Dokunulmazlık kalksın diyen tribünlere oynuyor

Bu haftaki yazımız yasama yılların vazgeçilmez cazibeye sahip olan konusu dokunulmazlıklar hakkında. Eğrisi ve doğrusuyla enine boyuna incelemeye ve anlamaya...

Dokunulmazlık kalksın diyen tribünlere oynuyor
Yayınlanma:
Güncelleme:

Bu haftaki yazımız yasama yılların vazgeçilmez cazibeye sahip olan konusu dokunulmazlıklar hakkında. Eğrisi ve doğrusuyla enine boyuna incelemeye ve anlamaya çalıştığımız ve haber bültenlerinde duyduğumuzda dikkatlerimizi hemen üzerine yönelttiğimiz bu dokunulmazlık büyüsü nasıl bir şey? Hep beraber bakalım. Tarihimizde hiç bir dönem yoktur ki TBMM'de birilerinin dokunulmazlığının kalkması yönünde fezlekeler görüşülmemiş olsun. Gerçekten de dokunulmazlıkların kalkması durumu siyasetçilerimizin ülkenin geleceğine yönelik söz söylemede tıkandıkları her an dile getirdikleri ve artık milletvekilliği mesleğinin hilelerinden sayılabilecek bir kaçamak hali. Türkiye'de dokunulmazlıklar kalksın demek tribünlere oynamaktan başka bir şey değildir Çünkü tüm vekiller bilir ki içlerinden herhangi biri için dokunulmazlığın kalkması zamanla hepsine dokunacak bir vaziyete dönüşecektir. Diğer bir ifade ile dokunulmamak onlar için pek hayra alamet bir durum değildir. Zaten yasada vekillerin birbirlerini korumaları için şu şekilde düzenlenmiştir: ? Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, 'Meclisin kararı' olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Şimdi şu iki basit soruya cevap bulalım: Kimler dokunulmazlıklar kalksın diyor? Cevap: AK Parti, MHP, CHP, HDP. Tamam. Güzel herkes kalksın istiyor? Peki: O zaman neden kalkmıyor? Neden mi? Şundan: Ne demişti yukarıdaki yasada; mesele 'meclisin karar' vermesi. Demek ki meclis çoğunlukla karar verdiğinde dokunulmazlıklar kalkacak ve bu şahıslar da hukukun önünde sorguya çekilecekler. İşte iş bu kadar basit. Basit olmasına basit ama neden hep tartışılırda hiç kaldırılamaz bu dokunulmazlık? Bu sorunun cevabını da şu soruyla açıklamak lazım gelir: Bir marketten sen gofret, arkadaşın ise gazoz çaldı ve sana gazoz çalanlar yakalansın mı diye soruyorlar. Evet dersen sıranın gofret çalanlara da geleceği su götürmez bir gerçeklik değil midir? Birilerinin teröre yardım ve teröriste yakınlık suçundan dokunulmazlığı kalksa, bu gazozdur. O zaman yolsuzluklar ve diğer suçlarda gofret hükmüne girer. Neticede gazozcuda gofretçide zararlı çıkar. Bu sebepten kanaatimce nerede bir 'Dokunulmazlıklar kalksın ey ahali' diye bağıran bir vekil gördün bil ki orada tribünlere oynayan bir şovmen var. Bizlerde dahil hemen hemen tüm vatandaşlarımızın, halkımızın içine sindiremediği bir konudur dokunulmazlık hakkı. Bizler her hareketimizden her sözümüzden mesul iken koca koca vekillere bu dokunulmazlık zırhının giydirilmesini içine sindirememiştir bu millet. Lakin kul kültürüne sahip olmamızdan dolayı da pek sorgulamayız. Kim dokunulur olsun kim dokunulmaz diye. Diğer açıdan bu yazıyı okuyanlar tarafından ülkenin kanayan yaralarından olan bu tartışmada meseleyi gazoz gofret ikilemine indirmek mevzuyu hafife almak gibi görülebilir. Lakin maaşları gibi bildikleri dokunulmazlıkların kalkmayacağı gerçeğini de sırf şov olsun diye bu milletin gündemine oturtan vekilleri çok ciddi örneklerle açıklamaya gönlüm el vermedi. Gazoz işlerle uğraşanları gofretle açıklamak yeterli diye düşündüm. Konuşulacak, konuşulacak sonra kendiliğinden üzeri kapanacak bu dokunulmazlık tartışmalarının. Buna hep birlikte şahitlik edeceğiz. Not: Bende çoğunuz gibi dokunulmazlıklar dibine kadar kalksın istiyorum. Bu yazının hiçbir zaman muhatabı olmayan ve gerçekten içlerinden geldiğim milletime nasıl daha yararlı olabilirim diye muhasebe yapan az sayıdaki meclisimizin şerefli vekillerini tenzih ediyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.