Bugün Sakarya Destanı’nın ilk günü (23 Ağustos 1921)
Yunan Ordusu’nun hedefi Milli Mücadele’nin merkezi olan Ankara’dır.
Yunan Savaş Bakanı Teodakis’in, randevu isteyen İngiliz Ataşemiliteri Albay Nairne’e yanıtı:“5 Eylül’de Ankara’da görüşelim” diyerek kendilerinden ne kadar emin olduklarını gösteriyorlardı. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardı. O da Anadolu insanın vatanı için yapacağı fedakârlık ile Mustafa Kemal Paşa gibi büyük bir dehanın bu savaşta Başkomutan olarak ordunun başında olması idi.
Savaşın ilk günü Yunan birlikleri istedikleri şekilde mevzilerimize yanaşamadılar. Özellikle süvari kolordumuz, bazı Yunan birliklerinin ilerlemelerini yavaşlatmıştı. Polatlı batısında bulunan Yunan 7’nci Tümeni, Sakarya nehir batısına yerleşmekle vakit geçirdi ve bir taarruz hareketinde bulunmadı. Yunan Ordusu’nun asıl planı, Sakarya Nehri’ne çatmadan nehrin güneyinden geçerek üç piyade tümeni ve bir süvari tugaylı güçlü 2’nci kolorduları ile Mangal Dağı kesiminde kuşatıcı bir manevra yapmaktı.
Yunan askerleri Sakarya Nehri üzerine köprü inşaa ederken...
YAĞMUR FIRTINA MAHŞER YERİNE ÇEVİRDİ
Düşmanın karşısında Maraş bölgesinden bin bir zahmetle gelen ve 21 Ağustos’ta bu bölgeye yerleştirilen 2’nci Grup bulunuyordu. Grup, savaşın başlamasından iki gün önce mevzilerini yapmaya başlamıştı. Doğal olarak bu kısa sürede yeterince tahkimat da yapılamamıştı. 2’nci Grup’un görevi bir hayli ağırdı.
Ankara için yeni bir meydan muharebesi gerekiyor!
23 Ağustos günü hava kapalıydı. Öğle saatlerinde yağmur başladı ve gittikçe şiddetlendi. Yağmur ve başlayan fırtınanın görüşü kısıtlamasından faydalanan 1’inci Yunan Tümeni, akşam saat 17.00 sıralarında Mangal Dağ’ını savunan 5’inci Türk Tümeni mevzilerinin bin metre yakınına kadar sokulmayı başardı.
Bu saatten sonra yağmur ve rüzgâr büsbütün arttı. Birbiri peşine çakan şimşekler, dağın eteklerine kadar bastıran bulut ve sis ve hepsinin üstüne bardaktan boşanır gibi yağan şiddetli yağmur, ortalığı bir mahşer yerine çeviriyor, bu da ne doğru dürüst bir görüş ne de bir ateşe imkân veriyordu.
DOST DÜŞMAN KARIŞTI
Gittikçe basan karanlığın, yağmur ve bulutların gerisinden ilerleyen 1’inci Yunan Tümeni’nin alayları, saat 21.30'a doğru yer yer Türk mevzilerine girmeye başladılar. Körlemesine ve dostun düşmandan ayırt edilemediği bir dövüş başladı. Karşı taarruza sevk edilen 5’inci Türk Tümeni ihtiyat alayı, kaybedilen mevzileri tekrar ele geçiremediyse de düşman ilerleyişi durduruldu.
Fakat bu sırada beklenmeyen bir şey oldu. 5’inci Tümenin ortadaki 24’üncü Alayı, sağ kanadındaki bu karşılıklı süngü hücumlarının etkisinden kuşatıldığını sanarak birinci hat siperlerini terk edip ikinci hat siperlerine çekildi. Bu çekiliş, doğal olarak, kenardaki diğer alayları da etkiledi, onlar da kanatlarını geriye çektiler.
Saat 23.00'e geldiğinde ve silahlar sustuğunda Mangal Dağı’nın tepesi Türklerin elinde, koca gövdesiyle dağın sırt ve yamaçları Yunan 1’inci Tümeni’nin işgalindeydi.
MANGAL DAĞI’NDAN HATALI ÇEKİLİŞ
5’inci Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Kenan (Dalbaşar), gece yarısı 2’nci Grup Komutanı Albay Selahattin Adil'e verdiği raporda, Mangal Dağı’nın en tepesinde tutunmaya çalıştığını, emrine verilen 25’inci Alay’la bu gece yapılacak karşı taarruzdan bir sonuç alınamayacağını, emrine en az bir alay takviye kuvveti daha verilmezse şimdiki mevzilerde bile tutunamayacağını, Tümen’in önemli kayıplara uğradığını, birliklerin birbirine karıştığını, bir çok subayın yaralandığını ve emir komuta düzeninin bozulduğunu bildiriyordu.
Grup Komutanı da 5’inci Tümeni daha fazla kuvvetle takviye edemeyeceğini düşündüğünden ve yarınki savaşlarda bu tümenin kuşatılma tehlikesiyle karşılaşmasından çekinerek birliklerin bu gece Mangal Dağı’nı terk edip daha kuzeydeki bir hatta çekilmesine karar verdi. Durumu da bir raporla Cephe Komutanlığı’na bildirdi.
KOMUTANLAR ARASINDA BOMBA ETKİSİ YARATTI
Savaşın daha ilk günü açık Türk kanadının dayandığı bu çok önemli mevzinin yarım günlük bir çarpışma sonunda âdeta bir olup bitti halinde elden çıkmış olması, Türk yüksek komutanları arasında bir bomba etkisi yarattı. Bunun yankısını, İsmet Paşa gibi soğukkanlılığı ile tanınan bir askerin aşağıdaki çok aceledir kayıtlı mesajında da görmek mümkündü:
“2’nci Grup Komutanlığı’na; Vazife namusunu yerine getirmeyen birliklerin cürümlerini bağışlamak haddimiz değildir. Mangal Dağı’nın terkedilmesini gerektiren olay nedir? Bundan sorumlu olan hangi komutan veya komutanlardır? Makina (telgraf) başında ve birinci öncelikle cevap beklerim” demekteydi.
Haymana bölgesinde bunlar yaşanırken Polatlı’da Duatepe, Kartaltepe, Beştepeler, Yıldız Dağı karşısındaki Yunan birlikleri, taarruz için hazırlıklarını tamamlayıp gece yarısından sonra Sakarya Nehri’ni geçip birliklerimizle boğuşmaya başlamışlardı. Biraz daha güneyde 23 Ağustos’ta, Yunanlıların Sakarya’yı geçerek taarruz etmeleri neticesinde ise emniyet kuvvetleri Ilıcaözü-İnlerkatrancı-Temirözü kuzeyine çekilmişlerdi.
Türk İstiklal Savaşı’nın kaderini değiştiren ve bütün dünyaya yeni bir Türk Devleti’nin kurulduğunu kabul ettiren, 22 gün 22 gece devam eden Sakarya Meydan Muharebesi, 23 Ağustos 1921 günü başlamış oluyordu.
Kadim Koç
Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi (POTA) Koordinatörü
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.