Bakan Bozdağ: 'Kati Piri'yi bakanlığa sokmuyorum'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Ben Adalet Bakanlığına Kati Piri’yi kabul etmiyorum. Benimle görüştüğünde karşımda PKK mı oturuyor yoksa Pelsinvanya mı oturuyor belli değil” dedi.

Bakan Bozdağ: 'Kati Piri'yi bakanlığa sokmuyorum'
Yayınlanma:
Güncelleme:

Adalet Bakanı Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Avrupa Parlamentosunun (AP) Türkiye ile devam eden AB üyelik müzakerelerinin koşullu olarak askıya alınmasını öneren raporu 64'e karşı 477 oyla kabul etmesini değerlendiren Bakan Bozdağ, “AB’nin üzerinde yükseldiği değerleri yaşatmak, korumak AP’nin de en önemli görevi. Ama bugün AB üyesi ülkelerde AB’nin değerleri yok ediliyor. Örneğin Almanya’da Türkiye’nin Cumhurbaşkanına oradaki Türk toplumu ile telekonferans usulü ile veya yüz yüze toplantı yapma, konuşma imkan ve fırsatını vermiyor. ‘Demokratik bir ülkeyiz’ diyorlar, ‘Özgürlükler bizde tam, Türkiye’de eksik’ diyorlar. Ben şimdi soruyorum, Türkiye’de Almanya’nın Cumhurbaşkanı böyle bir şey yapmış olsa veya bir siyasisi, Türkiye izin vermese ne derler? Hemen dünyayı ayağa kaldırırlar, özgürlükler yok diye. Peki senin kendi ülkende özgürlük var mı? Teröristlere her türlü özgürlük var, telekonferans ile eli kanlı teröristler bağlanıp, oradaki sempatizan ve üyeleri ile konuşabiliyor ve meşru bir devletin cumhurbaşkanı orada konuşturulmuyor. Bütün bunlar AB’nin değerlerinin Avrupalılar tarafından infaz edildiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“Kati Piri PKK ve Pelsinvanya’nın sözcüsü gibi hareket ediyor”

Bu kararların, Avrupa’nın güçlü yönü olan bu değerlerin AP tarafından da infazı anlamına geldiğini kaydeden Bozdağ, “Ben şimdi onlara soruyorum; bu raporun içerisinde yer alan bilgilerin hangisi doğru? Bilgileri biz tek tek inceledik. Kati Piri, PKK terör örgütünün sözcüsü gibi hareket ediyor. Pelsinvanya’nın sözcüsü gibi hareket ediyor. Onlarla kol kola ve AP’yi de aldattı. İftiraları koydu oraya, terör örgütlerinin iftiraları ve çarpıtmalarını koydu oraya, bazı da bunların aralarına doğru olan şeyleri koyup harmanladı. Ama şimdi rapora baktığımızda Kati Piri’nin raporunda baştan sona bir FETÖ terör örgütünün görüşleri orada, PKK terör örgütünün görüşleri orada ve DHKP-C terör örgütünü görüşleri orada. Türkiye’yi yıpratmak isteyenlerin görüşleri orada ve Sayın Cumhurbaşkanımıza düşmanlığı bir şey zanneden zavallıların görüşleri orada. Ama Türkiye’nin gerçekleri orada yok. Türkiye’nin doğruları orada yok, iftira, yalan içerisine harmanlanmış bir şey ve Kati Piri bu raporuyla AP üyelerini aldatmıştır. Ben, AP Başkanına da buradan çağrıda bulunuyorum; Kati Piri’nin hazırladığı raporun bir sağlamasını yapsınlar, yani devletin yaptığı her iş alenidir, Resmi Gazete var, her yerde var. Gelsinler baksınlar bir sağlamasını yapsınlar. Raporun nasıl büyük bir iftira raporu olduğu, çarpıtma raporu olduğu ve abartılar içerdiği kendiliğinden görülecektir. AP uzunca bir zamandır Türkiye’ye görevlendirdiği ve diğer AB kurumlarının görevlendirdiği raportörler ve çalışmacılar maalesef Türkiye’ye karşı olan kişiler, Türkiye’den rahatsız olan kişilerdir. Türkiye’yi terör örgütlerinin gözü ile gören, terör örgütlerinin dili ile Türkiye hakkında konuşan, terör örgütlerinin kulağı ile Türkiye’yi dinleyen kişiler. Bunlar vasıtası ile Türkiye hakkında doğru, adil ve objektif bilgi sahibi olmaları mümkün değildir” diye konuştu.

"Ben Adalet Bakanlığına Kati Piri’yi kabul etmiyorum"

“Benim tavsiyem bu tür terör örgütlerinin sözcülüğünü yapanları Türkiye ile ilgili ilişkilerde raportör olarak kullanmasınlar” diyerek sözlerini sürdüren Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ben Adalet Bakanlığına Kati Piri’yi kabul etmiyorum. Neredeyse 2 yıl oldu bakan olduktan sonra. Yani benim ile görüştüğümde karşımda PKK mı oturuyor yoksa Pelsinvanya mı oturuyor belli değil. O zaman ben seninle niye görüşeyim. Benimle konuşuyorsun, dinliyorsun benim dediklerimin hiçbirini yazmıyorsun, terör örgütlerinin her dediği yalanı onları çürütüyorsun, bunlar iftiradır diyorsun, ona rağmen bile bile çürütülen şeyleri de raporlara koyuyorsun. Onun için de bu raporun Türkiye’de bir saygınlık uyandırması mümkün değil. AB üyesi ülkelere Türkiye karşıtlarının, Türkiye düşmanlarının, Türkiye zayıflasın diye terör örgütlerine destek olanların hazırladıkları raporlarla Türkiye hakkında doğru sonuçlara ulaşılamaz. Bakın bu rapor Türkiye’de yankı uyandırdı mı uyandırmadı. Denetime aldılar bir şey oldu mu, olmadı. Niye olmuyor. Çünkü Türk halkı görüyor AB’nin tek derdi Türkiye’nin AB üyeliği değil, tek derdi PKK Türkiye’de niye soruşturmalara tabi oluyor. PKK terör örgütü ile Türkiye niye mücadele ediyor. FETÖ terör örgütü ona bakıyor, halk kendi geleceği için bir umut görmüyor orada. Yani Türkiye lehine işler yapmıyorlar, halkın beklentilerini arttıracak adımlar atmıyorlar ve Türkiye düşmanlarının dediği gibi hareket ediyorlar. O zaman halkın da AB’den beklentileri olumsuz anlamda değişti.”

"CHP yüce bir değer olan adaleti istismar ediyor"

Bakan Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Ankara’dan İstanbul’a başlatılan “Adalet Yürüyüşü” ile ilgili de şunları söyledi:

“CHP bir hakkı kötüye kullanıyor, toplanma, gösteri hakkını kötüye kullanıyor, adaleti istismar ediyor, yüce bir değer olan adaleti istismar ediyor. Siyasal hesapları ve hedefleri olan gayri samimi bir yürüyüştür. Siyasal hedefleri hesapları nedir derseniz? Bana göre şu; bir defa CHP içerisindeki tartışmalar 16 Nisan’dan sonra ayyuka çıktı. Genel başkanlık, kongre vesaire dikkat ederseniz tartışmalar bitti. Genel başkanlık isteyenler de kongre isteyenler de yürüyüşe katıldı. Ora bitti. İkinci hedefi 16 Nisan’da ‘Hayır’ cephesinde buluşanların bundan sonra 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bu cephenin içerisinde yer almasını sağlamak ve onları bir cephe siyasetinin parçası haline getirmek. Üçüncüsü de Türkiye’nin aleyhinde içeride dışarıda oluşan bu olumsuz havanın güçlenmesini istiyor. Terör örgütleri tarafından oluşturulan. Özellikle PKK, DHKP-C ve FETÖ terör örgütü çok ciddi paralar harcayarak. Onları istihbarat örgütleri himaye ediyor. Bazı devletler himaye ediyor. Onların da desteği ile Türkiye’nin aleyhine acayip kampanyalar yürütüyorlar. Örneğin FETÖ terör örgütü gazetecilere, televizyonculara, düşünce kuruluşlarına, senatörlere, vekillere rapor hazırlayan pek çok kişiye resmen rüşvet veriyor. Parayla raporu eline veriyor. Raporu hazırlayan altına imza atıyor. Sonra da o hazırladıkları raporları, yazdıkları makaleleri topluyorlar onları alıp ilgili kurumlara organlara gönderiyorlar. Türkiye’de işler öyle değil, falanca kişi öyle dedi, şu böyle yaptı diye kullanıyorlar. Bu yürüyüş orada bu terör örgütlerinin Türkiye’yi itibarsızlaştırmak, Türkiye’nin aleyhine algı oluşturmak için iftiralarla oluşturdukları algıya Türkiye üzerinden Kılıçdaroğlu üzerinden bir destek aktarılmasına neden oluyor. Bilerek mi yapıyorlar bunu, bilmeyerek mi yapıyorlar onu kendileri bilir ama benim buradan gördüğüm buna bir destek yapıyor.”  

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.