Türkiye'nin Elazığ ilinde bulunan Keban ilçesinde, Fırat Nehri üzerinde kurulu bir alabalık tesisinde, özveriyle çalışan kadınlar, alabalık üretimine katkı sağlayarak hem üretime katılıyor hem de gelir elde ediyor.
Gümüş Doğa Su Ürünleri Şirketi, yıllık 13 bin ton alabalık üretimiyle kentin en büyük alabalık yetiştiricisi ve ihracatçısı olarak öne çıkıyor. Bu şirket, Keban'daki tesislerinde kadın istihdamını teşvik ederek, alabalık yetiştiriciliğinde kadınların da önünü açıyor.
Kadınlar, tesislerde özverili çalışmalarıyla alabalık yetiştiriciliğine değerli katkılar sağlıyor ve bu sayede hem ülke ekonomisine hem de aile bütçelerine katkıda bulunuyorlar. Şirketin desteğiyle kadınların istihdam edilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların ekonomik hayatta aktif rol alması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.
Keban'daki bu alabalık tesisinde, kadınların çalışma ve üretim gücüyle birlikte alabalık yetiştiriciliğindeki başarı ve verimlilik daha da artmış olabilir. Bu tür girişimlerin, diğer sektörlerde de yaygınlaşması ve kadın istihdamının arttırılması için ilham verici bir örnek teşkil etmesi bekleniyor.
Fırat Nehri üzerindeki tesiste istihdam edilen 120 kişiden 30'u kadın.
Sağım, yemleme, boylama, aşılama, kafes temizliği, kafes düzenleme, tekne kullanımı gibi pek çok alanda görev yapan kadınlar çevreden takdir görüyor.
Tesisteki kadın çalışanlardan Gülhan Yılmaz, 7 yıl önce bu işe başladığını, o dönemde çevresindekilerin kendisine "kadınlar için zor bir iş", "su üstünde çalışmak tehlikeli" gibi gerekçelerle eleştiride bulunduğunu söyledi.
Başlarda bu işte çalışırken zorlandığını ancak azimle işini sürdürmeye devam ettiğini ifade eden Yılmaz, bugün işini başarıyla yapar seviyeye geldiğini belirtti.
Yılmaz, "Aslında zor ama alıştığınızda zor gelmiyor. Boylama, aşılama, kafes ve gramaj ayarlama gibi tüm aşamaları erkekler kadar başarıyla yapıyoruz. Çevremizdeki insanlar, suyun üstünde bu işleri nasıl yapıyorsunuz, diye takdir ediyorlar. Bize 'Fırat'ın sultanları' diyorlar. Burada çalışmaktan, bu işten memnunum." dedi.
Suda çalışmanın yüzme bilmeyenler için risk oluşturduğu belirten Yılmaz, can yeleği kullanarak bu riski ortadan kaldırdıklarını kaydetti.
Serpil Sağlam da bir arkadaşının önerisi üzerine girdiği bu sektörde yaklaşık 8 yıldır çalıştığını belirtti.
"Sahadaki bütün işleri kadın arkadaşlarımızla yapıyoruz. Yeri geldiğinde teknemizi sürüyor, yemimizi atıyoruz." ifadelerini kullanan Sağlam, çalıştıkları Fırat Nehri'nin hayranlık uyandırdığını anlattı.
Sağlam, "İşimiz zor olduğu kadar güzel. Günden güne alışıyorsunuz." diye konuştu.
Bahar Tanış ise tesiste erkeklerin yaptığı her işi kadınların da yaptığına işaret ederek, bu sektörde çalışmayı tüm kadınlara tavsiye ettiğini kaydetti.
Tesis yetkilisi ve su ürünleri mühendisi Çiğdem Coşansel de yıllık ürettikleri 13 bin ton Türk somonu ve alabalığın, lezzetiyle başta Avrupa ve Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere yurt dışından büyük talep gördüğünü belirtti.
Bölgede geçmişte sadece erkek eliyle alabalık yetiştiriciliği yapıldığını dile getiren Coşansel, Fırat Nehri üzerinde geçmiş yıllarda kadın çalışanların yok denecek kadar az olduğunu söyledi.
Coşansel, "Kadınların bu işleri yapamayacağı düşünülüyordu. Ama bugün firmamızda yüzde 25 civarında kadın çalışıyor. Hem su üzerinde hem de kara da özveriyle çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.