Erdoğan: Geç kalmış olabiliriz ama hiçbir şey bitmiş değil
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika ziyaretlerine ilişkin, “İnşallah önümüzdeki dönemde bir yandan FETÖ’nün oradaki tahribatlarını giderecek, hem de yeni ve çok sağlam temellerle adımlarımızı hep birlikte atacağız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şehircilik Şurası açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Bizim kültürümüzün şehirlerinde zenginle fakir, ümmi ile alim, zahid ile serkeş, patron ile işçi aynı mahallede, yan yana evlerde bir ses işitimi mesafede oturabilmektedir. Bu birliktelik, herkesin diğerinin halini görmesine, gerektiğinde yardım elini uzatmasına, gerektiğinde yarasını sarmasına imkan tanımaktadır. Bu dokuyu öldüren, bireyselleşmeyi teşvik eden yapılaşmalar medeniyetimizin o şehir kavramındaki dünya cennetini ne yazık ki cehenneme çevirir. Görüldüğü gibi şehir dediğimiz zaman üzerinde durmamız, düşünmemiz, hesaba katmamız gereken pek çok husus bulunuyor. Ülkemizde nispeten düzenli ve aynı zamanda tarihi dokusunu, o dokunun kazandırdığı kültür iklimini muhafaza eden şehirlere baktığımızda şunu görüyoruz; bunlar köyden şehirlere göçün adeta patladığı İkinci Dünya Savaşı yıllarında geleceği gören belediye başkanlarına sahip olan şehirlerdir. Bu belediye başkanları, diyelim ki şehrin nüfusu o dönemde 200 bin ise 300 binlik değil, 2 milyonluk şehir planı yapmışlardır. Çünkü 200 bin nüfuslu şehre 300 bin nüfusluk plan yaptığınızda daha o planın işlemleri bitmeden hükmü ortadan kalkar ama vizyoner bir bakış açısıyla gelişmeleri doğru değerlendirip geleceği gören bir anlayışla yapılan planlar o şehri bugünlere kadar getirir ve getirmiştir de. Merhum Turgut Cansever hocamız, ‘Şehir insanı terbiye ettiği gibi, kötü şehir de insanı ahlaksızlaştırır’ diyordu” ifadelerini kullandı.
“Muhataplarımıza hep gelin birlikte kazanalım çağrısı yapıyoruz, sizi sömürelim diyerek sömürgecilik yapmıyoruz”
“Ülkemizde, aklımızın yettiği günlerden beri hep kötü alışkanlıkların ahlaksızlaştırdığı ve bu ahlaksızlığın yaygın hale gelmesinden şikayet edilir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durumun en baştaki genel sebeplerinden biri de şehirlerin maddi ve manevi boyutuyla buna imkan verecek şekilde büyümüş olmasıdır. Bilinçli bir şekilde kurulan ve gelişmesi sağlanan şehirler, medeniyetlerin kurucu ve taşıyıcı şehirleri olmuştur. Elbette Mekke, Medine ve Kudüs medeniyet şehirlerimizin baş taçlarıdır. Sezai Karakoç bir şiirinde, İslam şehirlerini şöyle tasvir ediyor; ‘Açar bir gün elbet yeniden gönlümüzün çiçekleri. Görülmemiş fizikötesine ait çiçekler. Mesnevi’nin Mânevi’nin, İhyâ’nın Mektubat’ın, İstanbul’un, Bursa’nın, Diyarbekir’in, Konya’nın, Erzurum’un, Bağdat’ın, Şam’ın, Kahire’nin ve bütün Afrika’nın, Mekke’nin ve Medine’nin gülleri. Ne tükenmezdir İslâm'ın şehirleri. En büyüğünden en küçüğüne. Hangisini ansam eksik kalır. Sayılmaz güzellikleri iyilikleri, Kuala Lumpur’dan Darüsselâm’a kadar.' Ve ayrıntılar ayrıntılar ayrıntılar. Hangisini ansak, hangisini anlatsak, hangisini örnek versek eksik kalır ama bizim şehirlerimiz gerçekten gönlümüzün çiçekleridir. Bu vesileyle geçtiğimiz Pazartesi günü ziyaret ettiğimiz Darüsselam’dan sizlere selam getirdiğimi ifade etmek istiyorum. Şehirlerinde yokluğun, yoksulluğun, sefaletin kol gezdiği Afrika, sömürgeciliğin acılarını hala yaşayan bir kıtadır. Biz, bir yandan kendi şehirlerimizle medeniyetimiz arasındaki ilişkiyi yeniden inşa etmeye çalışırken, aynı zamanda bu birikimi kardeşlerimizin de istifadesine sunmak istiyoruz. Bizim son 70 yılda yaşadığımız sıkıntıları onların yaşamaması için kendilerine gereken her türlü desteği vermeye hazırız. Bunu görüştüğümüz Tanzanya, Mozambik, Madagaskar Devlet Başkanlarına çok açık ve net ifade ettim. Şehircilik konusunda gerçekten çok kötü bir durumda olan, özellikle bu şehirlerin halini görünce Madagaskar Cumhurbaşkanı’na bu konudaki düşüncelerimizi ve tekliflerimizi detaylı bir şekilde aktardık. Sadece TOKİ aracılığıyla 14 yılda 765 bin konut üretmiş bir ülke olarak dostlarımıza yardıma hazır olduğumuzu, her yerde olduğu gibi orada da tekrarladık. Muhataplarımıza hep gelin birlikte kazanalım çağrısı yapıyoruz, sizi sömürelim diyerek sömürgecilik yapmıyoruz. Çünkü bizim tarihimizde bu yok.”
“Geç kalmış olabiliriz ama hiçbir şey bitmiş değil”
Afrika, Güney Amerika, Orta Asya, Ortadoğu, Güney Asya ile ve tüm dünya ile ilişkileri bu anlayış temelinde kurmanın ve geliştirmenin çabası içinde olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef, bizler o coğrafyaları ihmal ettiğimiz için oralara ya maceraperestler ya da FETÖ ihanet örgütünün mensupları gitmiş, ilişkiler kurmuş, köşeleri tutmuştur. Halbuki her biri medeniyet tasavvurumuzun önemli birer parçası olan bu coğrafyalara ilk önce bizler gitmeliydik, ilk temelleri bizler atmalıydık, köprüleri bizler kurmalıydık. Geç kalmış olabiliriz ama hiçbir şey bitmiş değil. Bu coğrafyalarda kazanılacak çok gönül, tesis edilecek çok münasebet, yapılacak çok iş, edilecek çok hizmet var. İnşallah önümüzdeki dönemde bir yandan FETÖ’nün oradaki tahribatlarını giderecek, hem de yeni ve çok sağlam temellerle adımlarımızı hep birlikte atacağız. ‘Biz bu kadarını bilmiyorduk’ diyorlar. Belgeleri, her şeyi önlerine koyunca ‘Gereğini yapacağız’ demeye başladılar" diye konuştu.
Türkiye'nin deprem başta olmak üzere doğal afetlere maruz kalan ve kalma ihtimali olan bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, "Binaların ve alt yapının inşasındaki özensizlikler, ihmaller, yanlışlar sebebiyle ülkemizde süratle yıkılıp yeniden yapılması gereken 6 milyonun üzerinde konut, iş yeri tespit edilmiştir. Doğal afetin, depremin, selin, heyelanın ne zaman geleceği belli olmaz. Dolayısıyla bizim elimizi çabuk tutup süratle bu dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bunun için 6306 Sayılı Kanun’u çıkardık. Kanun kapsamında şu ana kadar 49 ilimizde 187 yer riskli alan ilan edilerek yaklaşık 400 bin konut ve iş yerinin yenilenme süreci başlatıldı. 3 milyonun üzerinde vatandaşımızı ilgilendiren kentsel dönüşüm çalışmaları için bugüne kadar 2,5 milyar lira kaynak kullanıldı. Kentsel dönüşüm çalışmalarında prensip, her ilde kendi yapı özelliklerine ve dokusuna uygun çözümler üretilmeli. Bunu çok açık ve net Başbakanımla da paylaştım, Çevre ve Şehircilik Bakanımla da paylaştım, TOKİ Başkanıyla da paylaştım. Ne olur yerel mimariye uygun hareket edelim, buna bakalım ve buralara gelenler, burası filanca ildir, Mardin’dir desin, Rize’dir desin. Bunu o yapısıyla, yerel, özgün mimarisiyle gördüğü zaman hemen tanıyıversin” değerlendirmelerinde bulundu.
“Kesinlikle kotu denizden verme diye bir anlayışı bizim getirmemiz lazım”
Selçuklu ve Osmanlı mimarisiyle günümüz ihtiyaçlarının sentezinden oluşan bir modeli yaygınlaştırarak şahsiyetli yapılar ve bunlardan oluşan şehirler idealine katkıda bulunmaya çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belediyelerimize arazi envanterlerini çıkartmalarına yardımcı olacak coğrafi sistem, harita ve buna uygun yazılım desteği veriliyor. İmar mevzuatı yenilenerek, plan değişiklikleri kontrol altına alınıyor, özel sektör inşaatları yanında kamu binalarının inşaatları da sıkı bir denetim altında yürütülüyor, yöresel konut inşasını teşvik etmek amacıyla 7 coğrafi bölgemizde vatandaşlarımıza ücretsiz proje desteği sağlanıyor. Atık su arıtma, katı atık yönetimi denizlerin ve kıyıların korunması, gürültü haritalarının çıkartılması, hava kirliliğinin takibi ve önlenmesi, ÇED izin süreçlerinin yeniden düzenlenmesi gibi pek çok çalışmayla şehirlerimizdeki hayat kalitesini yükseltmemiz gerekiyor. Bugün tekraren bir şeyi daha söylüyorum. O da şudur; kot denilen bir olay var. Bununla ne yazık ki müteahhitler acımasız bir şekilde yolsuzluk yapıyorlar. Diyorum ki kot olayında kesinlikle kotu denizden verme diye bir anlayışı bizim getirmemiz lazım. Meyilli bir arazi beyefendi nereden inşaatı alıyor, en yüksek noktadan alıyor. 950 verdiysen en yüksek noktadan 950’yi aldığında denizden buna baktığında ortaya ne çıkar iki kat üç kat yerine 5-6 kat bina çıkıyor. Bu işi bir defa kökünden kazımamız lazım. Her taraftan bakıldığında ortaya bir güzellik çıkması lazım. Bodrum diyorsun, adam bodrum yapmıyor zemin yapıyor. Bu konularda belediyelerimizin hassas davranması lazım. Bodrum güneşi görmeyen yerdir, toprağın altındadır. Kalkıp etrafını açmak suretiyle bodrumu zemine dönüştüren anlayışta bana göre ihanet içerisindedir. Ona da belediyelerimizin müsaade etmemesi gerekir. 'Şuradan kazanmak istiyorum, buradan kazanmak istiyoruz' geç o işleri. Kazanmak istiyorum derken şehre ihanet ediyorsun ihanet” ifadelerini kullandı.
“Çok ciddi bir Boğaz yasasının yeniden ele alınması, çıkartılması lazım”
“İnsanın şehirler üzerinde hakkı olduğu gibi şehrinde insanlar üzerinde hakkı vardır. Bunu unutmayalım” diyen Erdoğan, “Eğer medeni olacaksak böyle medeni olacağız. Aksi takdirde olamayız. Şuanda İstanbul Boğazı’nın hali ortada. Aramızda bunca mimar arkadaşlarım var hepsi bilirler. Boğazı felç ettiler, İstanbul felç. Neden? Bu yüzden. Bakıyorsun ki o güzelim boğazda 5-6-7 kat binalar. Nerede bunlar, ön görünümde. Niye? Kararlı bir duruş sergilenmediği için bunlar oluyor. Şimdi bununla ilgili çok ciddi bir Boğaz yasasının yeniden ele alınması, çıkartılması lazım. Bunun için Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın kararlı bir adım atması gerekiyor. Hükümetimizin kararlı bir adım atması gerekiyor. Bunu sıfırlayalım demiyorum. Ben inşaatların Boğaz'da yapılmasından da yanayım, bu çirkin yapılaşmaların yıkılıp onların yerine inşaat yapılsın, yapılsın ama dediğim gibi bir anayasası olsun adeta. Bu anayasasını bunun kurduğumuz zaman bu mesele biter. Bu adımı da atmamız lazım. Boğaz'ın o doğal güzelliğine biz aldığımız bu kararla, çıkardığımız yasalarla inşallah farklılık getirelim. Ülke genelinde çevre düzeni planlarının tamamlanması ve büyük projelerin planlarının onay süreçlerinin hızlanması da son dönemde katedilen mesafeler arasındadır. Bu konuda da hükümetimizin çok ciddi bir karar alması gerekir. Belediyelerimize adeta bir süre tayin edilmeli. Her plana bir süre. Bu üç ay, altı ay olur neyse. 6 ayda bu planın onayı bitmelidir. Kalkıp da istediğim zaman bunu bitirmeliyim böyle bir mantık olmaz, çalışsın arkadaş. Planlama Müdürlüğünde 5-10 kişi çalıştırıyorsan 20 kişi çalıştır, olmuyor hizmet alımına git. İşi hızlandıralım, şehirleşmeyi hızlandıralım. Eğer sen hızlandırmazsan gecekondular hızlanmaya başlar. Bunu da böyle bilelim. Tüm bu çalışmaları önemli görüyor destekliyorum, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize uygun şehirlerin inşası yolunda atılan her adımın destekçisi olacağımı özellikle belirtmek istiyorum” dedi.
Konuşmaların ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Şehircilik Şurası açılış programı münasebetiyle Kudüs Evkaf Defteri'ni takdim etti.
Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’yı barındıran Kudüs’ün imar ve ihyası için birçok vakıf kurulmuştur. Bu vakıflar Kudüs Evkaf Defteri'nde kayıtlıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.