Bir örnek bilim, fikir ve siyaset adamı
Siyasetçiler, daha çok, laf üreten, iş üretmeyen adam olarak bilinir. Hele fikirden, bilimden nasibini almamış, olgunlaşmamış insan tipi olarak hatırlanır....
Siyasetçiler, daha çok, laf üreten, iş üretmeyen adam olarak bilinir. Hele fikirden, bilimden nasibini almamış, olgunlaşmamış insan tipi olarak hatırlanır. Okumayan, iş takibi yapan akçeli işlerden, tavassuttan zaman bulup da meclis oturumlarında söz alan, fikir serdeden adam olmaktan çok tribüne oynayan adam olarak tanınır. Zaten siyaseti bir ABD’li düşünür” boş yere mesele çıkarıp, beyhude çareler arama sanatı” olarak tarif eder. ABD başkan adayı Hilary Clinton ise” siyasete giren kadınının derisi kalın olmalı” der. Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti de meclise ilk girdiği gün giriş kapsından geçerken döner kapıya aklı takılır ” burada döneklik taa dış kapıda başlıyor” der. Geçen hafta, bir güzel ilim adamı, fikir adamı ve siyaset adamı ile buluştuk meclisteki odasında. Özbekler” bir insanın dili ile tili bir olmalı” derler. İşte böyle bir gönül eri adamla beraber olduk. Önce bilim adamı olgunluğu, saflığı ve paklığı vardı. Sonra fikir adamı yönünü ifade ettim. Çünkü bu adam fikri ile zikri bir olan, bilerek konuşan, fikir sahibi olmuş değerli bir siyasetçidir. Son olarak siyasetçiliğini yazdım. Çünkü o siyaseti memleket hayrına iş yapma zamanı, vatana hizmet aşkının gerçekleştiği ortam olarak tarif ederek başlamıştır bu işe. Sizi daha fazla merak içinde bırakmayayım da açıklayım. Bu adam Osmaniye milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy beyefendiden başkası değildi. Bu güne kadar hiçbir milletvekili için yazı yazmadım. Siyasetçilere de hiç yakın olmadım. Pek sevmem onlarla hemhal olmayı. Bu güne kadar nice mebus ile muhatap olduk, ziyaretlerinde bulunduk. Bu vekillerle, çok fazla içli dışlı olduğumuz anlamına gelmesin lütfen. İçlerinde her türlü titri olan adamlardan da oldu ama ilk defa bir milletvekilinin masası, üniversitedeki masasından farksızdı. Kitaplar okunmaya amade, açılmış eserlerle doluydu masası. Bu güne kadar hep not alınan bloknotlu masalara alıştık. Ama Ruhi Ersoy hocanın masası fakültedeki, evindeki masasından farksızdı. Bir hatıramı da anlattım kendilerine. Bütün milletvekilleri örnek almalıdır. Konuşurken boş konuşan, laf atmaktan başka maharetleri olmayan adamlardan çok, farklı, değerli bir milletvekili profili karşımdaydı. Yine aynı tevazu, aynı bilim adamı mütevaziliği ile karşılaştım. Siyasetçi profilinden daha farklı bir milletvekili karşımdaydı. Sohbeti hoş, lisanı duru, edası, asaleti duruşundan tavrından belli olan bu adamdan kaç tane vardır meclisimizde bilemem? Memleket meselelerine oldukça hakim bir adamla, vatan sevdamızı konuşmak ne kadar da hoş bir işti. Uzun zamandır böyle kaliteli bir toplantıda hazır bulunmamıştım. İşin enteresan tarafı Ruhi Ersoy Hoca asla hep ”ben bilirim, ben vekilim hep ben konuşayım” tavrında da değildi. İşte bütün bunlar ideal devlet adamı profilini karşımıza çıkarıyor. Sen çok yaşa kardeşim. Başarılarını işittikçe mesut olacağımı, güzel işler yapacağına ve hayırlı işlere imza atacağına inanıyorum. Her güzel işin bizi bahtiyar edeceğini ilk alkışlayanın olacağımızı bilmenizi isterim. Milletvekilleri Ruhi Ersoy olarak, insan olarak bu güzellikte insanlara ihtiyacımız ne kadar da çoktur. Masası kitap dolu, gönlü vatan ve insan sevgisi dolu bu güzel insan selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. Nice kitaplı günlere… Nice masası kitap dolu mebus sayılarına…Nice bu kadar mütevazi ve yumuşak huylu insanların meclisimize dolması dileklerimizle…Başarılar dilerim sana günün adamı olmayan, gönül adamı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.