Ayakkabı boyacılığından 5 yıldızlı otel sahipliğine
Gümüşhane'nin ilk ve tek 5 yıldızlı otelinin sahibi işadamı Zekai Araz, ayakkabı boyacılığı yaptığı o günleri unutmamak adına boya sandığını 52 yıldır saklıyor
Şehrin ilk ve tek 5 yıldızlı otelini 60 milyon lirayı aşan yatırımla Gümüşhane’ye kazandıran 59 yaşındaki işadamı Zekai Araz’ın hayat hikayesi romanlara konu olacak cinsten. İş hayatına 52 yıl önce ayakkabı boyayarak atılan Araz, ayakkabı boyacılığı yaptığı o günleri unutmamak adına boya sandığını 52 yıldır saklıyor.
Son yıllarda turizmde hedefini yükselten Gümüşhane’ye bu amaçlı en büyük özel yatırımı gerçekleştiren Araz, uzun yıllardan beri şehirde ilkleri gerçekleştiren girişimci olarak biliniyor.
Torul’da yaşayan Remzi Araz’ın 4 çocuğundan birisi olan Zekai Araz’ın iş hayatına atılması 1965 yılında dondurma parası için yediği fırçayla başlıyor. Amcasından dondurma parası istediği için babasından azar işiten Araz, kendi dondurma parasını kazanmak için 2,5 liraya Torul’da yaptırdığı ayakkabı boyama sandığıyla iş hayatına atıldı.
Hem para kazandı hem okudu
İlkokula başlamadan boyacılığa başlayan Araz, bu işi okula başlayınca da sürdürüyor. Boyacılıkta kazandığı paraları 5 kilogramlık zeytinyağı kutusundan yaptırdığı kumbarasında biriktiren Araz, “Boyacılığa para kazanmanın zevkiyle hem okuyor hem devam ediyordum” dedi.
Hem çalışıp hem okumaya devam eden Araz, 1976 yılında Eğitim Enstitüsü'ne kayıt yaptırınca da girişimci ruhunu devreye sokuyor. Okul Gümüşhane’de olduğu için Torul’a gidip gelmesi gereken Araz, “Kumbaraları açtığımda içinden o dönemin parasıyla 560 bin lira para çıktı. Gümüşhane’de TOFAŞ bayisi Zülfikar Ataç’tan Murat 131 marka araç almak için pazarlık yaptım. 475 bin liraya o arabayı aldım. O araçla hem Torul’a günübirlik gidip geliyorum hem de Gümüşhane’den Trabzon’a hasta götürmek isteyenleri okuldan sonra götürüyor yine para kazanıyordum” diye konuştu.
“İran’a ilk damperli kamyonu ben soktum”
Eğitim Enstitüsü'nden 2 yıl sonra mezun olarak Sivas’ın bir köyünde göreve başlayan, ardından Gümüşhane’ye gelerek burada 4 yıl daha öğretmen olarak çalıştıktan sonra 1983 yılında öğretmenliğe veda ettiğini belirten Araz, “Öğretmenlikten gelen maaştan bir kuruş benim ve çocuklarımın kursağından geçmemiştir. Hep köyde yaşayan öğrencilere kitap, defter, kalem ve yiyecek parası veriyordum. O zamanın parasıyla 475 bin liraya aldığım taksimi 1983 yılında 1 milyon 150 bin liraya sattım ve kamyon aldım. O zaman o arabalar çok prim yapıyordu. Kamyonu Ankara’dan aldım. Yazın Ankara’da inşaatlarda damperli işte çalışıyorum, kışın İran’a gidiyorum. İran kapısından içeriye de ilk damperli arabayla ben girdim. Trabzon'daki rahmetli Ali Osman Ulusoy’dan istemiştim ve o da çok yardımcı olmuştu. Yılın 12 ayı çalışarak, koşa koşa, tatil bilmeden bugünlere geldik. İran seferleri devam ederken sabit ne yapabiliriz düşüncesiyle oradan malzeme, mazot getirip satıyoruz. 'Nereden para kazanılır ?' hesabıyla koşturuyoruz. Nakliyeyi yükleyip yıkıp parasını almakla yetinmedik, nakliye parasının 3-4 mislini mazot ve yedek parçadan kazanıyordum” ifadelerini kullandı.
“Gümüşhane’de hep ilkleri yaşatmaya çalıştık”
Bugüne kadar hep olmayanları araştırarak yaptıklarını, Gümüşhane’de ilkleri hep kendilerinin yaşatmaya çalıştığını kaydeden Araz, "Gümüşhane’de eksik neler var?" düşüncesiyle patlayıcı madde (Dinamit) işine girdiklerini söyledi. Gümüşhane’de patlayıcı madde lazım olan bir firmanın Ankara’dan gidip alıp geldiğini, 200 liralık malzemenin 2 bin liraya mal olduğundan yola çıkarak hem Torul’da paylayıcı madde deposu kurduklarını hem de tabanca mermi bayiliği aldıklarını söyledi.
“Otel ihtiyacı olduğunu farkettik”
İlklerle birlikte Gümüşhane’de bir yol çizmeye başladıklarını, yaptıkları araştırmalarda Gümüşhane’nin 5 yıldızlı otel ihtiyacının olduğunu görünce otel projesini hayata geçirdiklerini dile getiren Araz, “Toplantı salonlarımız, halka açık yemek salonlarımız var. Halkımız sabah kahvaltısını, öğlen ve akşam yemeklerini burada yiyebiliyor. Doğum günlerine, düğünlere, toplantılara mekanımız açık. Konaklama ayrı iş, diğerlerini ayrı bir iş olarak görüyoruz. Otelimizi de o şekilde dizayn ettik” şeklinde konuştu.
O boya sandığını vitrinleyip çalışma alanına koyacak
İş hayatına atıldığı boya sandığıyla ilk çalıştığı gün 16 lira kazandığını ve o zamandan bugüne boya sandığına gururla baktığını kaydeden Araz, boya sandığını vitrinleyip çalışma alanına koymak istediğini söyledi.
“Geriye bakmazsanız önünüzü göremezsiniz”
Bugüne kadar boya sandığını saklamasının sebebini de nereden buralara geldiğini görmek için olduğunu anlatan Araz, “Geriye bakmazsanız önünüzü göremezsiniz. Biz geride nereden geldiğimizi bu sandıktan görüyoruz. Kazanmanın yanında harcamayı da tavsiye ediyoruz. Çok paranız olur ama onu harcamasını, kullanmasını bileceksiniz. İhtiyacın dışında fazla kullanmaya, harcamaya gerek yok” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.