Erdoğan, göreve geldiklerinden beri Anadolu'nun pek çok yerinde birçok baraj yaptıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: * "Hükümetlerimiz döneminde inşa ettiğimiz 9 bin 585 tesis sayesinde baraj ve göletlerimizin depolama hacmini 50 milyar metreküpten 183 milyar metreküpe çıkardık.
Sulanan alanları 21,7 milyon dekardan 70 milyon dekara yükselterek çiftçilerimizin gelirlerinde önemli artışı sağladık. Tüm bunları da çevreci maskesi ile ülkemizin kazanımlarına saldıran marjinallerin engelleme girişimlerine rağmen başardık. Bugün geriye dönüp baktığımızda yaptığımız barajların inşaatlarını durdurmak için yürütülen kampanyaların gerisindeki sinsi niyetleri daha iyi anlıyoruz. Ancak artık tarımsal üretimde verimi yükseltmek için daha fazlasını yapmamız gereken bir döneme girdiğimiz açıktır. Kuraklıkla mücadele stratejisi ve eylem planımızı bu yıl yenileyerek yol haritamızı oluşturduk.
* Çiftçilerimizin de doğal afetlere karşı tarım sigortasını ve gelir koruma sigortasını ihmal etmeyerek, yürüttüğümüz çalışmalara destek olmalarını bekliyoruz. Bir yandan tarımsal üretimi çeşitlendirme ve hasılayı artırmaya çalışırken diğer yandan su tüketiminde verimliliği en üst seviyeye çıkartacak tedbirler alıyoruz. Topraksız tarım, dikey tarım gibi uygulamalarla jeotermal ısıtmalı tarım ihtisas organize sanayileriyle, damla ve basınçlı sulama sistemleri ile bu doğrultuda yeni adımlar atıyoruz. Denize dökülen su kaynaklarımızı ekolojik dengeyi de gözeterek su potansiyeli yetersiz iç bölgelere aktarmaya yönelik projelerimiz sürüyor. Tarımsal sulama yanında bireysel tüketimi ve sanayide kullanılan su miktarını da azaltmamız şarttır. Bunun için kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm insanlığı su tüketiminde tasarruflu davranmaya davet ediyorum."
"BUGÜN TÜRKİYE'NİN EKONOMİDE TABİİ Kİ SORUNLARI VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yaz sıcağında küresel krizlerin etkisiyle ülkeyi ve vatandaşları bunaltan bir diğer hususun da ekonomik sıkıntılar olduğunu belirterek, "Her fırsatta altını çizdiğim gibi ülkemizin son 10 yıldır maruz kaldığı siyasi saldırıya, her sosyal kumpasa, terör örgütleri üzerinden organize edilen her güvenlik tehdidine, ekonomik tuzaklar da eşlik etmiştir. Öyle ki 2018 yılından itibaren tuzaklar alenen ekonomimizi mahvetme tehditlerinin savrulduğu hezeyanlara kadar varmıştır.
Türk siyasi tarihinin önemli sembollerinden biri olan Mayıs 2023 seçimleri öncesinde de ekonomimizle ilgili yine aynı senaryolar devreye alınmıştır. Bu süreçte milyarlarca doların bilinçli şekilde piyasadan çekilmesinden, yalan ve yanlış haberlerle toplumda panik oluşturmaya kadar nice oyunlar oynanmıştır. Seçim sonuçları umulduğu gibi çıkmayıp milli iradenin tercihi Türkiye Yüzyılından yana olunca hevesler kursaklarda kalmış ancak ortaya çıkan ekonomik yük pek çok dengeyi sarsmıştır. Evet; bugün Türkiye'nin ekonomide tabii ki sorunları var. Ama hamdolsun bu sorunları aşacak irademiz, tecrübemiz, potansiyelimiz ve programımız da mevcuttur" dedi.
"0andacı dayatmanın kodları artık çözülmüştür. Bu dayatmanın yerini yatırım, istihdam, üretim, ihracat yoluyla büyüme üzerine kurulu sağlıklı bir iktisadi yaklaşımın almasının önüne kimse geçemeyecektir. Son aylarda ülkemizin risk primindeki düşüş, yurt dışı borçlanma faizlerindeki azalma ve rezervlerdeki iyileşme alınan tedbirlerin sonuç verdiğini gösteriyor.
Enflasyondaki yükselişin geçici olduğu artık her geçen gün daha iyi görülmektedir. Fırsatçılara karşı otomotiv piyasasında yaptığımız denetimler meyvesini çok açık vermektedir. * Düzenlemelere aykırı hareket ettiği tespit edilenlere 211 milyon lira idari para cezası uygulandı. Denetim ve tedbirler neticesinde otomotiv fiyatlarındaki balon sönmeye başlandı. Piyasa gerçekleri ile hiçbir bağı bulunmayan fahiş fiyatların oluştuğu diğer sektörlerde de önlemlerin etkilerini yakında göreceğiz. Farklı bahaneler öne sürerek milletimizin malına ve lokmasına kast eden aç gözlülere kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Hayat pahalılığı ile mücadelemizi bir tarafta denetimlerin, diğer tarafta tedbir ve düzenlemelerin olduğu çift kulvarlı bir şekilde yürüteceğiz. Bugünkü toplantımızda diğer hususlar yanında bu konuda atılabilecek ilave adımları da değerlendirdik." "
TÜM VATANDAŞLARIMIZDAN BİRAZ DAHA SABIRLI OLMALARINI BEKLİYORUZ"
Erdoğan, enflasyonun etkilerinin zamanla azalacağına dikkat çekerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: * "Deprem yaralarını sarmak için artırdığımız vergiler, memurlarımıza, asgari ücretlimize ve emeklilerimize yaptığımız ücret artışları gibi hususların enflasyon üzerindeki baskısı zamanla azalacaktır. Tabi önümüzdeki aylarda ücretlilerin gelirleri arasındaki dengesizliği azaltacak ilave önlemleri aşama aşama devreye alacağız.
Hep söylediğimiz gibi ekonomide birinci önceliğimiz tüm vatandaşlarımızın refahını mümkün olan en üst seviyeye çıkarmaktır. Dünya'da Covid-19 salgını ile başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşı ile devam eden kriz ikliminin ülkemizi olan etkilerini ciddi ölçüde kontrol altına aldık.
* Milletimizin alım gücünü yeniden eskisinin de üzerine yükseltmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yatırım, istihdam ve üretimi gözeten ihracatçının finansmanı erişimine öncelik veren bu sürecin sonunda enflasyonu vatandaşımızın günlük hayatından çıkaracağız. İşçisinden memuruna esnafından emeklisine tüm vatandaşlarından biraz daha sabırlı olmalarını, bize güvenmelerini, attığımız ve atacağımız adımları destek vermelerini bekliyoruz. Yaşanan her sıkıntının farkındayız. Dillendirilen her serzenişi duyuyoruz. Aynı şekilde bizim Türkiye'de bu sıkıntıları çözebilecek azme, birikime, güce sahip tek siyasi irade ve yönetim olduğumuzu da biliyoruz."
"ESKİ MASA ORTAKLARININ İNSANIMIZIN DERTLERİNE DERMAN OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: * "Her gün yeni bir skandalla, ihanet ve ayak oyunuyla gündeme gelen, daha kendi aralarındaki sorunları bile çözmeyen, çözemeyen, eski masa ortaklarının insanımızın dertlerine derman olması elbette mümkün değildir.
Türkiye'yi 21 yıldır hangi badirelerden kurtararak bugünlere getirdiğimizin şahidi milletimizin bizatihi kendisidir. Türkiye'yi alt yapı ve üst yapı zenginlikleriyle Dünya'da örnek bir ülke haline nasıl getirdiysek bundan sonraki süreçte de aynı irade ile yolumuza devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki yıllarda bugünkü sıkıntılarımızı da bir geçmiş zaman hatırası olarak yâd edeceğiz. Bundan en küçük bir şüphemiz bulunmuyor. * Nitekim ekonomideki olumlu gelişmelerin işaretlerinden biri de Merkez Bankası (MB) rezervlerimizdeki güçlü artıştır. Mayıs sonunda 98,5 milyar dolar seviyesinde olan rezervler 11 Ağustos itibari ile 116 milyar doların üzerine çıkmıştır. Uluslararası yatırımcılar da ekonomimizdeki olumlu gelişmeleri yakından izliyor. Seçim öncesi Türkiye'ye yönelik iftira kampanyaları ile çizilen karanlık tablonun asılsız olduğunu onlar da anlamaya başladı. Finansal piyasalarda risk göstergesi olarak takip edilen CDS seviyesinin Mayıs ayına göre neredeyse yarı yarıya azalması bunun bir işaretidir."
"KİRA YARDIMLARIMIZDAN 327 BİN 250 HANEMİZ FAYDALANIYOR"
Erdoğan, geçen ay körfez ziyaretlerinde imzaladıkları toplam değeri 50 milyar doları aşan anlaşmaların Türkiye'ye duyulan güveni gösterdiğini bildirerek şöyle konuştu: * "Önümüzdeki dönemde uzun vadeli doğrudan yatırımların daha da arttığını inşallah hep birlikte göreceğiz. Bu doğrultuda bankalardaki mevduatın Türk lirasına geçişini teşvik edecek, rezervleri güçlendirecek adımları da hızlandıracağız. Amacımız bir süredir durgun seyreden kredi mekanizmasına işlerlik kazandırarak istihdam ve üretim odaklı ekonomik işleyişi güçlendirmektir. Türkiye'nin bugününü hazmedemeyen geleceğini karartmak isteyen içerideki ve dışarıdaki karanlık odaklara rağmen ülkemizi hedeflerine ulaştırmak için yolumuza devam edeceğiz. *
"0