BAŞKENT MEKTUBU

Aman ne güzel Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, haftada bir gün bir araya gelip yemek yiyecekler, bazı zamanlarda da birbirlerine ev ziyaretlerinde bulunacaklarmış… Öyle sözleşmişler… Birinin ak dediğine diğeri kara demeyecekmiş, milli davalarda birleşeceklermiş… Mecliste küfür, kavga zinhar olmayacakmış… Anayasanın 10’uncu maddesi işlerlik kazanacak, her hususta vatandaşların eşitlik ilkesi sağlanacakmış… Sen, ben yok biz varız söylemine uyulacak, birlik beraberlik tesis edilecekmiş… Bölücülük haricinde kalem oynatanlar hür basın çerçevesinde özgür olacaklarmış… Üniversite harçları kaldırılacak, öğrencilere yurtlar yapılacakmış… Mali bütçeye bizim Yozgat içinde birkaç fabrika yapılması için ödenek konulacakmış… Milli çıkarlarımızda iktidar, muhalefet kavramları olmayacakmış… Meclis her daim vekillerle dolacakmış… Senin partilin, benim partilim denilmeyecek her vatandaşa eşit muamele yapılacakmış… Emekli maaşları iyileştirilecek, asgari ücretler 1.500 ₺ olacakmış… …Ve 1 Nisan, bundan böyle tatil olacakmış… İlçenin birinde çok zengin birisi varmış…  Pintilikte de birinciymiş. Çocuklarını toplamış “ben bu gece öleceğim, malımı mülkümü hayır kurumlarına bırakıyorum. Şu iki teneke altında sizin olsun, dilediğiniz gibi harcayın!” deyip gözünü kapatmış. Pinti gözünü bir açmış ki, çocuklar altınları sayıyor. “Ne yapıyorsunuz” diye bağırmaya başlıyor. Çocuklar “Hani ölecektin?” Pinti “sizde şakadan hiç anlamıyorsunuz…” diyerekten..