AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Yunanistan’a kaçan darbeci askerlerle ilgili, “Bunlara darbeci asker bile demek doğru değil, bunlar katil topluluğudur. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir himaye görmemesi bizim için önemlidir” dedi.
Atina’da temaslarda bulunan AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, basın toplantısı düzenledi. Bakan Çelik, görüşmelerde 8 askerin iadesinin gündeme geldiğini kaydederek, “7’sinin yaptığı iltica başvurusu reddedildi, bir tane kalmıştı. O bir tanesinin de sonuçlanması birkaç gün içinde gerçekleşecektir. Ondan sonra temyiz aşaması söz konusu olacak. Burada Çipras’a ve onun şahsına Yunanistan hükümetine, Türkiye’nin maruz kaldığı darbe girişimi sonrasında Türkiye’ye verdiği desteğe teşekkür ettiğimizi bir kez daha ifade ettik. Komşu ülke olarak, dost ülke olarak Türkiye’deki demokrasiye, demokratik kurumlara, seçilmiş cumhurbaşkanına, seçilmiş hükümete karşı yapılan darbe girişimini asla kabul etmediklerini, meşru görmediklerini, kınadıklarını ifade eden ilk ülkelerden biri oldu. Aramızdaki dostluğun ve demokratik dayanışmanın bir göstergesi olarak tarihteki yerini almıştır. Bunu kendilerine ifade ettik” dedi.
8 ASKERİN DURUMU
8 askerin Yunanistan’daki hükümet makamları tarafından birer mülteci olarak değil darbeci olarak nitelendirildiğini bildiklerini kaydeden Çelik, “Hiçbir şekilde bunlar normal mülteci gibi algılanmıyor siyasi olarak. Kararı yargı verecektir ama şimdiye kadar Yunanistan hükümetinin bu kişilerin darbeci olduklarına, bu kişilerin kaçak yollarla girmiş olduklarını, gayrimeşru bir iş çerçevesinde Yunanistan’a kaçmış olduklarını ifade etmeleri bizim için memnun edici. Bizim beklentimiz yargı sürecidir, yargı sürecini Yunanistan hükümeti de biz de bekliyoruz. Bizim beklentimiz bu sürecin bir an evvel sonuçlanmasıdır. Bu yargı süreçleri bir an evvel sonuçlanır ve bu 8 asker Türkiye’ye iade edilirse bu çok büyük bir memnuniyet yaratacaktır” diye konuştu.
“Bunlar insanımızın üzerine savaş uçaklarıyla, tanklarla, savaş helikopteriyle ateş açtılar. Pek çok insanımız şehit oldu, pek çok gazimiz var. Bu katillerin dünyanın hiçbir yerinde himaye görmemesi lazım” diyen Bakan Çelik, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bunlara darbeci asker bile demek doğru değil, bunlar katil topluluğudur. İnsanların üzerine, kendilerine vatan savunması için verilmiş araçları kullanarak ateş açmışlardır. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir himaye görmemesi bizim için önemlidir.”
Bakan Çelik, "İzmir-Selanik arasında feribot seferlerinin başlayacak olması, Türkiye tarafında İzmir limanının kendi sahasına giren kısmında belli bir yolcu sayısı garanti edilmek şartıyla indirim yapılabileceği konusunda bir yaklaşım var. Aynı şekilde İstanbul-Selanik arasında hızlı tren hattının gerçekleşmesi halinde iki halkın birbiriyle daha çok kaynaşması, birbirini daha çok tanıması halinde daha olumlu adımlar atılmış olacak” dedi.
BATI TRAKYA’DAKİ TÜRK AZINLIĞI
Batı Trakya’daki Türk azınlığı konusuna da değinen Bakan Çelik, “Burada belli bir entegrasyon çerçevesinde onların etkin ve dini kimliklerinin korunmasına her zaman hassasiyet gösteriyoruz. Müftülerimizi kabul ettim, onlarla görüştüm. Bilinen sorunlar üzerinden geçtik. Bu azınlıklar söz konusu olduğunda, Türkiye’deki hakların verilme biçimi ve hakların standarttı hiçbir Avrupa ülkesinde yoktur. Geçmişte haksız yere el konulan mallar iade edilmiştir. Vakıflar konusunda iyileştirmeler yapılmıştır. Nitekim en son Gökçeada’da son 4 öğrenci için okul açılmıştır. Biz Yunan makamlarından da özellikle çift dilli okulların açılması konusunda, Türk isminin kullanılması konusunda engellerin kaldırılması konusuna, seçilmiş müftülerin saygınlığının korunması konusundaki hassasiyetlerimize saygı gösterilmesini bekliyoruz” dedi.
“DOĞAL OLMAYAN BÜYÜK BİR ENTEGRASYONUN GERÇEKLEŞTİĞİ ÖNEMDE AVRUPA BAŞKENTİNDE CAMİ OLMAMASIDIR”
Atina’da cami yapılması için kanun çıktığını ve ilerleme kaydedildiğini ifade eden Bakan Çelik, “Fakat dün ırkçı kesimler o cami arsasını işgal etmişler. Bir Avrupa başkentinde kilise olması gibi, havra olması gibi caminin de olması doğaldır. Doğal olmayan bu kadar büyük bir entegrasyonun gerçekleştiği bir dönemde Avrupa başkentinde cami olmamasıdır. Bu kimsenin dini ve etnik kimliğini ya da toplumsal barışını tehdit etmez. Bunun tam tersine toplumsal barışa ve diyaloga daha fazla hizmet eder” diye konuştu.
“Bu ırkçı tutumlara karşı paylaştığımız ortak değerleri, demokrasiyi, insan haklarını, hukuk devleti gibi ilkeleri tehdit eden bu ırkçı tutumlara karşı daha net tutum alınmasında fayda olduğunu değerlendiriyorum” diyen Bakan Çelik, Kıbrıs müzakerelerinin sürdüğünü, Türkiye’nin her zaman yapıcı bir yaklaşım içinde olduğunu aktardı. Bakan Çelik, “Orada iki halk var, bu iki halkın egemenlik haklarına ve siyasi pozisyonlarına, hukuki haklarına uygun bir şekilde bu sürecin yürümesi lazım. Şimdiye kadar yürütülen meselelerde, AB meselesinde, diğer toprak gibi konularda olumlu ilerlemeler sağlandığı her iki taraf tarafından da ifade ediliyor. Güvenlik meseleleri ve toprak meseleleri 5’li formatta ele alınacaktır. Ama şimdiye kadarki havanın BM de dahil 3 taraf tarafından da olumlu şekilde değerlendirildiğini görüyoruz. Bizim burada ki yaklaşımımız bu iki eşit halka dayanan parametreler çerçevesinde, hakkaniyet çerçevesinde bir sonuca ulaşılmasıdır” ifadesini kullandı.
“AB’NİN GÖNDERDİĞİ MALİ KAYNAKLAR MAALESEF ÇOK YAVAŞ İŞLİYOR”
Yunanistan ile ortak paylaşılan konulardan birinin de göç meselesi olduğunu aktaran Bakan Çelik, “Burada esas yükü biz çekiyoruz. Bizden sonra da Yunanistan çekiyor. Türkiye’de 3 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapıyoruz, bunların 800 bini çocuktur. bunların 500 bini eğitim hakkından mahrumdur. AB makamlarına sık sık çağrı yaptım. Bunların eğitimi için gereken mali kaynağın ayrılması lazım. Fakat AB’nin gönderdiği mali kaynaklar maalesef çok yavaş işliyor” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.