CHP Kırşehir’in itibarının iadesini isterken hatırladıklarım
SÖZÜN ÖZÜ Yazan: Duran Erdoğan Bütçenin Meclise sunumunu daima merakla, dikkatle, rikkatle, heyecanla; daha doğrusu stresle...
SÖZÜN ÖZÜ Yazan: Duran Erdoğan Bütçenin Meclise sunumunu daima merakla, dikkatle, rikkatle, heyecanla; daha doğrusu stresle izlerim. Dünden bu güne değişen hiç bir şey yok. Kırk yıldır izlediklerim: “Aynı hamam, aynı tas!” Değişiklik, sadece bütçenin enflasyon oranına göre ayarlandığı güncel rakamlarda… Bir de Meclisteki çirkin tartışmaları yapan vekillerde… Şimdi 2017 malî yılı bütçesi görüşülüyor, vekiller yine gövde gösterisi yapıyorlar, kozlarını paylaşıyorlar ve akıllarınca ‘Meclis Televizyonu’ aracılığıyla da şowlarını (reklâmlarını) seçmenlerine iletiyorlar. Sadede gelirsem: Basından ve Sosyal Medya’dan şöyle bir haber okudum ve bir de video izledim: “AKP Kırşehir Milletvekili Salih Çetinkaya, 1954 yılında, istediği oyu alamayan Demokrat Parti’nin Kırşehir’i il statüsünden çıkararak ilçe yapmasını hatırlatarak “Belki coğrafi sınırlar olarak bunu düzeltmek mümkün olmayacak ama iade-i itibarlar konusunda Meclisimiz takdir ederse biz bu çalışmayı her zaman yapmaya hazırız” dedi. Çetinkaya’nın önerisine CHP grubundan da destek geldi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Kırşehir için yapılacak bu tip bir adıma destek vereceklerini açıkladı.” CHP’nin Kırşehir’in itibarının iade edilmesini isterken hatırladıklarım: Tekrar etmekle, unutulmuş bilgileri tazelemekte fayda görüyorum: Temiz ve dürüst siyaset, denilince aklıma gelen ilk isimlerden ‘birisi’ ve hatta ‘birincisi’ şüphesiz ki “Anadolu Fatihi” ya da “Anadolu Fırtınası” namıyla maruf -hazır cevap ve nüktedanlığıyla da ünlü- Osman Bölükbaşı’dır… 70 yıla yaklaşan ömrümün hemen her zamanında ve zeminin de -bir başka deyişle gönlümde taht kuran- “adam gibi adamdır!” Bölükbaşı… Doğru söylediği için dokuz köyden kovulmuştu, başına gelenler pişmiş tavuğun bile başına gelmemişti; ama -tabir caizse- ‘sapına kadar mertti, yürekliydi, vatanseverdi, dürüsttü.’ “Allah’tan başka kimseye verilecek hesabım yok!” diyen birisiydi. Bölükbaşı’nın heybetli cüssesini yenemeyen, yıkamayan somun pehlivanları, onu hapislere tıkmak suretiyle seçim yapmışlar; onun aday olduğu bin yıllık tarihî geçmişi olan ahiliğin merkezi, anavatanı, başkenti Kırşehir’i de Menderes ve DP iktidarı 1954 yılında ilçe yapıp, Kırşehir halkını cezalandırmışlardı. 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra şimdilerde ‘iade-i itibar ya da onurlandırma’ adı altında, bazı yörelerdeki haklı yaşanmışlar için ‘özür dilenmekte’, daha açık deyişle ‘itibarları iade’ edilmektedir. Ne güzel! Öte yandan küçültülen, ekonomik açıdan hizmet getirilmeyen -Kurtarılmış Bölgeler görünümlü - yarısı Kırşehir’de, diğer yarısı Nevşehir’de kalan köylerin, mahallelerin sorunlarını kim halledecek ve bu parçalanmışlığı kim bütünleştirecek? Çiçekdağı ile Yerköy halkının ‘kamusal’ sıkıntılarını kim çözecek? Bölünmüş, parçalanmış, bir yarısı Kırşehir’de diğer yarısı yüzlerce km.uzaktaki Nevşehir’e bağlanmış Kozaklı ve Hacıbektaş ilçelerinin sıkıntılarını ve idarî mağduriyetlerini kim giderip, yaraları kim saracak? “Böl-parçala-yut” prensibi kural alınarak, milletvekili sayısı 5’ten 2’ye düşürülen Kırşehir’li halkın hiç mi itibarı yok? Bu halkın sıkıntılarını dillendirmeyen, sorunlarını Mecliste gündeme getirmeyenlerden hesap sorulmuyorsa; öz toprağında adı önemli yerlere verilmemiş, tabelâlara yazılıp duvarlara perçinlenmemiş Osman Bölükbaşı’nın kemikleri sızlamaktadır. Sözün özü: Akparti’ye gönül verip, umut bağlamış birisi olarak bunu da ben hatırlatırım şimdiden; hem de alnınızın şakına balyoz etkisiyle vurarak! Haberiniz olsun: Kırşehir önemsenmiyor. Kırşehir’in iade-i itibar ve idari sınır ve taksimat sorunu buzdolabında yıllardır uyuşturuluyor! Kırşehir halkı uyutuluyor! Anladınız mı? Kırşehir’imizin vekilleri bu sorunlarımızı bir türlü çözemiyor, çözmüyor, belki de çözmek istemiyor, bilemiyorum? “Acaba bu seçimde listeye girebilecek miyim!?” deyip, parmak hesabı yapıp, oy kaygısı olan, gözü uyku tutmayanlaradır son sözüm! Ağlanacak halimize gülüyoruz; amma Kırşehir’de elini şakağına dayayıp, oyunu kime vereceğini düşünen, vicdanı ipotek altında olmayan, tarafsız ve kararsız seçmenler var. “Elim şakağımda melûl-melûl düşünüyorum!” diyen seçmenlerin de varlığı hesaba katılmalı ve son dakikada atacağı gol(!) unutulmamalı… CHP’li vekillerce Kırşehir’in bu bölünmüşlüğü sorununun çözümü için TBMM Başkanlığına öneri mutlaka verilecektir, bundan eminim. Bu günlük bana ayrılan köşe doldu, ama kaldığım yerden devam edeceğim. Hoşça kalınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.