Fransa Cumhurbaşkanı Macron –Ermenidir
Azerbaycan Devlet Üniversitesi’nde önemli bir araştırma yapılmıştır. Akademisyen Grup kendisini ufacık Napolyon’a benzetmesiyle tanınan –Macron’un gerçek soyadı Macronyan olduğu netleşmiş oldu. Böylece kendisini Fransız olarak tanıtan Macronyan Efendi, tüm Fransız halkını aldatmıştır ve gerçek kimliğini kadim Firengistan halkından saklı tutmuştur. Değerli okurlar merak edecekler ki neden Firengistan olarak ifade ettim. Çünkü bu gün Fransa adlanan topraklar kadimde gerçek Oğuz Hakana ait olmuştur. İran topraklarında bulunan ve hayvan derisi üzerinde yazılmış ve günümüze dek Fransız Milli Kütüphanesinde korunan “OĞUZNAME” Destanında tüm gerçekler teker-teker yazılmıştır. Fransızlar hiç de utanmasınlar, zahmet çeksinler ve tarihi olayları okusunlar çok iyi olur. Çünkü bu el yazıda yazılanlar tüm Fransızları şaşırtacak niteliktedir. Çünkü evvel-ahır Fransız halkı anlayacaklar ki, Ulu-ulu dedeleri kimler olmuştur. Çünkü kadim tarihten ve gerçek el yazılardan bellidir ki Ulu dedemiz, BÜYÜK OĞUZ KAĞAN, hemen-hemen tüm dünyaya hâkim olmuş ve çok adilce günümüz Avrupa ve Asya topraklarının tümünü elinde bulundurmuştur. Günümüz Batı devletleri ve özellikle Fransa bu gerçekleri bildikleri halde hakiki tarihi gerçekleri, tüm Okullardaki kitaplarından çıkarmışlardır.
Elimde “OĞUZ DESTANI” kitabı vardır. Bu kıymetli kitabı, Türk dünyasının mukaddes evladı, A. Zeki Velidi TOGAN, 1972 yılında İstanbul’da Türkçeye çevirmiş ve Ahmet Sait Matbaasında basmıştır. Reşideddin, Oğuznameyi tercüme etmiş ve ilmi tahlilini de yapmıştır. Bu sebeple uzun yıllar Fransa Kütüphanesinde bulunarak dünya Türklerinin dedesi sayılan, DEDEMİZ OZUZ hakkında Fundamental eserini bizlere armağan etmiştir. Şu da bir gerçektir ki, Fransa Milli Kütüphanesinde bulunan bu nadir el yazı Türk topraklarından çalınarak Fransa’ya götürülmüştür ve Fransız halkının bile bu kıymetli eserden haberleri bile yoktur. Fransa siyasileri de bu nadir Destan hakkında bilgileri yoktur diye bilirim. Sadece Akademisyen takım tarihi gerçekler hakkında bilgileri mutlaka vardır.
Gerçek Soyadı da Makronyan’dır
Destanda Oğuz KAĞAN, oğlu Kün-Hana görev veriyor ve şöyle der: “Al yanına 180 bin Orduyu, git Firengistan’ı Türk İli yap. Git Firengistan sınırında savaşa girme, iki hafta otur ve bekle”. Kün Han babasına –“Neden iki hafta beklemeliyim ki, hemen girip orayı alırım”, diyor. Oğuz Kağan oğluna: “Sen hiç merak etme, onlar hemen gelecekler önüne.180 bin Ordu önünde ne yapacaklar ki? O zaman diyeceksin, burayı alıyoruz ve Türk Valisi atayacağız ve beş yıllık vergiyi de hemen istiyoruz.”. Aynen öyle de olmuştur.
Kün Han, 180 bin Ordusuyla Firengistan sınırlarına geliyor ve Ordu kamp kuruyor. Karşı taraftan hemen Elçiler geliyor: “-Ne istiyorsunuz?” Kün Han: “Bu toprakları İlimiz yapacağız”. Karşı taraf: “Kabul ediyoruz”, -diyor. Kün Han: “Vali Atacayız”. Karşı taraf: “Kabul Ediyoruz”,-diyor. Kün Han: “Beş yılın vergisini istiyoruz”. Karşı taraf: “Hemen getiriyoruz. Ama lütfen savaşmayın”, diyor ve vergiyi hemen getiriyorlar. Kün Han Firengistan’a Vali tayin ediyor ve böylece savaş vermeden Firengistan topraklarını uzun asırlar yönetmişizdir… Şimdi soruyorum, uzun asırlar Oğuz Kağan’ın yönetmiş olduğu Firengistan topraklarında 180 bin Ordumuz doğal olarak Firenk kızlarına evlenmişlerdir ve doğal olarak Fransızların çoğu Türk kanını taşıyorlar.
Fransa’da Kadim Türklerle Karşılaştım
2012 yılında Paris’te TÜRKSOY’un organizasyonu ile yazmış olduğum “Nevruz Şöleni” temsilini Paris’te, Mart ayının 28-de UNESCO’NUN sahnesinde, 30-da Ştrazburk Kültür Merkezinde sergiledik. Paris’te ilginç bir olaya şahit olduk. Temsilimizde 6 Türk devletlerinden, Tataristan ve Başkurdistan’dan Dans Grubu, Bale ve Şan sanatçıları, ayrıca Devlet Tiyatrosu’ndan iki aktör iştirak ettiler. Paris temsilinde Sahne makinistleri, ışıkçıları ile çevirmen sayesinde konuşmalarımda onların Türk olduklarını öğrendim: “Babalarımız böyle söylüyorlar, - dediler. -Ta kadimlerden geldiklerini söylüyorlar…” Şaşırıp kaldım, onları kucakladım ve her ikisi bana sımsıkı sarıldılar. Sonra çay içtik… Mavi gözlü ve saçları siyah olan Türkler, “Biz Türk olduğumuz için kurur duyuyoruz…” dediler.
Şimdi konuya dönelim, Macronyan neden Ermeni olduğunu beyan etmiyor, ha? Bu minicik kukla adam, Garabağ savaşlarında Ermenistan tarafına silahlar verdiğini dünya basını açıkladı ve hepimiz de biliyoruz. Ayrıca, Batılı devlet Başkanlarına, özellikle Rusya Cumhurbaşkanı V. Putin’e defalarca telefon ettiğini basından okudum. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın, Ilham Aliyev onun telefonuna cevap bile vermedi. Kahraman Ordumuzun Muzaffer Lideri, 44 günlük savaşta ezeli topraklarımızı geri alarak tarih yazmış, Sayın İlham Aliyev, bu minicik kukla adamın iyi niyetli kişiliğinin olmadığını güzel biliyordu ve telefonuna bile cevap vermedi… Ayrıca, kukla adam Macronyan aile konusunda da şansı yoktur, kendisinden 17 yaş büyük kadına evlendiğini basından okudum. Her yönüyle şansız olan bu mini Napolyon’u Fransızlar nasıl Cumhurbaşkanı seçtikleri soru olarak gizliliğini koruyor. Fakat bir araştırma yaptım: Macronyan, Meclis’ten “Bağımsız Garabağ Cumhuriyetini Tanıyoruz” kararını Ermeni Diasporasının baskısıyla kabul etmiştir. Amma aldıkları kararın hiçbir hukuki değeri olmadığını her kes biliyordur. Macronyan ve Ermeni Diasporasının teklifiyle Paris’in 165 kilometre sağında “ASALA” terör kampı kurduğunu da basından okudum.
ASALA’nın Kurulduğu Ülke Fransa’dır
Orada ayrıca PKK teröristlerine eğitim veriliyordur. Bellidir ki bu kamplarda bir zaman ASALA terör teşkilatı kurulmuştur ve nice-nice Türk Diplomatlarımıza suikastlar yapılmıştır. Kadim Oğuz Kağan’ın torunları olduğunu bilmeyen günümüz Fransızları Ermeni Diasporası çemberinde kaldığını görmekteyiz. Peki, böyle bir soru beni rahatsız ediyor: Neden Ermeniler İspanya’da, Meksika’da, İtalya’da değil de, bilhassa Paris’te yoğun şekilde meskûnlaşmışlar? Basında, Fransa’da 500 bin Ermeni yaşıyordur, yazılıyor. Bana göre Fransa’da ezelden yaşayan Türkler patlak vermesin, diye Ermeni “ASALA”sı ve teröristleri çoğunlukla bu ülkeyi abluka haline getirmişlerdir.
Paris’te (2012) kaldığımız Otel”de bile Ermeniler çalışıyorlardı. Pasaportumu elinde tutan Otel görevlisi aniden benimle Rusça konuşmaya başladı. Her ikisi Bakü Ermenileri olduklarını söylediler, bana el uzattılar Sonra temiz Azerbaycan Türkçesi’nde benimle konuşmaya başladılar… Şaşırıp kaldım. İşte Macronyan Efendi de bu Ermenilerden biridir ve özellikle son zamanlar Türkiye karşıtı konuşmalar yapıyordur. Ayrıca, Azerbaycan’ın Şanlı Ordusu’nun ezeli topraklarımızı geri aldığına da tepkilidir bu Ermeni kanını taşıyan mini Napolyon-Macronyan.
Macronyan, Napolyon ile ilgili tarihi belgeleri yeniden okusun diyorum. Çünkü bu büyük Komutanın iki metrelik döşekte, vatanından uzak bir Adada tek başına can verdiğini yeniden okusun… Sen kim oluyorsun da Türkiye Cumhurbaşkanı’na ve Azerbaycan Cumhurbaşkanına ve genelde Türk halkına laf söylüyorsun, ha? Tanrı seni özellikle böyle minicik kukla haliyle yaratmıştır.
Napolyon Bile Türklere Laf Söylemedi…
Zaten Fransa gibi bir devletin başına seni hangi güç getirdiği meraklıdır? Pusulalarda her halde Ermeni ağırlıklı hainlerin durdukları belli oluyor. Şimdi de ortaya atılmış, ezeli Azerbaycan topraklarımızı, tarihi gerçekleri savunan Milli Ordumuza laf ediyorsun, sen minicik kukla – “Macronyan efendi?” Oturduğun toprakların, yani kadim Firengistan’ın kadimlerden Türk toprakları olduğunu unutuyorsun galiba? Öyle ise git, Paris Milli Kütüphanenizde, El Yazmalar Bölümünde, “OĞUZ DESTANI” kitabını al ve oku. Kadim tarihini öğren de aklını başına toparla. Kocaman Türk toplumuna dil uzatmanın faturası sana ağır olacaktır. Seni toplum önünde rezil-risva edeceğim. Çünkü sen Türklere laf söylüyorsun? Tek Millet, İki Devlet Başkanlarına bile dil uzatıyorsun? Git ve aynaya bak, kime benzediğini anlamaya çalış.
Sen Fransız değilsin ve Ermeni kanı taşıdığını Fransızlardan gizli tutuyorsun… Yarın Fransız halkı bunu bildiğinde seni neler beklediğini düşünmek bile istemiyorum. Sen, Ermeni kanını taşıyan Makronyan’sın, bu kadar. Hain ve acımasız Ermeni hainisin. Seni ise o göreve Ermeni Diasporasının getirdiği bir gerçektir. Şimdi de rolünü güzel oynuyorsun. Gâh, Azerbaycan topraklarına göz dikiyor, Garabağ Ermenilerini savunuyorsun… Öte yandan Türklere dil uzatıyorsun? Öteki Cumhurbaşkanları böyle davranmıyorlardı. Seni ise içinde ve ruhundaki Ermeni kanı oynatıyor ve ne yaptığının farkında bile değilsin.
Sen, Ermeni kanı taşıyan mini ‘Macronyan Efendisin”. Git Milli Kütüphaneye ve kendi milli kimliğini araştır, diyorum. Ben bu konuyu iyice araştırmışımdır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.