Başbakan Yıldırım: 'Sonuçları tanımazsan millette seni tanımaz'
Yıldırım, Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Neymiş, bu halk oylamasının sonuçlarını tanımayacakmış. Eğer sen bu sonuçları tanımazsan bunu ortaya koyan millet de seni tanımaz. Tamam kabul ediyoruz iyi çalıştın, çok koşturdun ama ama milletin takdiri ortada dedi
Başbakan Yıldırım, AK Parti 116. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada 16 Nisan referandum sürecine ilişkin, “Çeşitli iletişim araçlarını kullanarak insanları sokağa davet etmek, sonuçları tanımamak, asla ve asla kabul edilemez. Milletin iradesine saygı duyduğunu ifade etmek yerine sandıktan çıkan sonuca gölge düşürme çabası boştur. Anlamsız ve faydasızdır. Bu en başta oy vermiş vatandaşlarımıza yapılmış bir haksızlıktır. Şimdi ana muhalefet partisine düşen yaptıkları itirazların sonucunu beklemektir. Bunun aksine yapılacak her hareket hukukun dışına çıkmak olacaktır. Türkiye bir hukuk devletidir. Dolayısıyla hiç kimsenin hukuksuz bir tutum sergilemesi asla hoş karşılanmayacaktır. Siyasi tartışmaların zemini meşru siyaset zeminidir. Herkese davetimiz bu meşru zemini korumak olmalıdır. Her vatandaşımdan istediğim azami hassasiyet göstermesidir. Tahriklere kapılmadan, uzak durmalı ve sonucu sükunet içerisinde izlemelidir. Siyaset yapıyorum diye kimse kimsenin duyguları ile oynamaya kalkmasın. Sayın Kılıçdaroğlu’nun 50 milyona yakın insanımızın sandığa giderek oyunu kullandığı bir seçime gölge düşürme çabası hem üzücü hem de büyük talihsizliktir” şeklinde konuştu.
“Eğer sen bu sonuçları tanımazsan bu sonuçları ortaya koyan millette seni tanımaz”
Başbakan Yıldırım, referandumla ilgili değerlendirmesinde şunları kaydetti: “Kemal Bey, ağzını ‘hayır hayır’ demeye o kadar alıştırmış ki 16 Nisan’da sandığa gitmemiş gibi ‘hayır hayır’ demeye devam ediyor. Neymiş, bu halk oylamasının sonuçlarını tanımayacakmış. Eğer sen bu sonuçları tanımazsan bu sonuçları ortaya koyan millet de seni tanımaz. Tamam kabul ediyoruz iyi çalıştın, çok koşturdun ama milletin takdiri ortada, oraya takılıp kalırsan yol alamazsın. Türkiye meşru demokratik süreçler içerisinde bu muazzam değişikliği gerçekleştirdi. Bu değişikliği artık kabul et. Milletin kabul ettiğini sen kabul etmezsen ne yazar. Millete fatura çıkaracağına başarısızlığı kendinde ara. Değişiklik teklifi müzakereler ardından komisyona geldi. Mecliste görüşüldü. Müzakereler oldu. Hatta şiddete bile başvuruldu. Ve nihayet kabul edildi. Cumhurbaşkanımız onayladı ve dedik ki, ‘şimdi artık söz de karar da milletindir’ hep böyle dedik. Demokrasinin gereğini yaptık. Referandum süreci başladı. Dolayısıyla bu değişiklik referandum sürecinde bütün araçlar kullanılarak, medyada, kamuoyunda, muhalefet, iktidar partisi, lehte aleyhte bütün çalışmayı yaptık. İki ay boyunca bütün çalışmaları ortaya koyduk. Biz de anlattık. ‘Hayır’ diyenler de anlattı. Milletimiz herkesi dinledi, hatta bu değişikliği ‘hayır’ kampanyası yapanlar hiçbir sınır tanımadı her şeyi söylediler. Gerçekle yakından uzaktan alakası olmayan bu değişiklikte yer almayan her şeyi söylediler ama bir türlü değişiklik ne getirecek tek bir kelime söylemediler. Nihayet 16 Nisan’da karar verildi. Yüzde 51.41 olarak teklif ‘evet’ oyu ile geçti. ‘Aradaki fark azmış’ ne demek bu? Biz ne dedik ilk gün 50+1 kardeşim bu işin ölçüsü budur, kuralı budur, meşruiyeti budur. Hep böyle olmuştur. Siyasi yasakların sona erdirilmesi 1987 referandumuna bakın sadece 75 bin fark vardır, siyasi yasaklar devam etmesi gerekir diye kampanya yapan ANAP’lllar ile karşısında kaldırılmalıdır diye kampanya yapanların arasında. Yasaklar kalkmalıdır diye kampanya yapanlar 75 bin oyla kazanmıştır. O zaman bir meşruiyet tartışması olmadı. Benzer şekilde İngiltere’nin kurucusu olduğu Avrupa Birliği’nden çıkarken yaptığı halk oylamasındaki oy farkı Türkiye’deki referandumdaki oy farkından daha azdır. Tarihi bir karar veriyor İngiltere. Baştan beri içinde olduğu bir birlikten çıkıyor. Bu önemli kararda ‘evet’ ve ‘hayır’ arasındaki fark Türkiye’deki 16 Nisan’daki oylamadan daha az ve sonuca herkes rıza gösteriyor. Amerika seçimleri keza aradaki fark çok az. Hatta oy sayısı kaybedenin daha fazla ama delege sayısı fazla olduğu için Trump, kazanıyor. Bu Amerika’da mesela olmuyor. Türkiye’de şeffaf bir şekilde yapılan ve içerden dışarıdan yedi düvelin izlediği bir halk oylamasının sonucunu hazmetmek zorunda ana muhalefet partisi.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.