Türkiye'nin II. Dünya Savaşı'nda aldığı tedbirler doğrultusunda Ankara Kalesi'nin altına inşa edilen Kalealtı sığınağı, Ankara’ya müze olarak kazandırılmayı bekliyor.
II. Dünya Savaşı döneminde Ankara Kalesi'nin altında adeta ikinci bir şehir oluşturuldu. Hükümet ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin emniyet içerisinde çalışması için II. Dünya Savaşı yıllarında alınan tedbirler doğrultusunda Almanya'dan gelen destekle bin 200 metrekare alana kurulan sığınak, 3 bin 600 kişinin kısa süreli, bin 200 kişinin uzun süreli her türlü ihtiyacı karşılanmak üzere inşa edildi.
Her türlü saldırıya karşı 1940’lı yıllarda yapıldığı tahmin edilen sığınak, çelik kapılarla korunuyor ve sığınağın üç giriş kapısı bulunuyor.
Diğer iki kapının zamanla zemine oturmasından dolayı sığınağın yalnızca bir kapısı kullanılıyor. Zamanın şartlarıyla her ayrıntının düşünüldüğü Kalealtı sığınağının genişliği 3,5-4 metre, yüksekliği ise 3 -3,5 metreye sahip.
Sığınağın içerisinde 10 salon, 15 oda, 10 koridor, 12 tuvalet, 8 pisuar, 12 lavabo, 2 su motoru, 1 su deposu, 1 yedek elektrojen grubu, 2 havalandırma sistemi, 1 ısıtma sistemi, aydınlatma ve yangın ihbar sistemi bulunuyor.
Sığınağın tamamına hizmet veren ısıtma ve havalandırma sistemi de mevcut. Genel enerjisini şehir şebekesinden alan sığınakta elektrik kesilmesine karşı 2 adet jeneratör de yer alıyor.
Özel havalandırma tesisatıyla donatılan sığınak, gaz saldırılarına karşı 4 hava filtresiyle korunuyor. Elektrik kesilmesine karşı iki adet jeneratörün devreye gireceği sığınakta, 2 havalandırma ve 1 ısıtma sistemi bulunuyor. Sığınağa ayrıca bir tonluk su deposu da konuldu.
1964 yılında alınan kararla genel amaçlı sığınağa dönüştürüldü
Ankara Kalesi’nin altında bulunan sığınak, Milli Güvenlik Kurulunun 15 Ocak 1964 tarihinde yapılan toplantıda alınan kararla sivil savunma maksadıyla kullanılmak üzere Ankara Valiliğine verilirken, kararın altında dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Başbakan İsmet İnönü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kemal Şatır, Maliye Bakanı Ferit Melen, Çalışma Bakanı Bülent Ecevit’in imzaları yer alıyor.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından zaman zaman bakımları yapılan sığınak, gerekli çalışmaların ardından Ankara’ya müze olarak kazandırılmayı bekliyor.