Böbreklerimizi de kalbimiz gibi korumalıyız
Gazi Üniversitesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Endoüroloji Derneği II. Başkanı Prof. Dr. Ali Ünsal, “Böbrek sağlığı konusunda vatandaşlarımız mutlaka bilinçlendirilmeli. Böbrek sağlığının korunmasında su önemli bir yer tutuyor.
RÖPORTAJ: OĞUZ ACAR
Her insanın başına gelmesinden korktuğu böbrek taşlarıyla ilgili olarak arkadaşımız Oğuz Acar’ın Gazi Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Endoüroloji Derneği II. Başkanı Prof. Dr. Ali Ünsal ile böbrek taşının belirtileri ve tedavi yöntemleri üzerine gerçekleştirdiği röportajı sunuyoruz.
ANADOLU: Böbrek taşı düşürenler çok sancılı, ağrılı olduğunu söylerler. Nedir böbrek taşı ve nasıl oluşur, belirtileri nelerdir?
Prof. Dr. Ali Ünsal: Böbrekler vücudumuzun süzme organlarıdır. Yani kandaki bir çok kirli maddeler böbreklerden süzülerek atılıyor. Dolayısıyla bu süzme işlemi esnasında atılan birtakım kristaller buralarda çoğalarak böbrekte çökmeye başlıyor.
Az su içildiği zaman bu kristaller atılamadığı zaman (aynen tuz parçacıkları yada şeker parçacıkları gibi düşünebilirsiniz ) üst üste birike birike zamanla orada taşlar oluşuyor. Bu taş tabii böbrekte kalabiliyor, bazen idrar kanalına düşebiliyor. Mesaneye düşebiliyor dolayısıyla bu süzme esnasında atılan başta kalsiyum olmak üzere tüm kristaller taşlaşarak birtakım belirtilere yol açıyor. Doğum yapmış kadın hastalar bunu ifade eder, bazen taş düşürme sancısı daha fazla olmaktadır. Bunun yanında taşın bulunduğu yere göre belirtiler farklılık gösterebilir. İdrar kanalındaki bir taş idrarda bir yanma hissine neden olabilir veya bulantı kusma olabilir. Bu keskin ağrıların dışında hastanın yerini belli edemediği karın ağrısı şeklinde de olabiliyor. Hatta çocuk hastaları da düşünecek olursak bazen çok küçük çocuklarda da taşlar olabiliyor. Bebek yaşında, hatta bir yaşın altında bile biz bu taşları görebiliyoruz. Onlar doğal olarak bu ağrıyı ifade edemedikleri için çocuklarda da huzursuzluk, ağlama tarzında oluyor. Bazen ateş yükselmesi veya kusma tarzında da kendisini belli edebiliyor.
ANADOLU: Biz şimdi yetişkin insanlar olarak, su içmenin koruyucu olduğunu öğrendik, peki bebekler ne yapacak?
Prof. Dr. Ali Ünsal: Şimdi şöyle... Bebeklerle yetişkin insanlardaki taş oluşumu mekanizmaları biraz farklılık gösteriyor. Bebeklerdeki problem daha çok genetik problemler yani doğuştan gelen bir takım genetik arızalara bağlı olarak, bazı maddelerin idrarda ya fazla atılması veya idrarla yeterince atılamamasından kaynaklanan taşlardır. Bebekler veya çocuklarda bu genetik faktörler dışında doğumsal anomaliler de taş oluşumuna yatkınlık gösterir.
ANADOLU: O zaman biz bebeklik döneminde böbrek taşları olmayan, ama ilerleyen yaşlarda böbrek taşı olanlar için anne babasında, dedesinde var diyebiliyor muyuz?
Prof. Dr. Ali Ünsal: Tabii ki genetik risk faktörü var. Dolayısıyla yatkınlık var. Annesinde, babasında, amcasında taş olanlarda oluşma riski daha da artıyor.
ANADOLU: Diyelim ki böbrek taşımız var ve bu taş kendiliğinden düşmüş veya tedavi ile kırılmış yada ameliyatla alınmış, tekrar taş oluşma riski ne kadardır?
Prof. Dr. Ali Ünsal: Hangi böbrek taşları düşer? Okuyucularımız için önce onları bir belirtelim. Yaklaşık 5-6 mm’den daha küçük taşların yüzde sekseni kendiliğinden düşebiliyor, düşme eğilimindedir. Fakat daha büyük taşların düşme olanağı pek yok. Böbrek taşlarının hepsi ağrılı da olmayabilir bazen sessiz kalabilir. Herhangi bir tahlil neticesinde ortaya çıkabilir. Taşlar düştü diyelim. Tekrarlama sorunuza gelirsek. İster düşürülerek, ister ameliyatla arındırılmış olsun. Beş yıl içerisinde bu taşların tekrar oluşma riski % 35, 10 yıl içerisinde %50’dir. Beş yıl içinde tedavi olmuş hastaların neredeyse üçte birinde tekrar taş oluşuyor.
Türkiye bu anlamda taş hastalığının yaygın görüldüğü bir ülke ve insanlarımızın yüzde 14 ile 15’inde böbrek taşı var, yani her 6-7 kişiden birinde taş var. Ortadoğu ülkeleri gibi sıcak iklimli bölgelere gidildikçe bu oran daha fazla artıyor.
Tekrar oluşmaması için dikkat etmemiz gereken şeylerden birincisi bol sıvı almak. Özellikle bu sıvının büyük oranda su tarzında olması gerekir. Allah bize en sağlıklı ve en ucuz içeceği nasip etmiş; su. Bunun ölçüsü ne? Aslında bunun ölçüsü yaklaşık 1,5-2 litre idrar çıkarabilecek kadar sıvı almaktır. Bu ne anlama geliyor sıcak bir iklimde terliyorsanız belki orda 3-4 litre sıvı almanız gerekecek yaz ayları için, kış aylarına geldiğimiz zaman bu 2-2,5 litre sıvıya tekabül etmesi gerekecek, dolayısıyla bol sıvı alacağız. Bu neyi sağlıyor, işte baştan anlattığım gibi böbreklerdeki kristallerin adeta şekerin oluşması gibi taş oluşumunu engelliyor. Yani o kristaller süpürülmüş olacak.
ANADOLU: Peki taş oluşumunda az su içmek dışında diyetin bir rolü var mı?
Prof. Dr. Ali Ünsal: Elbette var. Hayvansal proteinler ve sakatatlar en riskli besinlerdir. Hayvansal proteinleri azaltmamız gereklidir, çünkü kırmızı et ve sakatatta ki bir takım maddeler (ürik asit gibi) taş oluşumu için zemin hazırlar. Bunun yanında en önemli faktörlerden biri tuz. Tuzu hayatımızdan tamamen çıkarmak değil, ama salataya, yemeğin yanında ilave tuz atmayabiliriz. O noktada biraz tuzu kısmış oluruz. Bunun yanında hareketsizlik, sürekli masa başında çalışmak da taş oluşumunu arttırır.
ANADOLU: Şimdi biz 5 mm ve daha küçük böbrek taşının kendiliğinden düşmesinden bahsettik. Peki, daha büyük taşlarda neler yapılır? Cerrahi bir müdahale mi gerekiyor?
Prof. Dr. Ali Ünsal: Tabii ki yerinden alınması müdahale edilmesi gerekir, yerinde bıraktığımız zaman bambaşka sorunlar da çıkabilir, taş yerinde büyüyebilir, daha büyük ameliyatlar gerekebilir. En basitinden tedaviyle düşürülemiyorsa, önce taş kırmayı deniyoruz. Taş kırma dediğimiz, vücudun dışından ses dalgaları ile taşların kırılmasıdır. Bu tedavide hasta hastanede yatmaz, ayaktan yapılan bir tedavidir. Üç dört seansta taşın kırılıp temizlenmesi gerekir. Eğer kırılmaz ise o zaman cerrahi müdahale gerekir. Bazen de taşın özelliğine göre doğrudan cerrahi uyguladığımız zamanlar da olur.
ANADOLU: Nedir bu cerrahi işlemler?
Prof. Dr. Ali Ünsal: İdrar kanalından girerek böbreğe kadar ulaşıp taşı olduğu yerde lazer ile çok küçük parçalara ayırabiliyoruz. Bu taş parçacıkları sonra kendiliğinden dökülür. Bazen daha büyük taşlarda mesela 2 cm’den büyük olanlarda sırttan bir ya da iki delik açarak oradan kapalı ameliyatla böbrekteki taşı hem kırıp hem parçalarını almak mümkündür.
ANADOLU: Son olarak böbrek sağlığımızı korumak için neler yapılmalı? Önerileriniz nelerdir.
Prof. Dr. Ali Ünsal: Genel sağlığımız yanında böbrek sağlığı için görsel ve yazılı basın yayın kuruluşları, sağlık kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının toplumu aydınlatması lazım. Neler yapılmalı sorunuza gelince bol sıvı alınmalı, hareket edilmeli, hareketsizlik ve obezite taş oluşumu için çok önemli risk faktörüdür. Bunun yanında tuzu sofralarımızdan azaltmalı, sakatat ve kırmızı eti daha az tüketmeliyiz.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.