Avni Aslan: Mahlûkatı sevmeyen insanı da...
KÜLTÜRÜMÜZÜN 40 PINARLARI AVNİ ASLAN RÖPORTAJ: DURAN ERDOĞAN Aşık ve şair Avni, “Mahlûkatı sevmeyen insanı da dürüst sevemez. Yaratılanı...
Yayınlanma:
Güncelleme:
KÜLTÜRÜMÜZÜN 40 PINARLARI AVNİ ASLAN
RÖPORTAJ: DURAN ERDOĞAN
Aşık ve şair Avni, “Mahlûkatı sevmeyen insanı da dürüst sevemez. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü vurgusunu yaşamaya çalışıyorum. Bir küçük çiçeğin başında oturup tefekkür etmişliğim çoktur. Tabiatı yok etmek insanlığın da sonu demektir. Peygamber efendimiz de ağaç dikin hadisi ile tabiata önem verdiğini vurgulamıştır, ancak bugün dikmeyi değil de kesmeyi yeğliyoruz sanki. Toprak her anlamda kutsaldır, vatandır, mekândır ve de son olarak mezardır” diyor.
Anadolu Gazetesi olarak bu hafta sizlere Kırşehir’in Akçakent ilçesine bağlı Solakkuşağı Köylü olup Ankara Keçiören Lisesi mezunu bir şair arkadaşımı tanıtmak ve sizlerle tanıştırmak istiyorum şair ve yazar Avni Aslan. Şair Avni Aslan ile siz değerli Anadolu okuyucuları için güzel bir röportaj yaptım. Bu keyifli ve ilginç röportajı ilgiyle okuyacağınızı biliyorum. İşte şair ve yazar Avni Aslan ile o güzel röportajım.
*Duran Erdoğan: Avni Aslan kimdir? Kısaca tanıyalım mı, lütfen!
*Avni Aslan: Efendim, Kırşehir ili, daha önce Çiçekdağı'na halen Akçakent ilçesine bağlı Solakuşağı Köyü'nde 1956 yılında doğmuşum. İlkokulu köyümde, ortaokulu Akçakent'te okudum. Ankara Keçiören Lisesi'ni bitirdim, yüksek tahsilim dönemin şartları gereği yarım kaldı. Sonra askerlik, bir süre askeri bir işyerinde ve akabinde Türkiye Gazetesi'nde çalıştıktan sonra emekli oldum.
*Duran Erdoğan: Elimdeki “Hasret” adını verdiğiniz şiir kitabınızdan şiir-edebiyat-güzel sanatlarla ilgili olduğunuz belli. Buradan konuya girmek istiyorum. Ne dersiniz?
*Avni Aslan: Şiir, edebiyat ve güzel sanatlara ilgiliyim, iyi bir okuyucuyum diyebilirim, resim ve ressamlar her zaman ilgimi çekmiştir, hatta bir zamanlar resim yaptım da. Ancak lisede resim öğretmenim tamamen kendi yaptığım bir resim için inanmayıp beni sınıfta aşağıladı ondan dolayı çok üzülmüştüm, hevesim kayboldu ve kırıldım. Şiir yazıyorum, yayımlanmış bir kitabım var, ikincisinin çalışma ve hazırlığı devam ediyor. Ben lise yıllarında başladım yazmaya, ancak o zamanki edebiyat hocama yazdıklarımı göstermek istediğimde hiç bakmadan, 'Falan falan şairleri oku'' deyip başından savdığını da unutmuyorum. Öğretmenlerimiz biraz ilgi gösterirlerse belki bazı değerlerin körleşip yok olmalarını önlerler. Bunlar hiç unutamadığım, bence kötü birer hatıradır.
*Duran Erdoğan: Türkü söyler misiniz? Müzik zevkiniz… Ne tür müzikleri severek, isteyerek dinlersiniz?
*Avni Aslan: Tabi türkü söylerim ve severim, türküler bizi, anlattığı için de ayrıca ilgi duyarım. Çünkü her şeyimizi türkülerde anlatan bir toplumuz. Kırşehirli olup da türkü sevmeyen yoktur herhalde. Daha gerçekçi ve içten oldukları için türküler derim. Yalın, sade, dobra ve doğrudurlar. Her tür müziği de ayrıca sadece dinlerim, müzikle özel bir uğraşım yok
*Duran Erdoğan: Doğal mısınız? Yoksa gerekirse rol yapmanın da bir ‘vaziyet idare etme sanatı’ olduğunu kabullenir misiniz?
*Avni Aslan: Yerine göre, doğal olabilir insan ama bazen de farklı görünebilmek gerekir diye düşünüyorum. Ancak genel olarak olduğum gibiyim diyebilirim.
*Duran Erdoğan: Aynaya sık-sık bakar mısınız? Ayna karşısında maziden-atiye köprü kurup kendinizi sorgular, yargılar mısınız?
*Avni Aslan: Aynalar bazen dosttur, çünkü 'Dost acı söyler' derler. Aynalar da sözünü ve görüntüsünü esirgemezler. 'Aynalar dostluğumuz hep aynı kalsın. Bırak sende ki ben hep eski ben kalsın' diye de bir beyitimde serzenişte bile bulunmuş biriyim meselâ...
*Duran Erdoğan: Hayvan-tabiat-toprak-ağaç-çiçek sevginiz, dersem; bizimle neleri paylaşırsınız?
*Avni Aslan: Mahlûkatı sevmeyen insanı da dürüst sevemez, 'Yaratılanı severiz Yaratan'dan ötürü' vurgusunu yaşamaya çalışıyorum. Bir küçük çiçeğin başında oturup tefekkür etmişliğim çoktur. Tabiatı yok etmek insanlığın da sonu demektir. Peygamber efendimiz de 'Ağaç dikin' hadisi ile tabiata önem verdiğini vurgulamıştır, ancak bugün dikmeyi değil de kesmeyi yeğliyoruz sanki. Toprak her anlamda kutsaldır, vatandır, mekândır ve de son olarak mezardır.
*Duran Erdoğan: Bir fıkra anlatır mısınız?
*Avni Aslan: Pek fıkra anlatamam. Ancak literatüre girmesi açısından köyümüzde yaşanmış bir anekdotu anlatayım; Efendim, Ganil emmim vardı bir zamanlar. Allah rahmet etsin. Bir ara komşu köylerden birinde çobanlık yapmaktadır. Mevsim sanırım kıştır. Köyde bir ölüm olur ancak köyün imamı yoktur. İmam bulunması zor, hatta imkânsızdır. Köylü ne yapsın? Ganil emmiden cenaze namazını kıldırmasını ister. Ganil emmi bizim köylüdür ve akrabaları arasında imam ve hoca vardır. Ganil emmi gönülsüz de olsa teklifi kabul eder. Hazırlıklar yapılır, cenaze musallaya konur. Ganil emmi cemaatin önüne geçer ve namaza başlar. Ancak tarihe geçen o meşhur hatayı yapıp rükûye eğilir ve o anda hatasını anlar, doğrulur. Cemaate döner ve unutulmayan ve bugün bile bizde 'mesel' olmuş o cümleyi kurar...'Aman cemaat ben yanıldım siz yanılmayın' der. Cenaze namazında rükû ve secde yoktur malûm ama Ganil emminin aklına son anda gelir bu....
*Duran Erdoğan: Nev-î şahsınıza münhasır kendinizi dahi bağlayıcı katı kurallarınız, prensipleriniz, şartlarınız, olmazsa-olmazlarınız var mı?
*Avni Aslan: Öyle pek katı değilimdir, her şeyi oluru ile kabullenmeyi yeğlerim çoğu zaman. En özel zevkim köy ve köyde yaşamak, oralar daha özgür ve yaşanası yerlerdir bana göre. İnsan kendini buluyor çünkü.
*Duran Erdoğan: Sormuşlar bir gönül dostuna: “En sevdiğiniz yemek nedir?” diye. O da “İmambayıldı’yı severim, ama o mübârek de mideme dokunur!” demiş. Sizin sevdiğiniz yöresel yemek acaba nedir?
*Avni Aslan: Yemek seçicilikte fazla 'en'lerim yoktur, yemeklerde özellikle, ancak bizim yöresel ya da tamamen köyüme ait bazı lezzetlere de hayır demem.
*Duran Erdoğan: Severek, beğenerek, örnek alarak okuduğunuz şair ve yazar olmalı diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
*Avni Aslan: Yazar ve şairlerden de hepsini okurum diyebilirim ancak Necip Fazıl, A. Nihat Asya, Sezai Karakoç. Abdurrahim Karakoç, Yahya Kemal, S. Ahmet Arvasi, H.Nihal Atsız, vs... İlgi duyduğum ve etkilendiğim isimler olarak sayabilirim, tabi her kesim ve düşünceden olanlara da hayır demem, okurum.
*Duran Erdoğan: Son okuduğunuz eserleri öğrenmek istiyorum?
*Avni Aslan: Türk Tarihi, Çile, Kökler ve Dallar, Ruh Adam, Yolların Sonu. Okuduklarım ve okumaya devam ediyorum.
*Duran Erdoğan: İçki-sigara, alkol ve sair bağımlılıklar, var mı? Ne dersiniz?
*Avni Aslan: Kötü alışkanlık olarak sadece günlük 5-6 sigaradan başka bir şeyim yok çok şükür!
*Duran Erdoğan: Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir ne değildir? Faydalı mı? Zararlı mı?
*Avni Aslan: Teknolojidir, gereklidir, kullanılması doğrudur. Fakat her şeyde ve her teknolojik buluş ve gelişmenin kaçınılmaz sonucu olan yan etkilerinden korunmak ve korumak şartı ile. Özellikle çocuklar doğru ve sağlıklı yönlendirilmelidir bu konuda.
*Duran Erdoğan: Gelelim spora… Sporla aranız nasıl?
*Avni Aslan: Sporla ilgim seyircilik düzeyinden ileri değil. Futbol ile yine aynı bazda ilgilenirim. Anadolu takımlarının gönüllü destekçisiyim.... Kırşehirspor'u özlenen yerlerde görmeyi isterim tabi...
*Duran Erdoğan: Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?
*Avni Aslan: insanî hasletler olarak anlarım. İkisinde de mesafeli olmaya bakarım. Fazla samimiyetin de fazla öfkenin de insana manevî zararlar verdiğini düşünüyorum. Bu konularda dinimiz de orta yolu tavsiye etmiştir. Bazı söz ve davranışları her iki halde de yapmamaya gayret etmeliyiz.
*Duran Erdoğan: Hobiniz var mı?
*Avni Aslan: Hobi, zevk için yapılan davranış biçimi, hayatın da uygular insan. Benim de hobim yalnızlık, yalnız kalmak. Buna insanlardan kaçmak diyebiliriz. Daha mutlu oluyorum inan yalnız kalınca düşünebiliyorum, dinlenebiliyorum.
*Duran Erdoğan: “İyi ki”leriniz var mı? Neler?
*Avni Aslan: “İyi ki” de yapmışım, yaşamışım dediğim çok önemli ve dikkate değer bir şeyim olduğunu sanmıyorum. Daha çok kaderciyim. İşi olacağına bırakıyorum.
*Duran Erdoğan: “Keşke niz var mı?
*Avni Aslan: “Keşke”lerim de yok fazla. Ama bir titrim olsun isterdim. Yoksa çok da önemli değil. Dedim ya kadere rızaya inanıyorum.
*Duran Erdoğan: Pişmanlığınız var mı?
*Avni Aslan: Pişman olduğum bazı hususlar var elbette. Ama geçti. Dönüş olmuyor. “Son pişmanlık fayda etmez!” diye bir deyimimiz var, bilirsiniz.
*Duran Erdoğan: Kendinizi zengin mi görüyorsunuz? Ya da cimri mi?
*Avni Aslan: Maddî manâda zengin değilim. Olmayı da istemem herhalde. Cimri değil, tutumluyum, yani hesaplı yaşam.
*Duran Erdoğan: Dindar mısınız?
*Avni Aslan: Dindar olmaya, dinimi yaşayan biri olmaya gayret ederim. Dinimin emir ve yasaklarına uymaya azami gayret gösteririm. Katı tutum ve bağnazlık boyutuna getirmem hiçbir şeyi.
*Duran Erdoğan: Neden korkarsınız?
*Avni Aslan: Pek bir şeyden korkmam, ama yalandan korkar; yılandan ürperirim. Ani ve şiddetli gök gürültü de beni korkutur.
*Duran Erdoğan: Size göre mutlu ve mükemmel yaşantının formülü var mı?
*Avni Aslan: Ard niyet beslememek, fikirlere saygı duymak, sevmeye çalışmak… Adı üstünde, formül demişsiniz. Bu formülü uygularsak mutlu oluruz galiba.
*Duran Erdoğan: “Kaza ve kader” size göre ne anlam içerir?
*Avni Aslan: İman etmenin şartlarındandır. İnanıp, iman edeceğiz. Yani boynumuzu bükeceğiz. Kaza ve kaderi değiştirmek mümkün olmayacağına göre, boyun eğmekten başka çaremiz yok.
*Duran Erdoğan: “Ölüm” ve “Ölümsüzlük” nedir? Gönül dostu bir şair olarak kısaca değerlendirip, tanımlar mısınız?
*Avni Aslan: “Ölüm”: Bedenin ölmesi, cisim olarak dünya hayatının sonu demek. Yani ruh ölmeyip, berzaha çekilir. “Ölümsüzlük”: Kişi, yani insan ölmemek ve yaşamak istiyorsa (mecazî) dünyada bir eser bırakmalı, derim. Bu her türden bir eser olacağı gibi; iyi bir evlât, faydalı, iyi bir eser de olabilir. Yani insanın ölümsüz olması eser bırakmasına bağlı derim.
*Duran Erdoğan: Hedefleriniz?
*Avni Aslan: Hedefim: Arkamdan iyi insan dedirtmek. İyi insan olarak anılmak. İyi olmak, iyi ve güzeli yakalamak. İnşallah böyle olurum.
*Duran Erdoğan: Unuttuklarım, soramadıklarım olabilir. Varsa son mesajınızı almak istiyorum?
*Avni Aslan: Her şeyi sordunuz, teşekkür ederim. Son olarak iyi olalım, güzel olalım. İyilikten kemlik gelmez. “Sevelim sevilelim/Dünya kimseye kalmaz.” demiş Yunus Emre. Teşekkür eder, saygılar sunarım.
*Duran Erdoğan: Sevgili Avni kardeşim, bu güzel röportaj için, vakit ayırdığınız için, gazetem Anadolu adına, eğitim ve kültüre gönül verenler adına asıl ben sana çok teşekkür ediyorum. Her şey gönlünüzce olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.