlere örnekler sunacak, takdiri ise sizlere bırakacağım.

ERMENİLER, HIRSIZLIKLARINI HER FIRSATTA YAPIYORLAR

Kitaptaki kaynakçalar Türkçe, Rusça ve İngilizcedir. Kitabı çok kıymetli bilim adamı, tarihçi ve etnograf bilicisi, Prof. Kamran Sultanoglu İmanov’dur. (“Armyanskoye İnarodnıye Skazki”, Bakü, 2008). Kitabın birinci bölümü “Prişyol, Uvidel, Prisvoil”, yani “Geldim… Gördüm…Çaldım”, yahut ta, “Geldim, Gördüm, Alıp Götürdüm”, adlanır; ikinci bölümü ise “Teatr Absurda”, yani “Absurd Teatrı”.

İkinci kitap ise “Geldim, Gördüm, …Alıp Götürdüm”, (Bakü, 2010) yine aynı bilim adama aittir. Önce bu kitaptan örnekler sunacağım. Ermeni yazarları, bilim adamları yazıyorlar. Sayfa 3-de okuyoruz: Yegişe Çarens, Ermeni şairi: “Bizde riyakârlık, ikiyüzlülük anne karnında iken pekişiyor”.

Ovanes Tumanyan, Ermeni şairi ve yazarı: “…Hakiki kurtuluş dâhilden başlamalıdır, çünkü biz dâhilen hastayız” (O. Tumanyan, “İzbrannaya Proza”, str. 201, Yerevan, 1977, Rusça). Ovanes Tumanyan: “Bizim bedbaht tayfamız hiç zaman siyasi bakımdan müstakil olmamıştır”.

N. S. Vartapetov: “Hıristiyan bayrağı altında silahlanarak (Ermeni Kilisesi)  bütün zamanlarda tarihi Albaniya’nın ve onun ayrılmaz parçası olan Garabağ’ın (Arsag), (Azerbaycan’ın Dağlık Garabağ bölgesi) halklarını mahv etmiştir” ve “bir zamanlar tarihi durumlara ustaca adapte olarak Bizans İmperyasına, İran Susanilerine, Arap halifelerine ve Moğollara hizmet ettiği gibi, Sefevilere (Azerbaycan Sefevi Devletine), daha sonra ise Rusya imperyasına hizmet etmiştir”.(N. S. Vartapetov,, “Hıristiyanskiye Pamyatniki Zakavkasya”, Rusça).

K. Patkanov, tanınmış tarihçi,  Ermenişünas bilim adamı: “Ermeniler cihan tarihinde hiç zaman hususi rol, görev alamamışlar. Bu, siyasi termin değil, ayrı-ayrı Ermeni yerleşiminin sepilendiği coğrafi vilayetlerin adıdır. Ermeniler devamlı yaşadıkları toprakların kötü sahipleri olmuşlardır, ama onlar ustalıkla öz yakınlarını satarak gülcülere hizmet göstermişler…” (Vanskiye nadpisi i ix znaçeniye dlya Perednoy Azii, 1875, Rusça).

Gevorg Aslan, tanınmış tarih uzmanı: “Ermenilerde devletçilik olmamıştır. Onlar vatan duygusu ve siyasi bağlarla bağlı değiller. Ermeni vatanseverliği sadece yaşadıkları yerle bağlıdır”, yazıyordur. (G. Aslan, “Armeniya i Armyane”, 1914, Rusça).

ONLARIN TARİHLERİ DE, DEVLETLERİ DE OLMAMIŞTIR

S. Lexasi, Ermeni tarihçisi: “…Moldova’dan İstanbul’a, Roma’dan Büyük Venedik’te ele bir şehir, iri ve küçük köy yoktur ki, oralarda Ermeni olmasın. Biz toz gibi bütün dünya toprağına sepelenmiş, yayılmışız”. (S. Levatsi, “Putevıye zametki”. Vostoçnaya Literatura, Moskova, 1965, Rusça).

Manuk Abegyan, tanınmış edebiyatçı, dilci, folklorcu ve Akademisyen: “…Ermeni halkının kökleri neredendir, buraya nasıl, ne zaman, nereden ve hangi yolla gelmişler… Bizde bunun dakik ve aydın kaynakçaları yoktur”. (İstoriya Armyanskoy Literaturı”, Yerevan, 1975, Rusça). Fakat Hindistan’dan kovulduklarını nedense yazmıyor?..

Levon Dabegyan, uzman: “…Ermeniler kendi varlıkları için bir başa… Türklere borçlular. Eğer biz Bizanslılar ve ya başka Avrupalılar arasında yaşasaydık, Ermeni adı sadece tarihi kitaplarda kalacaktı”.

Aykazyan, tanınmış tarihçi: “İlkin Ermeni sülalesi tarihi şahsiyetlerden değil, uydurulmuş masallardan ve uydurulmuş şahıslardan ibarettir. Movses Xorenasinin kendisi ise beşinci yüzyılın tarihçisi değildir, o, yedinci yüzyılda yaşamış sahtekâr tarihçidir”. (Armyanskaya istoriya”, Paris, 1919, Fransızca).

Garagaşyan: “Ermenilerin geçmişi ile bağlı tarih ve ya rivayet (deyim) gibi kabul edilecek hiçbir bilgi ve kayıt yoktur. Onlar Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra Ayk ve Nuh’la akrabalığı uydurulmuş yalandır. Sanki o, Yafasın torunu, Nuh’un oğlu olan Torgom’un neslindendir. Çünkü eski tarihçilerden bir kaçı Yahudi salnamelerinde hatırlanan Torgom adını Ermenistan’ın bir parçası, aile, nesil, Torgom milleti gibi göstermişlerdir. Bunu ilk defa Horen Movses yazmıştır ki, tümüyle yalandır”. (İstoriya vostoçnogo voprosa”, London, 1905, İngilizce).

Basmacyan: “Ermenistan’ın ve Ermenilerin tarihi ve yaratılışı çok karanlıktır…”(Novaya istoriya Armyan”, Paris, 1917).

N. Rastermacyan, Ermeni tarihçisi: “Ermeni tarihi Haykın ve onun halkının Ermenistan’a gelip çıkmalarını İ. Ö. 2200.yy. ait ediyor ve onların İ. Ö. 800. yıla dek bir birlerinin görevlerini tutan ve liderlerinin listesi olduğunu kanıtlıyor. Çağdaş bilim bu uydurma ve yalanı tasdik etmiyor. Halklar bireylerden farklı olarak öz yaşlarını yükseltmeyi hep severler…”

Gevork Aslan: “Biz kabul etmeliyiz ki, Movses Xorenasi kendi hikâyelerini Suriye masallarından götürmüştür, yahut ta Ermenistan’da dolasan Hurufilerden işitmiş ve onları ustaca öz eserlerine aktarmıştır. Kendisi Suriye ve İran’ın tarihi kaynaklarından yararlanmıştır. O, Yesenxen Yahudilerinin savaşlarından sahneleri aynen almış, Eyzeben kilisesinin tarihini Malalesden çalmış ve kendi eseri gibi takdim ediyor” (G. Aslan,”İstoriçeskiy etüt o naselenii Armenii”, Paris, 1909)

B. İşhanyan: “Ermenilerin gerçek vatanı – “Büyük Ermenistan” adlandırdıkları  “Küçük Asya’dır”. (B. İşhanyan, “Narodnosti Kavkaza”, 1916).

B. İşhanyan: “Garabağ’da yaşayan Ermenilerin bir kısmı kadim Albanların nesli – yerli nüfustur, öteki kısmı ise Türkiye ve Irak’tan olan kaçkınlardır, onlar için Azerbaycan toprağı takip ve zulümden sığınacak yeri olmuştur” (yine orada, 1916).

Devamı vardır…