Dikkat! Her yıl binlerce kadında görülüyor
Kanserden ölümlerin yüzde 14’ünden sorumlu olan meme kanserinde erken tanı hayat kurtarıyor. Her yıl 1,4 milyon kadına meme kanseri tanısı konuyor. Yeni doğmuş bir kız çocuğunun ömrü boyunca meme kanserine yakalanma riski ise yaklaşık yüzde 12
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle meme kanseri ile ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor. Hem tanı hem de tedavi yöntemlerinde umut verici gelişmeler yaşansa da erken tanı avantajını kaybetmek hastalığın tedavisini zorlaştırıyor. Tüm dünyada ekim ayında kutlanan Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalar yapan Anadolu Sağlık Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı ve Meme Sağlığı Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Metin Çakmakçı, meme kanseri riskinin yaşla birlikte arttığını söyledi.
Düzenli hekim kontrolleri için anlamlı yaş sınırı 40-45 yaşlar arası olduğunu belirten Prof. Dr. Çakmakçı, “Önerimiz; 40 yaşından sonra risk altında olanların, 45 yaşından sonra ise her kadının her yıl düzenli muayene olması, mamografi ve ultrasonografi çektirmesi. Memenin yapısı nedeniyle bazen mamografi fazla bir bilgi veremiyor ve bu durumlarda MR çekerek izlemek gerekebiliyor” dedi.
20 YAŞINDAN SONRA BAŞLAYIN
Her kadının 20 yaşından itibareN her ay kendi kendine meme muayenesi yapması, meme yapısını bilmesi ve değişikliklerin farkında olması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Çakmakçı, “Risk faktörlerine sahip olan, örneğin ailesinde meme kanseri görülen ve hormon kullanan kadınlar özel risk grubunda olduğu için hekim muayenelerine 20 yaşından itibaren başlaması gerekiyor” diye konuştu.
AİLEDE VARSA DİKKAT!
Meme kanserinin yaklaşık yüzde 10’unun genetik olduğunu anlatan Prof. Dr. Çakmakçı, özellikle anne, teyze ya da kız kardeşinde meme kanseri görülen kadınların risk altında olduğunu ve doktor kontrollerini ihmal etmemeleri gerektiğini söyledi. 12 yaş ve altında adet kanamasının başlamasının da meme kanseri riskini artırdığını belirten Prof. Dr. Çakmakçı, “Meme dokusu yoğun olan yani mamografideki toplam alanın yüzde 75’inden fazlasının yoğun olmasının meme kanseri riskini 4-6 kat artırdığını biliyoruz” dedi.
Meme kanserinde önemli olanın belirtiler ortaya çıkmadan hastalığı yakalamak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çakmakçı, “En sık belirti memede kitle fark edilmesidir ancak memede ele gelen her kitle kanser değildir. Erken tanıda amaç ele gelmeyen kitleleri saptamaktır” şeklinde konuştu.
KANSER RİSKİNİ BELİRLEMEK MÜMKÜN
Kadınların meme kanseri risklerini öğrenebileceklerini anlatan Prof. Dr. Çakmakçı, “Riskleri belirlemek için büyük bir bilgi havuzumuz var. Ailesinde tekrarlayan ya da genç yaşta görülen meme kanseri veya başka bir kanser türü görülen kadınlara sorular sorarak yanıtları bu havuza girdiğimizde o kadının meme kanseri olma riskini rakamsal olarak öğrenebiliyoruz. Sonuçlarda görülen riskin yüzdesine göre meme kanserine karşı önlem alabiliyoruz. Buna ek olarak kansere neden olan genin varlığını da araştırdığımız testler hastalıkta erken tanı ve önlem alma konusunda çok önemli rol oynuyor” dedi.
SAĞLIKLI YAŞAM RİSKİ AZALTIR
Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “Kansere karşı sihirli bir formül henüz bulunmamış gibi görünse de sağlıklı yaşam ile kansere yakalanma riskini büyük oranda düşürmek mümkün olabiliyor. Sağlıklı yaşam şartlarının başında sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, fazla kilolardan kurtulmak ve en önemlisi sigara içmemek geliyor. Kanser riskini azaltmak için sağlıklı yaşamayı gerçekten önemsemek gerekiyor” diye konuştu.
MEMENİZİ TANIYIN BELİRTİLERİ DİNLEYİN
Erken tanının hayat kurtardığına önemle vurgulayan Prof. Dr. Çakmakçı, kadınların meme dokularını tanıyarak değişikleri yakından takip etmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Çakmakçı meme kanserinde; meme ve meme ucunda farklılık görülebileceğini söyledi ve belirtileri şu şekilde sıraladı:
• Memenin içinde veya koltuk altında kitle,
• Meme dokusunda kalınlaşma,
• Memenin boyutunda ve şeklinde değişiklik,
• Meme derisinde veya ucunda şişlik, pullu ve kızarık görünüm,
• Meme derisinde portakal kabuğu görüntüsü
• Kanlı meme başı akıntısı
Prof. Dr. Çakmakçı, bu belirtilerin her zaman kanser belirtisi olmadığını söyleyerek doğru tanı için doktora başvurulması gerektiğini de dile getirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.