Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz eğitim semineri verdi

Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Türkiye’de Ekonomi Güvenliği” başlıklı bir seminer verdi.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz eğitim semineri verdi
Yayınlanma:
Güncelleme:

Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü’nün Güvenlik Akademisi’nin resmi açılış semineri Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane Salon 4 ‘te gerçekleştirildi. Programın açılış seminerini veren Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Eski Bakanı ve AK Parti Ekonomiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz Türkiye’de ekonomi güvenliğinin farklı boyutlarını KKTC’ye olan etkileriyle birlikte değerlendirdi. Güvenlik kavramının ve uygulamalarının tüm boyutlarıyla irdelendiği ve toplamda 6 hafta sürecek Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü “Güvenlik Akademisi Sertifika Programı’nda alanlarında uzman akademisyenler, karar alıcılar, politika yapıcılar, diplomatlar katılıyorlar.

Yılmaz: “KKTC aslında çok güçlü bir sosyal sermayeye sahip”

Konuşmasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenliğine de yer veren Cevdet Yılmaz “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Türkiye aslında ortak bir kaderi paylaşır, gelişim süreçleri de ortaktır. Özellikle girişimcilik alanında Türkiye’de belirli politikalar daha güçlü hale geldikçe ilişkilere de bu yansıyacaktır. KKTC aslında çok güçlü bir sosyal sermayeye sahiptir, yani insan gücü çok gelişmiştir, diasporası çok geniştir. KKTC yöneticileri mutlaka bu insan sermayesini ekonomik gelişme için daha etkili bir şekilde konumlandırmalıdır, çünkü iyi yetişmiş bir insan gücü vardır, dünyaya acık bir nüfusu vardır. Tabi belli ambargolar, uluslararası birtakım yaptırımlar, haksız uygulamalar vardır ama bunlar da daha güçlü politikalarla aşılabilir. Aslında KKTC’de sivil toplum, kamu, değişik siyasi partiler bir araya gelmeli ve geleceğe yönelik stratejik perspektif oluşturmalıdır. Burada üniversiteler çok önemli yere sahiptir. Yakın Doğu Üniversitesi gibi, üniversitelerin sadece fiziki teknolojiler değil, politika üretimine de ciddi katkılar sağlamasında büyük yarar vardır. Devletlerin bürokrasilerinin çerçevesi bir yere kadardır. Gerçek anlamda politikalar karar alma baskısı olan ortamlarda değil, daha rahat ortamlarda üretilir, daha sonra bürokratik süreçlere aktarılmalıdır” dedi.

Yılmaz: “Güvenlik sağlandığı zaman ekonomi de daha uygun bir ortamda gelişme imkanına kavuşur”

Yakın Doğu Enstitüsü Güvenlik Akademisi kapsamında verdiği seminer çerçevesinde güvenlik ile ekonomi arasındaki ilişkiyi açıklayan Cevdet Yılmaz “Güvenlik ve ekonomi arasında hem kısır döngü hem de bereketli döngü vardır. Güvenlik sağlandığı zaman ekonomi de daha uygun bir ortamda gelişme imkanına kavuşur. Ekonomi geliştikçe güvenliğe katkıda bulunur, bu bereketli döngüdür. Diğer taraftan kısır döngü tarafı da vardır, ikisinden biri kötüye gittiğinde; örneğin ekonomik şartlar kötüleştiğinde bazı güvenlik risklerini de beraberinde getirebilir. Bu döngüde hangisi düzelirse diğerini etkiler demekten ziyade ikisiyle de doğru işlerin yapılması bereketli döngüyü oluşturur, çünkü güvenliğin çok önemli ekonomik sonuçları vardır. Doğrudan güvenlikten kaynaklanan ekonomik sonuçlar olduğu gibi, dolaylı olarak güvenliğin oluşturduğu birçok ekonomik maliyet vardır. Doğrudan maliyet; can kaybı, mal kaybı, birtakım güvenlik harcamaları gibi unsurlardır. Bunun dışında ekonomik anlamda en önemli maliyet alternatif maliyet denilen hadisedir, yani güvenlik olmadığı için yapılamayan işlerin maliyetidir. Güvenlik olmadığı için gelmeyen turist, güvenlik olmadığı için yapılmayan yatırım, güvenlik olmadığı için sağlanamayan imkanlar aslında görünmeyen maliyetlerdir. Bunlar da hesaplandığında aslında güvenliğin olmayışı ve güvenlikle ilgili risklerin yükselmesi ekonomik anlamda çok büyük maliyetler doğurur” diye konuştu.

Yılmaz: Bir ülkenin ekonomi güvenliği için kalkınmanın yönetişim boyutu büyük önem taşır.

Cevdet Yılmaz sürdürülebilir kalkınmanın yönetişim boyutunun önemine değinerek “Bir ülkenin ekonomisi çok büyük olabilir, refahı herkese dağıtabilir, çevreyle de ilgili tedbirler alıyor olabilir ama bu ülkede demokrasi yoksa, insan haklarına saygı yoksa, hukuk düzeni yoksa ve iyi çalışmıyorsa, insanlar temel hak ve özgürlüklerden yararlanamıyorsa, katılım kanalları yeterince açık değilse, bu ülkeye gerçek anlamda kalkınmış bir ülke denemez. Ülke içinde çatışmalar varsa, sosyal entegrasyon tam olarak sağlanmamışsa, bölgesel bazda birtakım çatışmalar, jeopolitik gelişmeler, istikrarsızlıklar yaşanıyorsa, iyi bir bölgesel yönetim yoksa bu da aslında sürdürülebilir kalkınmanın olmadığını veya yetersiz olduğunu gösterir. Türkiye, bu açıdan bakıldığında, en son geçen yıl hain bir darbe girişimi yaşamıştır. FETÖ terör örgütü aslında demokrasiye yönelik bir tehdittir. Halk tarafından seçilmemiş, halkın meşru bir şekilde yönetime getirmediği bazı grupların kestirme yollar arayarak ülkeyi yönetme sevdalarının ülkeyi nereye getirdiği görülmüştür. Vesayetçi anlayış, topluma adeta pasif bir topluluk gibi bakma, çocuk gibi bakma ve onu kendince bir tasarıma doğru götürme anlayışının doğru olmadığı dünyada da ülkemizde de bilinmektedir. Şimdi bir temizlik yapılmaktadır ve bu da yönetim sisteminde geçici olarak birtakım sıkıntılar doğurmaktadır ve kolay bir süreç değildir çünkü karşınızdaki yapı şeffaf bir yapı değildir. Gelecek dönemlerde yönetim birimlerinin daha objektif, daha liyakat bazlı bir şekilde inşa edilmeleri ekonomik güvenlik için de, sosyal güvenlik için de, demokrasi için de çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Yılmaz: “Güvenlik ve özgürlük dengesini iyi kurmak gerekli”

Sözlerine başarılı bir yönetişimin getireceği zihinsel dönüşüme dikkat çekerek devam eden Cevdet Yılmaz, “İyi bir yönetişim sistemi insanları yönetmekten ziyade süreçleri yönetmektir. İnsanlara hükmetme anlayışından, birlikte iş yapma anlayışına geçmektir. Burada işin kimliklerle ilgili boyutu vardır. Bu kimliklerin her birine saygı duyan ama bunları siyasallaştırmayan bir ortam oluşturmak önemlidir. Kimlik siyaseti üretmeden kimliklere saygı duymak iyi bir yönetişim sekliyle mümkündür. Birbirlerine dayatmak seklinde değil de sosyal entegrasyonu bir arada yaşamak, kültürünü geliştirmek meselesidir. Farklılıklara müsaade etmeyen bir toplumda ekonomide de yenilik yapılamaz. Tamamen hiyerarşik ve yukarıdan aşağıya bir düzen oluşturulduğunda aslında yenilik yapma imkanı da ortadan kalkar, yeni teknolojiler de geliştirilemez. Fikir hürriyetinin olmadığı, tartışmanın olmadığı, farklılıklara tahammül edilmeyen bir ortamda gelişim bir noktaya kadar gider ama daha üst seviyeye çıkmak çok zordur. Asıl dinamizmi sağlayan güvenlik ve özgürlük dengesini iyi kurmaktır ve buradaki farklılıkları bir arada tutmak, özgürlük alanlarını açmak, tartışma ortamını sağlamak ama bir taraftan da şiddeti engellemek, terörü engellemek, bir grubun diğer gruba baskı yapmasını engellemek bu denge içinde başarılabilir. Farklılıklara, dış dünyaya daha açık bir eğitim sistemi ile, sadece dersliklerde değil, derslik dışında da devam eden yaşam boyu eğitim sistemi ile bütün bunlarla birlikte bir zihniyet değişimi de gerçekleşebilecektir” şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Eski Bakanı, Başbakan Eski Yardımcısı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan Günsel tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.

“Güvenlik Akademisi” sertifika programına ve diğer Yakın Doğu Enstitüsü kısa dönemli eğitim programlarına kayıt için daha detaylı bilgiye www.neu.edu.tr web sayfasından, [email protected] e-posta adresinden, Yakın Doğu Enstitüsü facebook sayfasından, 223 64 64 (dahilid 532) ve 0533 829 97 36 telefonlardan ulaşılabilir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.