Bakan Özlü, Microsoft Ankara Zirvesi’nde
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, BAMS adı verilen "Bürokrasinin Azaltılması ve Mevzuatın Sadeleştirilmesi" projesini başlattıklarını kaydetti.
“Yakın zamanda, bakanlığımıza yapılacak bütün başvuruları elektronik ortamda alabilen bir bakanlığa dönüşeceğiz. Muhataplarımıza verdiğimiz tüm hizmetleri dijital teknolojileri kullanarak vereceğiz” dedi.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, JW Marriott Otelde gerçekleştirilen Microsoft Ankara Zirvesi’ne katıldı. Program öncesinde stantları gezen Bakan Özlü, Microsoft tarafından geliştirilmiş bir hologram teknolojisi olan Hololens, yani artırılmış gerçeklik gözlüğünü denedi.
“Teknolojik gelişmelerin, hepimizin hayatında köklü değişikliklere yol açtığı hiçbirimiz için bir sır değil” diyen Bakan Özlü, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“İnsanlık olarak, bilgi teknolojileri yoluyla, birçok işi daha hızlı, daha doğru ve daha verimli yapabileceğimizi fark ettik. Ancak çok daha önemlisi, daha önce yapamadığımız birçok işi artık yapabileceğimizi, birçok rüyalarımızı gerçekleştirebileceğimizi fark ettik. Bu hem bireyler hem de organizasyonlar düzeyinde geçerlilik taşıyor. Artık hayatın içinde kullandığımız hemen her enstrümanın arka planında bir yazılım çalışıyor. Araba kullanırken, bankada işlem yaparken, bir spor müsabakasını takip ederken veya bir sağlık kontrolü yaptırırken, yani hemen her işimizde dijital teknolojileri kullanıyoruz. Bilhassa özel sektörümüzün bu teknolojileri etkin olarak kullanmaları, rekabet gücü oluşturmaları için önem taşıyor. Aynı şekilde, kamunun da vazifeli olduğu işleri hakkıyla yerine getirebilmesi için dijital teknolojilerden maksimum düzeyde istifade etmesi gerekiyor. Hatta kamunun bu açıdan baktığımızda topluma örnek olması, liderlik yapması gerekiyor.”
Bakanlıkta dijital dönüşüm
Bakan Özlü, dijital bakanlık olmayı temel bir hedef olarak belirlediklerini kaydederek, “Bu amaçla, kısaca BAMS adını verdiğimiz, ‘Bürokrasinin Azaltılması ve Mevzuatın Sadeleştirilmesi’ projesini başlattık. İnşallah yakın zamanda, bakanlığımıza yapılacak bütün başvuruları elektronik ortamda alabilen bir bakanlığa dönüşeceğiz. Muhataplarımıza verdiğimiz tüm hizmetleri dijital teknolojileri kullanarak vereceğiz. Bunu önemsiyoruz, çünkü bakanlığımızın diğer tüm kamu kurumlarına ve topluma örnek olması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
“Sanal uygulama pazarlarından sadece cep telefonunuza değil, otomobilinize, asansörünüze, mobilyalarınıza da uygulama indireceğiniz bir dönem yaklaşıyor”
Dünyadaki teknolojik değişim ve dönüşüm ile her şeyin dijitalleştiğine dikkat çeken Özlü, “Evinizdeki buzdolabı, içinde eksik olan ürünleri tespit ederek hazırladığı alışveriş listesini cep telefonunuza kısa mesajla iletiyor. Sanal uygulama pazarlarından sadece cep telefonunuza değil, otomobilinize, asansörünüze, mobilyalarınıza da uygulama indireceğiniz bir dönem yaklaşıyor. Bir fabrikada ne kadar ve nasıl üretim yapılacağını, tedarikçilerle kurulacak ilişkileri, stok yönetimini, ürünlerin pazara nasıl ulaştırılacağını, tamamen yapay zekaların tespit edeceği bir dönem ufukta görülüyor. Kamu hizmetleri de elbette benzer yeniliklere sahne olacak” değerlendirmesinde bulundu.
“Kamunun en kritik görevlerinden biri olan savunma hizmetlerinde dahi robot askerlerin kullanılacağı günler çok uzak değil” diyen Bakan Özlü, şunları kaydetti:
“Her şeyin dijitalleşmesi, karşı koyabileceğiniz bir süreç değil. Bunu muhakkak başarmak zorundayız. Dijitalleşmenin faydalarını, dijitalleşme yoluyla yapabileceklerimizi bu salondaki herkes çok iyi biliyor. Ancak dijitalleşme sürecinin, özellikle kamu hizmetlerinde çok iyi planlanması ve kurgulanması da büyük bir önem taşıyor. Öncelikle ürettiğimiz çözümlerin anlık çözümler olmaması gerekiyor. Eski ve yeni teknoloji aralığının çok dar olduğu bu alanda, eskiyen, eskimekte olan teknolojilere çok fazla yatırım yapmamak gerekiyor. Ürettiğimiz dijital çözümlerin, katı modeller değil, esnek ve geliştirilebilir modeller olması gerekiyor. Bunların da ötesinde, dijital imkanların suiistimalinin önüne geçecek bir hukuki zemin oluşturmanın çok önemli olduğunu biliyoruz.”
“Kamunun dijital ihtiyaçlarını ve bunların çözüm önerilerini konuşurken, masadaki ilk madde güvenlik olmalıdır”
Bakan Özlü, teknolojinin getireceği bir çok yeni imkanın yanı sıra özgürlüğü kısıtlayabilecek araçlara da dönüşebileceğine dikkat çekerek, siber güvenlik konusuna ilişkin, “Dijital teknolojiler bize büyük bir güç katarken, aynı zamanda önemli bir savunma açığı da oluşturuyor. Bugün en kıymetli varlık olan bilginin iyi korunması, bireyler, şirketler ve kamu kurumları için elzemdir. Dolayısıyla kamuda dijitalleşme yolunda geliştirdiğimiz her yeni projede, işin öncelikle güvenlik kısmını doğru oturtmamız gerektiğini düşünüyorum. Bakınız, ABD seçimlerinin dahi siber saldırılar yoluyla manipüle edildiği iddialarına şahit olduk. Birkaç gün sürecek bir elektrik kesintisinin özellikle metropollerde nelere yol açabileceği izahtan varestedir. Bu zirvede, kamunun dijital ihtiyaçlarını ve bunların çözüm önerilerini konuşurken, masadaki ilk madde güvenlik olmalıdır” mesajını verdi.
Türkiye’nin, dijital teknolojileri kullanımı konusunda iştahı yüksek bir ülke olduğuna değinen Özlü, 2003 yılında 16-74 yaş arasındaki nüfusunun yüzde 18,8’inin internet kullandığını, bu rakamın bugün itibariyle ise yüzde 61’i geçtiğini söyledi. Özlü, şuan ki mevcut oranında 2023 yılında yüzde 80’i geçebileceğini vurguladı.
“Kritik teknolojilerin, kritik yazılımların milli olmasını çok önemsiyoruz”
Bakan Özlü, teknolojinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Özellikle kritik teknolojilerin, kritik yazılımların milli olmasını çok önemsiyoruz. Burada uluslararası firmalarla çalıştığımızda dahi, hazır paketleri kullanmaktan ziyade, o firmalarla birlikte bize özgü yazılımlar geliştirip öyle kullanmak istiyoruz. Dijital firmalar için, dijital kamu kurumları için, yani dijital bir toplum için öncelikle eğitime odaklanmalıyız. Genç nüfusumuzu, ilköğretimden, hatta okul öncesinden başlayarak problem çözme, algoritma geliştirme, kod yazma ve program yapma becerisi kazandırmalıyız. Üniversitelerde bilgisayar ve elektronik mühendisliği gibi alanlarda uzmanlaşmayı artırmalıyız. Bilhassa yüksek lisans ve doktora düzeyinde, büyük veri, otomasyon, robotik teknolojiler, yapay zeka, siber güvenlik gibi alanlara yönelik özel programla oluşturmalıyız. İnsan kaynağımızı yetiştirmek meselenin en kilit noktasını oluşturuyor. Açık ve dürüst olalım, şu anda kamuda, bırakın bir dijital projeyi hayata geçirebilmeyi, böyle bir projenin ihale şartnamesini hazırlayabilecek insan kaynağı noktasında bile sıkıntımız var. Bu açığı süratle kapatmalıyız ve kapatacağız. Bakanlık olarak, yazılım teknolojilerine özel bir önem veriyoruz ve vereceğiz. Çünkü yazılım, artık bütün sektörlerin, bütün ekonomik faaliyetlerin merkezindedir. Geçtiğimiz günlerde, 2017-2019 dönemi için hazırladığımız ‘Yazılım Strateji Belgemizi’ yayınladık. Bu kapsamda, 4 ana hedef için 28 önemli eylem belirledik. Gebze’de 3 milyon metrekarelik bir alanda Bilişim Vadisi’ni kurmak için de çalışmalarımız devam ediyor. Burayı yerli ve uluslararası firmalar için bir cazibe merkezine dönüştüreceğiz. Burada oluşacak ekosistemin özellikle yerli ve genç firmalarımıza büyük güç katacağına inanıyoruz. Şu hususu çok önemsiyorum; Teknoloji Geliştirme Bölgelerimizde 4 bin 500 civarında firma faaliyet gösteriyor. Bunların ve yine teknogirişim sermayesi desteğinden yararlanarak iş kuranların yaklaşık yüzde 60’ı yazılım alanında çalışıyor. Pırıl pırıl gençlerimiz, gerçekten de birbirinden önemli ve değerli projeler üzerinde çalışıyor. İnşallah, bunların zaman içinde çok önemli firmalara, küresel markalara dönüşeceklerine inanıyorum. Bir başka önemli çalışmamız da dördüncü sanayi devrimi ile ilgilidir. Bu amaçla, kamunun ve özel sektörden temsilcilerin olduğu Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu’nu kurduk. Bu platform, sanayinin dijital dönüşümüyle ilgili yol haritamızı belirleyecek” açıklamasında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.