Ben bir deliyim
CHP Genel Başkanı ve kadrolu muhalefet partisinin lideri Kemal Kılıçdaroğlu; dokunulmazlığın kendisine verdiği yetkiye dayanarak Aile Bakanı olan bir...
CHP Genel Başkanı ve kadrolu muhalefet partisinin lideri Kemal Kılıçdaroğlu; dokunulmazlığın kendisine verdiği yetkiye dayanarak Aile Bakanı olan bir bayana –ki burada insanın hangi konumda olduğu önemli değil- ahlaka aykırı cümleler kurmuştu hatırlarsanız. Bugün Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına baktım da söylediklerinden pişman olmayı bir kenara bırakın, vicdanım rahat diyerek su üstüne çıkıyor. Neymiş efendim kullandığı ifade Anadolu deyimiymiş. Hiç kusura bakmasınlar ama ülkemiz argo ifade yönünden oldukça zengin diye kimse dilinin kopuzunu kaçırıp sonra da bunu milli bir olguymuş gibi gösteremez. Cumhurun başkanı, ülke yönetiminde söz sahibi olduğundan beridir kendisine, eşine ve kızlarına malum zihniyet tarafından ağza alınmayacak ifadeler kullanılıyor. Ülke yöneticisinden memnun olursunuz olmazsınız bu size kalmış bir şey ama hiç kimse bir başkasının mahremine dil uzatacak kadar aşağılık olamaz yani olmamalı. Siz Anadolu deyimiyle adamın anasına- avradına söveceksiniz sonra bir kısmınız hakkında yasal işlem başlatılınca yönetimi diktatörlükle suçlayacaksınız! Yok yaa! Evinize buket mi gönderilecekti? ………………………………… Özgecan Aslan’ı henüz hiç birimiz unutmadık. Katilleri cezaevine girmişti. Olayı hatırlayan tekrar dehşete kapılıyor. Aman Allahım! Gencecik bir kıza önce tecavüz et, sonra bileklerini kes, sonra da yak. Biz hangi ara bu kadar ahlaki erozyana uğradık? Gerçi devletin üst kademesinin ağzındaki Anadolu deyimlerine(!), yine devlet yönetiminde olan RTÜK’ün dur demediği Fatmagülün Suçu Ne? gibi katillerin de tecavüzden önceki gece izlediği dizilere bakınca bu ahlaksızlık imkansız görünmüyor ama yine de insan dehşete kapılıyor. Özgecan’ın katili cezaevinde öldürüldü, 50 yıl hapse mahkûm edilmiş bir suçlu tarafından. Ne kendi memleketi, ne de diğer yerler mezarlıklarına kabul etmediler katili. Hatta köyünün muhtarı “kadavra olarak kullansınlar, bari öyle bir faydası olsun insanlığa” dedi. Katilin düştüğü duruma sevinir misiniz üzülür müsünüz bilemem ama ülkenin düştüğü duruma üzülüp bir an önce bir şeyler yapsak iyi olur. Zira sonrasında gördük ki ne Özgecanlar bitti ne sapıklar! Evvelden kız çocukları olanlar korkardı evlatlarını bir yere göndermeye, şimdi erkek çocuklarımız da güvende değil! ……………………………….. Bir veli toplantısında öğretmenimiz şunu söylemişti: “ çocuklarımızı vicdanlı yetiştirelim, yoksa her çocuğun başına bir polis dikmemiz lazım, peki polisin başına kimi dikeceğiz?” Biz çocuklarımızı yetiştirsinler diye okullara gönderiyoruz, onlar öğretmenlerden cinsel taciz görüyorlar. Peki, biz eğitimcilerimizi nasıl eğiteceğiz? Çocuk istismarının alıp başını gittiği ülkede hazır yaklaşmışken 23 Nisanı kutlamak ironiler ironisi! ………………………………….. Devlet Bahçeli devletin terör politikasını eleştirdi ve onlara yöntem gösterdi: “ taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmayın!” Bahçeli’nin engin tecrübesinden faydalanmak lazım, baş üstünde baş bırakmamak ne demek? Yoksa Bahçeli, başları yöneten başlardan mı bahsetmişti? Öyleyse eğer terörü bitirme konusunda adam haklı arkadaşlar, dağılalım! ………………………………. Demirtaş demiş ki “bizim sesimizi halk duymasın diye hükümet medyaya baskı yapıyor” bu nasıl bir baskı? Biz her gün bunların sesini duyuyoruz; bombalı saldırı ve şehit haberlerinde! ……………………. Güzel memleketimin hali insanı deli eder. Deli olmadan veli olunur mu bilemem ama ne demişti üstad Karakoç: Anlasana Mona, ben bir deliyim!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.