Bahçeli'den flaş açıklama: Sözümüz söz, destek vereceğiz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında, "AK Parti idam cezasında samimiyse MHP’nin sözü söz olsun, buna kayıtsız şartsız destek verecektir" dedi.

Bahçeli'den flaş açıklama: Sözümüz söz, destek vereceğiz
Yayınlanma:
Güncelleme:

15 Temmuz'un Türkiye için dönüm noktası olduğunu ve Türkiye'nin bu beladan bir an önce temizlenmesi gerektiğini belirten Bahçeli idam cezasına ilişkin AK Parti'ye çağrıda bulundu.

AK Parti idamda samimiyse...

Bahçeli, "15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı'na suikast yapmak isteyen darbecilerin yargınlanmasına başlanmıştır.Milletimiz idam istiyorsa bize düşen bunu Meclis'e götürmektir. AK Parti top çevirmesin, idamda samimiyse MHP'nin sözü söz, buna kayıtsız şartsız destek verecektir. " dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisindeki partisinin grup toplantısında konuşan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP’nin 48 yıl önce milletinin gövdesinden doğup, on yıllar içinde eşsiz gönülde taht kurmayı başardığını belirterek, “Milliyetçi hareket, kaostan geçim, krizden seçim yapan bir parti olmamıştır.

Bizim Türk tarihine karşı ihmal edemeyeceğimiz sorumluluklarımız vardır. Bizim aziz ecdadımıza karşı ertelemesi düşünülemeyecek vefa ve sadakat borcumuz da bilinmektedir ve bizim gelecek nesillere geleceğin büyük Türk ülküsüne karşı şimdiden yapacaklarımız yapmak zorunda olduğumuz görevlerimiz ortadadır.

Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu coğrafyasında 94 yıl evvel Kurtuluş Destanı’nı kanlarıyla yazan kahramanların fedakarlıklarıyla kurulmuştur. Aynı zamanda bekası ve ebediliği şehitlerimizce tescillenmiş son Türk devletidir.

Türkiye Cumhuriyeti, bizzat Türk milletinin iradesi ve emperyalizme meydan okuyan emsalsiz cesaretiyle tarih sahnesindeki yerini almıştır. Türkiye’nin hak ve hukukundan taviz vermek, Türklüğün şan ve şerefine leke düşürmek asla onaylayamayacağımız bir çürümedir ki bizim için böylesi bir şuursuzluk cehennemin diğer ismidir.

Çok şükür nesilden nesile omuzlarda taşınan, kalplerde bayraklaşan milli ve manevi emanetlerin ziyadesiyle bilincindeyiz. Hiçbir bedbahtın bize parmak sallamasına da tahammül edemeyiz, hiçbir densiz ve aklını nifak seline kaptırmış şahsiyetsizden alacak, öğrenecek ve görecek bir şeyimiz de yoktur.

Milliyetçi Hareket Partisi, her türlü kumpasa, her kirli oyuna rağmen hamd olsun diridir, dimdik ayaktadır. Direncimizi kırmak isteyenler çok bekleyecektir, tarihi yürüyüşümüzü kesmek isteyen kervan yağmacıları korku şokunu atlatamadan bir kez daha arkalarına bakmadan kaçacaklardır” ifadelerini kullandı.

“Hepsini birden hem kovar hem de kovalar işimize bakarız”

“Her türlü bozguncu emel ve hedefe dua ile örülmüş manevi duvarlarımızı aşmaya çalışsa da dün olduğu gibi yine kırılıp, dağılıp, püskürtülmeye mahkum olacaktır” diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilinsin ki hain ve işbirlikçiler bu davayı aşamayacak, Türk-İslam ülküsünü alt edemeyeceklerdir. Milliyetçi, ülkücü hareket Türkiye sevdasından, Türklüğe duyduğu derin bağlılıktan sonu ölüm de olsa ödül de olsa asla ödün vermeyecektir. Önümüze engel çıkarıyorlarmış, yıkar geçeriz. Ayaklarımıza çelme takıyorlarmış, üzerinden atlar gideriz.

Üzerimize iftira yağdırıyorlarmış, yüzlerine ayna tutup yolumuza devam ederiz. Karşımızda saf saf dizilip hareketimizi durduracaklarmış alayını çiğner koşarız. Bozkurt Destanı’na, tilki masalıyla cevap yetiştirmeye çalışıyorlarmış, hepsini birden hem kovar hem de kovalar işimize bakarız. Ahlakını tüketmiş, fikren tükenmiş kim ya da kimler varsa bizimle boy ölçüşemez bizimle aşık atamaz, bizim hızımıza yetişemez.

Türkiye’nin tarihi temellerinden kopmadan, milli yeminlerden ayrılmadan, yenilenmiş bir sistem yapısıyla devamı artık şarttır ve bu demokrasinin rehberliğiyle sağlanmalıdır Mazisi asırlara dayanan ve şimdilerde muhtaç olunan yenilenmiş bir uzlaşma, kucaklaşma ve dayanışma ruhuna acilen ihtiyaç hasıl olmuştur.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin gaye ve çabası zaten bu yöndedir. Kaldı ki bize dönüp ahlaksız suçlamaların, aleyhimize kurulmuş kutsal ittifakın amacı da milli mutabakat zeminini çökertmek, kucaklaşma hissiyatını sabote etmektir. Türkiye düşmanları bildik ve hepimizin malumu olduğu maşalarını iplerini gevşeterek ortalığa salmışlardır.

Türk ve İslam’a nefret besleyen, kin bileyen, öfke duyan ne kadar hıyanet ve hamakat ehli varsa iştah ve inkarla taarruzdadır. Sanıyorlar ki başaracaklar, sanıyorlar ki Türkiye’nin sırtını yere getirecekler, umuyorlar ki Türk milliyetçiliğini karalayıp karanlık planlarını hayata geçirecekler ama bilmiyorlar ki bunların küfrü ve küfre hizmet eden şer tezgahlarını 80 milyon Türk vatandaşı başlarına geçirecektir.”

“Türkiye’nin hiçbir şart altında terör örgütü PYD/YPG ile aynı çizgide olması düşünülemeyecektir”

Türkiye’nin olağanüstü şart ve dönemde olduğunu söyleyen Bahçeli, “Fırat Kalkan Harekatı kapsamında başlatılan El-Bab kuşatması sonuç vermiş, kahramanlarımız insan üstü bir mücadeleyle bu kentin büyük bir bölümünde kontrolü sağlamışlardır. El-Bab’ta şehit düşen toplam 69 evladımız milli yürekleri kavurmuştur. IŞİD’in Rakka’dan sonra kritik merkezlerinden birisi El-Bab’tır. Türkiye’nin El-Bab’taki mevzi kazanımı terörizmi odağında tesirsiz hale getirmek için önemlidir.

Şimdi sırayı Rakka operasyonu almıştır ancak bu operasyonun kapsam, sınır, derinlik ve kimler tarafından icra edileceği henüz netleşmiş değildir. Konuyla ilgili görüşme ve temaslar yoğunlaşmıştır. ABD’nin İstihbarat Başkanı’ndan sonra Genelkurmay Başkanı da Türkiye’yi ziyaret etmiş, Türk mevkidaşıyla anlam vermesek de Adana İncirlik Üssü’nde buluşmuştur.

İddia odur ki; buranın seçilmesi olası Rakka operasyonunda hareket merkezi olarak kullanımı ihtimal dahilindedir. Hem Cumhurbaşkanının ağzından hem de diğer sivil ve askeri yetkililer kanalıyla Türkiye’nin PYD/YPG ile ilgili kesin tavrının ABD’li muhataplara iletilmesi olumlu ve isabetlidir, bize göre bundan da dönülmemelidir.

Türkiye’nin ABD ile önümüzdeki Rakka operasyonuyla kapsamında ayrıntılı ve iki ayaklı bir taslak plan paylaşıldığı anlaşılmaktadır. Bu planlardan ilki; Özgür Suriye Ordusu güçlerinin Akçakale’nin karşısındaki Tel Abyad’dan girip PYD kontrolündeki bölgeden Rakka’ya yönelmesidir. Yani sınırlarımızdan Rakka’ya kadar 54 kilometrelik mesafenin sorunsuz aşılabilmesi için ABD’nin PYD ile iknası lazımdır. İkinci olarak da El-Bab’dan Menbiç ve buradan Rakka’ya doğru harekettir.

Bu 180 kilometrelik hattın zorlu coğrafi şartları içerdiği de bilinen bir gerçektir. Bu operasyonda YPG’nin yer alıp alamayacağı ana ve asıl tartışma konularından biridir. YPG’nin Rakka’ya koalisyon unsurlarından bağımsız olarak doğudan girmesi Özgür Suriye Ordusu’nun da kuzeyden güneye doğru ilerlemesi ABD’nin talepleri arasındadır ancak Türkiye’nin hiçbir şart altında terör örgütü PYD/YPG ile aynı çizgide olması düşünülemeyecektir.

Başbakanın Münih Güvenlik Konferansı’nda ABD’yi kastederek ‘Prensipte anlaşırsak Rakka’dan doğrudan operasyona girmeyeceğiz Türkiye taktik, destek verecek ÖSO milisleri önde biz arkada olacağız’ ifadeleri konuya yeni bir boyut getirmiştir. Bize göre gerekirse Fırat’ın doğusuna geçmeyen YPG’den Menbiç tamamen arındırılmalı gerekirse Rakka’ya milli kudret yıldırım gibi inmelidir.

Mesele Türkiye’nin savunulmasıdır, Türk Devleti bu beka imtihanında geri adım atmadan, Rakka, Menbiç ve diğer terör üretim yerleri de dahil olmak üzere milletimizin çelikten iradesini korkusuzca göstermelidir” değerlendirmelerinde bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.