Bahçeli ateş püskürdü: İblis uşağı, şerefsiz

15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözler Meclis'teki parti grubu toplantılarındaydı. Darbeci askerleri topa tutan Bahçeli, öldürülen askerin başında bozkurt işareti yapan kişiye ateş püskürdü. MHP lideir Bahçeli "Kimin suçlu kimin suçsuz olduğu bilinmeden mehmetçiklerin kemerle dövülmesi, bıçaklanması tekmelenmesi milli vicdana terstir. Bir askerin kafasının kesilmesi tarihi bir ihanettir. İblis uşağı yaratık neredeyse bulunup darbecilerle birlikte cezalandırılmalıdır. Bu şerefsiz doğduğuna pişman edilmelidir. Biz 12 Eylül'de haklı olduğumuz halde askere el kaldırmadık, için için ağladık ama içimize attık." diye konuştu. İşte Bahçeli'nin açıklamalarının satır başları: Postal sesleri demokrasinin seslerini bastıramaycaktır. Askeri müdahaleler her seferinde yıkım getirmiştir. Demokrasiye darbe vuran her girişim bu vatanın hem önünü kapatmış hem de ufkunu kapatmıştır. Darbe demokrasinin uçurumdan atılması demektir. Milli iradenin boynuna bağlanmış urgan, işkence hatta ölüm fermanıdır. MHP, 47 yıllılk geçmişinde darbelerden en büyük zarar gören partidir. Hiçbir zaman darbecilerle ortak bir gelecek düşünmedik. Milliyetçilik ve demokrasi ayrılmaz bir ruh ikiziydi. MHP'nin demokrasinin taviz verdiği, ara rejim sevdalarına el uzattığı görülmüş duyulmuş şey değildir. 15 Temmuz gecesi uçaklar alçak uçuş yaptığı andan itiraberen genel merkeze intikal ettik. Peşinden gelişmeleri dikkatle izledik. Baktık ki olağandışı askeri hareketlenme var. İlk andan itibaren olası bir kalkışmayı kabul etmeyeceğimizi hükümetin yanında olduğumuzu Başbakan'a ilettik. Ama demedik, ancak demedik, hissemize bir şey düşer mi diye hesap yapmadık! MHP anında en sert ve tavizsiz tepkiyi vermiştir. Biz kutlu dava yolunda her zillete meydan okuyarak yola çıktık. Biz suskun kalsak 12 Eylül'ün idam sehpalarına çıkarılan gencecik şehitlerimizin hatıraları susacak mıdır? Biz dursak damarlarımızdaki asil kan duracak mıydı? MHP, bedeli ne olursa olsun milletin destek vermediği hiçbir ilişki ağında olmayacağı gibi buna tepkisiz de kalmayacaktır. Demokrasi tankın altına girse de eninde sonunda oradan çıkacaktır. 2016'da darbeyi akıldan geçirmek ihanettir, düşmanlara teslimiyettir. Ne acı ne büyük felakettir ki 15 Temmuz gecesi TSK içine mevzilenmiş bir kadro ülke yönetimini ele geçirmeye kalkmıştır. Türk milletinin güvenliğini sağlamak üzere teslim edilmiş silahlar millete çevrilmiştir. Boğaz köprüleri asker tarafından kapatılmış, Genelkurmay Karargahı işgal edilmiş, komuta kademesi Akıncılar Üssü'ne götürülmüştür. Yaver, emir subayı başından beri darbe girişiminin içinde olmuştur. Genelkurmay Başkanı'nın emrinde çalışanlar Paşa'nın başına silah dayamışlar, boğazını kemerle sıkmışlar, bildiriyi imzalatmaya çalışmışlardır. "PKK VE IŞİD'DEN NE FARKI VAR?" 3. dünya ülkelerinde olmayan vahşilik bizzat darbeciler tarafından yapılmış ve Gölbaşı'ndaki polis özel harekat karagahı bombalanmıştır. 47 polisimiz şehit edilmiştir. Polisimizi şehit edenler hain darbecilerden başkası değildir. Emniyet binası, MİT ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi saldırıya uğramıştır. Düşünebiliyor musunuz? TBMM tarihinde ilk kez bomba yemiştir, bu firavun artıkları bu üniformalı teröristlerin 60 polis, 3 asker 145 siivl vatandaşımızın şehadetine neden olanların PKK ve IŞİD'den ne farkı vardır! Çok şükür darbe girişimi akamete uğramıştır. Demokrasinin itibarı kurtarılmıştır. Türkiye ipten alınmıştır. Halkımızın tankların üzerine çıkması asil bir duruştur. Medya demorkasi sınavından medyanın akıyla çıkmıştır. Siyasi partiler darbe emellerine direnmiştir. Devlet adeta bu ihanet odağı tarafından ele geçirilmiştir. Tüm kritik görevlere paralel çete mensupları yerleşmiş. Gün eleştiri günü değil biliyorum ancak şu soruların cevabını aramak en tabi hakkımızdır: 2. Ordu Komutanı, HAva Kuvvetleri Eski Komutanı ve Terörle Mücadele'de görev alan generaller nasıl bir ihanetin tarafı olmuşlardır? 20 Temmuz 2015 tarafından beri teröre karşı verilen mücadele bu darbeciler tarafından mı akamete uğramıştır? Tehlikenin farkına varılması konusunda bizzat hükümeti uyardık. Gülen Cemaati konusunda yazılı açıklama yaptık. 2012 yılının şubat ayında AKP'li bir eski bakan ve genel başkan yardımcısı 'Cemaat devleti ele geçirmiş, bunlar kargaları güldürür' demişti. Belki kargalar gülmedi ama millet sonunda ağlayacak noktaya geldi. Dedim ki bazı darbe süreçleriyle ilgili kanuniyet dışına çıkılmıştır dediler ki hocaefendiye çete denilemez. Dedim ki Türkiye'ye gelsin, dediler ki o başımızın üstündedir. Eğer vaktinde ikazlarımız dikkate alınsaydı bugün bunlar yaşanmayacaktı. Paralele yapının 5 ayağı var: TSK, Emniyet, Yargı, bürokrasi ve siyaset ayağı. "İBLİS UŞAĞI YARATIK" Kimin suçlu kimin suçsuz olduğu bilinmeden mehmetçiklerin kemerle dövülmesi, bıçaklanması tekmelenmesi milli vicdana terstir. Bir askerin kafasının kesilmesi tarihi bir ihanettir. İblis uşağı yaratık neredeyse bulunup darbecilerle birlikte cezalandırılmalıdır. Bu şerefsiz doğduğuna pişman edilmelidir. Biz 12 Eylül'de haklı olduğumuz halde askere el kaldırmadık, için için ağladık ama içimize attık. Yürürmezsek hak yolda erimizsek hak yolda gök girsin kızıl çıksın! Mehmetçiğe zulüm ne demektir! TSK'yı topluca suçlamak kime ne kazandırı! Sela verilmesine verilsin ama halkla asker birbirine girmesin, askerle asker birbirine girmesin. Hele hele milliyetçi hareketi kimse olaylara çekmeye çalışmasın. AKP idamdan yanaysa biz de destek veririz. Gerekeni yaparız. MHP,  savaş durumunda idamdan yana tavır koyacaktır. Tehlike geçmiş değildir. Terör böyle ortamda istifade etmek için harekete geçebilir. Milletimizin sivil yönetime sahip çıkması memnuniyet vericidir. Yasımızı tutalım, Türkiye'yi çözmeye çalışanlara hep birlikte engel olalım."