Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Esed rejiminin yıkılmasının detaylarını aktardı: "Biz sürecin kansız olmasını sağladık"

Suriye, 61 yıllık Baas rejiminin yıkılışıyla tarihsel bir kırılma noktasından geçiyor. Yaklaşık 14 yıllık iç savaşın ardından, Esad rejimi 10 gün gibi kısa bir sürede çöktü. Yeni dönemin yol haritası ve geçiş süreci dünya kamuoyunda merakla takip ediliyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, NTV’de Seda Öğretir’in sorularını yanıtlayarak bu kritik sürecin detaylarını paylaştı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Esed rejiminin yıkılmasının detaylarını aktardı: "Biz sürecin kansız olmasını sağladık"
Yayınlanma:

Hakan Fidan, istihbarat başkanlığı döneminden itibaren Suriye dosyasının önemli aktörlerinden biri oldu. Uluslararası koalisyonun kuruluşundan, DAEŞ ve PKK ile mücadeleye kadar Suriye'deki stratejik süreçlere yön verdi. Dışişleri Bakanlığı döneminde ise MİT ve MSB gibi devlet kurumlarıyla eşgüdüm içerisinde hareket ederek diplomatik ve sahadaki girişimlerin sürdürülmesine katkı sağladı.

Fidan, “Suriye halkının refahını esas alan politikalar ürettik. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde karamsar süreçlerden geçtik ancak terörle mücadelede ve insani yardımlarda önemli kazanımlar elde ettik” dedi.

SURİYE MİLLİ ORDUSU VE TÜRKİYE’NİN ROLÜ

Suriye muhalefetinin sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasında Türkiye’nin desteği kritik oldu. Fidan, “Suriye Milli Ordusu’nu desteklememiş olsaydık, muhalefet yok edilmiş olur ve milyonlarca mülteci Türkiye’ye yönelirdi. Amacımız, Suriye halkını mutlu edecek bir düzenin kurulmasıydı” diyerek bu sürecin önemini vurguladı.

GEÇİŞ SÜRECİNDE ULUSLARARASI AKTÖRLERİN ROLÜ

Doha Forumu’nda rejimin çöküşünün ardından yaşanan gelişmelere değinen Fidan, “Rusya ve İran, rejimi desteklemeye devam etseler çok daha kanlı bir süreç yaşanabilirdi. Ancak muhalefetin cesareti ve uluslararası görüşmeler sayesinde kansız bir geçiş süreci sağlandı” ifadelerini kullandı.

Muhalefetin Şam’ı ele geçirmesiyle birlikte devlet kurumlarının işlerliğini devam ettirme konusunda hızlı adımlar atıldığına dikkat çeken Fidan, “Şimdi ülkenin bütünlüğünü sağlamaya odaklanmamız gerekiyor. Muhalefet, halkın ihtiyaçlarını karşılamak için sorumluluklarının farkında” dedi.

İSRAİL VE BÖLGESEL DİNAMİKLER

İsrail’in Golan Tepeleri’ni ele geçirme ve Şam’a yaklaşma girişimlerine değinen Fidan, bu adımları “tehlikeli bir strateji” olarak nitelendirdi. “Esad rejiminin askeri kapasitesini bilen İsrail, yeni yönetimin duruşundan emin olamadığı için saldırgan bir tutum sergiliyor” dedi. Türkiye’nin diplomatik uyarılarla İsrail’e bu saldırıları durdurma mesajı ilettiğini belirtti.

ABD VE YPG POLİTİKASI

Fidan, ABD'nin YPG ile ilişkisini eleştirerek, “PKK’ya verilen desteğin boyutu büyük. Ancak yeni yönetimin adımlarıyla YPG’nin Suriye’deki zemini kaybedeceğine inanıyoruz. YPG unsurlarının ülkeyi terk etmesi, kalanların ise silah bırakması gerekiyor” dedi.

MÜLTECİ GERİ DÖNÜŞLERİ

Türkiye’nin gönüllü geri dönüş politikası hakkında konuşan Fidan, “Güvenlik ve temel yaşam koşulları sağlandığında Suriyeliler kendi evlerine dönecektir. Şu ana kadar elde edilen veriler de bu yönde olumlu sinyaller veriyor” dedi.

Gazze ve Lübnan’daki gelişmelerin de Suriye ile bağlantılı olduğuna işaret eden Fidan, “İran-Hizbullah bağının kesilmesi ve Suriye’nin yeni bir düzenle yoluna devam etmesi bölgeye etkide bulunacaktır. Gazze’de ateşkesin sağlanması ve İsrail’in yayılmacı politikalarının önüne geçilmesi için diplomatik çabalarımız sürüyor” dedi.

Suriye’deki gelişmelerin sadece bölgesel değil, küresel ölçekte etkileri olacağı açık. Türkiye, hem diplomatik hem de sahadaki aktif rolüyle bu geçiş sürecine katkı sağlamaya devam ediyor.

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.