Aile baskısı uyuşturucuyu tetikliyor
Uyuşturucu kullanan gençler kan donduran itiraflarda bulundular
4 yıldır uyuşturucu madde kullanan 17 yaşındaki B.G., arkadaş ortamında özentiyle başladığı madde kullanımını, Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği (AYBUDER) sayesinde bıraktı. 3 aydır madde kullanmayan B.G., yarım bıraktığı okuluna açık öğretimden devam ederken, hedefi ise üniversitede psikoloji okuyup, daha çok bağımlının hayata bağlanmasını sağlamak.
30 yıllık alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığının ardından “başka bir dünya mümkün” diyerek yola çıkan 60 yaşındaki Yavuz Tufan Koçak, kurduğu Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği (AYBUDER) ile bağımlı gençleri yeniden hayata hazırlıyor. Doğa içindeki bahçeli bir evde hobileri ile birlikte yaşayan, yaşları 17 ile 40 arasındaki eski bağımlılar, çeşitli sanatsal ve kültürel aktivitelerle günlerini değerlendiriyorlar. Hiçbir ilaç kullanmadan bağımlılıktan kurtulan gençler, hikayeleriyle yüzlerce bağımlıya da örnek teşkil ediyor.
"Ailemdeki kavga beni maddeye itiyordu"
İstanbul'da yaşayan 17 yaşındaki B.G., maddeye başlamasında en büyük etkenin ailesinde yaşadığı sorunlar ve aile içindeki iletişimsizlik olduğunu belirtti.
"Herkes yanımda olur sandım"
Ailesinde hep kavga gürültü olduğunu, bir gün bile oturup doğru dürüst bir arada yemek yiyemediklerinden yakınan B.G., “Hep bir kavga dövüş vardı, güzel bir gün geçirmedim ailemle bir aktivite yapmadım. Bana kol kanat germediler. Beni daha da itiyorlardı. Bütün madde bağımlıları arkadaş ortamında kendini var etmek için başlar. İlk içtiğimde 4 saat kendime gelemedim. Ben kötü olunca herkes bana yardım etmek istedi. Demek ki böyle devam edersem herkes yanımda olur diye hissettim. Bu da benim saçmalığımdı. Ondan sonra 4 yıl aralıksız madde kullandım” dedi.
"Hem kullanıyor hem satıyordum"
Çeşitli madde türlerini kullandığını kaydeden B.G., “İçmediğim zaman uyuyamazdım. Hem kolay ulaşıyordum hem kendim madde satıyordum. Madde sattığım için para sıkıntım yoktu. İçtiğim yerde duruyordum, insanlar geliyor madde alıp gidiyorlardı. Ağabey dediğimiz insanların aracılığıyla 2 yıl madde sattım. Hiç zor olmadı maddeye ulaşmak. Bağımlılıktan da kurtulmak istemiyordum. Hayatımdan memnundum” ifadelerini kullandı.
"Son dönemde maddeyi ölmek için içiyordum"
Birçok kez ölümden döndüğünü aktaran B.G., “Bu kez öldüm, kurtuldum diyordum. Çevremde kimse kalmamaya başlamış ve maddeyi ölmek için içiyordum. Ailem umurumda değildi. İki yıl Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi'nde (ÇAMATEM) ayakta tedavi oldum. Orada sadece ilaç ve uyku hapı veriyorlardı. Kalktığım zaman ilaçla yine madde kullanıyordum” dedi.
"Madde kullanılarak bir yere varılamaz"
Annesinin desteğiyle AYBUDER’le tanıştığını ve Antalya’ya geldiğini ifade eden B.G., “Yavuz hoca ve Seyyide Yörik ile alışveriş merkezine gittik. Ben hiç ailemle alışveriş merkezine gitmedim. Bana ailemden daha sıcak ve yakın davrandılar. Ne söylersem anlayabiliyorlardı. Annemle diyalog kursam annem anlamaz. Burada saçma bir şey bile söylesem kimse yadırgamıyor. Şu an çok iyiyim. Hedefimiz AYBUDER’İ büyütmek. Ömrümün sonuna kadar benim gibi insanları iyileştirmek istiyorum. Kimse madde kullanarak bir yere varamaz. Şimdi 13-14 yaşında çocuklar madde kullanmaya başlıyor. Ben de 13 yaşında başladım. Kurtulmak kolay olmuyor. Hastane, ilaçlar falan kurtulamıyorsunuz. Aile ile diyalogları ile iyi olursa sıkıntı olmaz. Alışmak çok kolay, bırakmak zor. Ara ara içmek aklıma geliyor ama kendimi frenliyorum” diye konuştu.
"Özentilikten vazgeçin"
B.G., "Etrafımda herkes içiyor diye başladım" diyerek, "Özentilikten vazgeçsinler. 'Onda bu kıyafet var bende de olsun' değil bu farklı bir şey. Aileler çocuklarıyla iyi geçinsinler. Gözünün içine bakıp var olduğunu hissettirsin. Benim ailem bana bunu yapmadı. Kaybettiğim her şeyi burada kazandım, burada sevgiyi kazandım. Herkes birbirine kol kanat geriyor. Direk ona sarılıyoruz. Ok attım, ilk kez tiyatroya gittim, burayı seviyorum. İki aydan daha fazla madde kullanmıyorum. Çok iyi, zaman çabuk geçiyor” ifadelerine yer verdi.
"Psikolog olacak"
Açıktan lise öğrenimine devam ettiğini belirten B.G., “Liseyi bitirdikten sonra üniversitede psikoloji bölümünü istiyorum. Normal psikolog geldiği zaman madde bağımlısının karşısında başarılı olamıyor. Ben psikolog olursam ve eski bir bağımlı olduğu söylersem daha başarılı olurum. Onları daha iyi anlar ve yardımcı olabilirim” şeklinde konuştu.
"Almanya'da başladı"
Almanya’nın Stuttgart kentinde dünyaya gelen 38 yaşındaki Bülent Yurttaş ise, 5 senedir Türkiye’de yaşadığını anlattı.
Madde kullanımına 14 yaşında yabancı arkadaş ortamında alkol ile birlikte başladığını dile getiren Yurttaş, arkadaşlarına ait olma hissi ve dışlanmama nedeniyle deneme amacıyla başladığını ve bir daha kurtulamadığını dile getirdi.
20 sene eroin kullandığını dile getiren Bülent Yurttaş, “Bu süre zarfında 2003 yılında Türkiye’ye geldim. Ara ara madde kullanmayı bırakmıştım. Türkiye’de askerlik görevimi yaptıktan sonra evlendim. İki kız çocuğum dünya geldi. Ama evliliğimin ikinci yılından sonra sıkıntılar oldu ve maddeye dönüş yaptım. Bir iki hastanede tedavi ile oldu bitti olmuyor. Ömür boyu sürüyor. Bu hastalıkla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor” dedi.
"Ailesini ve çocuğunu kaybetti"
Madde nedeniyle ailesini ve anne babasını kaybettiğini kaydeden Yurttaş, “Şu an 2 yıldır ayığım. Bu madde bana her şeyimi kaybettirdi. Eşim ve çocuklarımdan ayrıldım, bir soysal yaşamım kalmamıştı, içime kapanmıştım. Ama AYBUDER’le yeniden hayata tutundum. İnsanların maddeye alışmaması ve alışanların bırakması için kendimi bu yola adadım. Hayalim AYBUDER’le tüm bağımlı arkadaşlarımıza ulaşmak. Almanya’da bu şekilde bu işi gönüllü olarak yapanlar olsa havada kaparlar ama bizim ülkemizde gereken ilgiyi görmüyor" diye konuştu.
Türkücü Mahmut Tuncer'den ziyaret
Öte yandan, AYBUDER'i ünlü türkücü Mahmut Tuncer'de ziyaret etti. Bağımlılarla sohbet eden ve AYBUDER'de yapılanları tüm Türkiye'ye anlatmak istediğini dile getiren Tuncer, çeşitli hediyeler takdim etti. Gençlere birlikte türkü söyleyen Tuncer, hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.
"Bağımlılık bilinen bir hastalığa benzemez"
AYBUDER Başkanı Yavuz Tufan Koçak ise, 15 yıldır madde bağımlılığını engellemek için mücadele ettiklerini belirterek, son birkaç yılda madde kullanım yaşının iyice düştüğüne dikkat çekti.
AYBUDER’in bir tedavi merkezi olmadığını ve hiçbir ilaç kullanmadıklarını dile getiren Koçak, "Bağımlılarımızı yeniden hayata kazandırma ve farkındalığı artırma çalışması içindeyiz. Bununla ilgili bahçemiz var. Sinemaya, tiyatroya gidiyoruz. Çeşitli toplantılar yapıyoruz. Sorumluluk alıyoruz. Bu da bir zaman istiyor. Ama hala neden sistem aranıyor, burada canlı bir örnek varken neden model aranıyor, anlayamıyoruz. Bağımlılık bilinen bir hastalığa benzemez. Ömür boyu süren kronik rahatsızlık ve sadece maddeden uzaklaşmak bir detoks sürecidir. Ardından kafa yapısının değişmesi, dünyaya bakışın değişmesi için uzun süreli bir rehabilitasyona ihtiyaç var" dedi.
"Ben ölünce kıymetim bilinecek sanırım"
Yıllardır AYBUDER’in bunu başarıyla uyguladığını vurgulayan Koçak, “Bizi gelip izlesinler. Çok basit bir program yapıyoruz. Ne yapılırsa yapılsın, bağımlılar kendi içlerindeki bu dayanışmayı sağlamadıkları sürece sonuç alınması mümkün değil. Hastane tedavisi sadece detokstur. Günlük 2 bin TL’ye kadar çıkan tedavi masrafları var. Bu kadar pahalı olması ve insanların umutlarının istismar edilmesine üzülüyorum. Yaşlanıyorum ben öldükten sonra sanırım kıymetim bilinecek” diye konuştu.
"Bu hükümet bir şans"
Sentetik uyuşturucu kullananlarla birlikte bağımlılık sayısının hızla arttığına işaret eden Koçak, “İstatistikler doğruyu yansıtmıyor diye düşünüyorum. Anket çalışması yapılması gerekiyor. İpin ucunu kaçırdık diye yıllardır söylüyorum. Bu hükümet zamanında bir şeyler yapamazsak ne zaman yapacağız bilemiyorum. Yaşayanların da çözüm süreci içine katılarak bir sonuç alınabilir. Akademisyenlerle, kitapta yazanlarla bağımlılığın çözülmesi mümkün değil” ifadelerine yer verdi.
"Bağımlı çocuktan utanılmasın"
Bağımlılık sürecinde ailelere büyük iş düştüğünü kaydeden Koçak, “En büyük sorunlarımızdan biri ego. Senin çocuğun kanserden beter bir hastalığa yakalanmış hala, ‘aman kimse duymasın, aman bizim sülalede böyle bir şey olmaz.’ Okullarda da durum aynı. Ama bu çok ciddi bir sorun ve dünyada uğraşıyor. Terörle eşit gidiyor. Sorundan kaçarak neyi halledebiliriz. Utanmaktan vazgeçsinler. Bu çocuklar kendileri bağımlı olmadılar. Ben asker çocuğuyum, en güzel yıllarım ailem, servetim gitti. Bunun sorumlusu tek ben miydim. Sihirli çubuk uğruna hem kendi hem çocuklarının umutlarını tüketiyorlar. Türkiye’de hiçbir hastane 15 gün ya da 1 aylık bir tedaviyle bunu çözemez” diye konuştu.
"Maddeye alışmada ailenin önemi"
Madde bağımlılığında en önemli bataklığın aile olduğunun altını çizen Koçak, “Anne baba arasındaki iletişim bozuksa oradan sağlıklı bir çocuk çıkmıyor. Çocuklarımızla konuşmuyoruz, o çocuk kendini birey olarak hissetmiyor. Esas sorun burada ve çok çalışma yapılmalı. En önemlisi de 15 yaşındaki çocuğun sokağa çıkıp ucuz madde alıyorsa ve korkmuyorlarsa bunun başka bir çözümü olmalı. Bağımlı korkmazsa bunu asla durduramazsınız. AYBUDER olarak önerilerimiz raporlarımız var ve yetkililere verdik. Bunları uygulayalım bıçak gibi kesilecektir. Bağımlılık birkaç ayda ilaç ve hastanede yatarak tedavi edilemez. Ailelerimiz bu tuzağa ne kendileri ne de çocuklarını düşürsünler” ifadelerine yer verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.