Evden para kazanın dolandırıcıları neden hemen yakalanamıyor?

Evden para kazanın dolandırıcılık yöntemi ile yüzlerce vatandaş dolandırılıyor. Peki bu dolandırıcılar neden hemen yakalanamıyor? Evden para kazanın dolandırıcılık haberinin ikinci bölümü…

Evden para kazanın dolandırıcıları neden hemen yakalanamıyor?
Yayınlanma:

ÖZEL HABER: MUHAMMED AYBER

Av. Bahadır Paksoy dolandırıcıların neden hemen yakalanamadığını ve nasıl mücadele verdiğini anadolugazete.com.tr’ye anlattı. 'Evden para kazanma dolandırıcılığı' hikayesini anlatan haberimizin ilk bölümüne yukarıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Av. Bahadır Paksoy, başından geçen acı tecrübeyi şöyle anlattı: “Maalesef vatandaşımız bunlara güveniyor. Güvenince dolandırılmışlar. Tekirdağ’dan birisi 50 bin TL, Bursa’dan birisi 100 bin TL, bunlar duyduğum yüksek rakamlar. 1-2 bin lirayla başlıyor, 5 bin, 10 bin, 50 bin, 100 bin gibi kişilerin durumuna göre artıyor. Çok yüksek rakamlarda dolandırılanlar olmuştu."

“ÜCRETSİZ HUKUKİ DESTEK VERİYORUZ”

"Biz artık şöyle bir sistem kurduk: Bize ulaşan vatandaşların hepsinden ekran görüntülerini istiyoruz. Hangi numara üzerinden dolandırıldınız, parayı kime gönderdiniz, gibi cevapları öğrendikten sonra biz o kişilerle ilgili kendi şikayetimize ek dilekçe sunuyoruz. ‘Bakın, birileri daha mağdur oldu.’ diyoruz. Bizim ismimiz kullanıldı. 'Bu insanlar da mağdur!' diye ihbarda bulunuyoruz. Ayrıca o insanlara bir tane dilekçe örneği hazırladık. Ücretsiz hukuki destek veriyoruz. Diyoruz ki; ‘Bu dilekçeyi kendi bilgilerinize göre doldurun. Hangi tarihte ne suç işlendi? Ne kadar para gönderdiniz? sonrasında direkt gidin savcılığa şikayetçi olun ya da en yakın karakola gidin şikayetçi olun.’ Bu iş tahminimce mayıs ayından beri benim adım üzerinden devam ediyor."

“BİZ DE BU KONUNUN DOLAYLI MAĞDURU OLDUK”

"Biz de bu konunun dolaylı mağduru olduk. Kendimiz dolandırılmadık ama zaman zaman Sanki bu insanlarla birlikteymişiz gibi haksız ithamlarda da karşılaşıyoruz. Kimliğimin tabii nasıl ellerine geçtiğini konduramıyorlar. Her şey tamam, insanlar parayı da bana göndermediler. Onu hemen algılıyorlar. ‘Ben parayı size göndermedim. Benle hiç konuşmadınız. Benle temasa hiç geçmediniz.’ O kafalarında oturuyor ama kimliğim nasıl ellerine geçtiğini ilk başta anlamıyorlar. Tabii anlatınca hemen ya evet çok basit bir senaryoymuş aslında diye düşünüp geri özür dileyenler oluyor."

“YÜZLERCE SAVCILIK ŞİKAYETİ VAR”

"Yüzlerce savcılık şikayeti var. Bir ceza davası şöyle bir süreçten geçiyor: Önce şikayetinizi yaparsınız, sonra şüpheliler belirlenir. Şüphelilerle ilgili deliller toplanınca ceza davası açılır. Bu durum daha soruşturma safhasında, savcılık aşaması safhasında. İnsanlar şu kişileri şikâyet ediyorlar; ilk olarak para gönderdikleri hesap sahibi baş şüpheli, çünkü o parayı o aldı. İki, hat sahipleri. Fakat gerçekte bu ikisi de şüpheli değil. Çünkü, hat sahiplerinin hiç haberleri yok. Genellikle sahte evrakla kendi adlarına hat açılmış kişiler oluyor. Olaydan hiç haberleri yok. Baz istasyonu kayıtları ile kişinin yaşadığı yerleri karşılaştırdığınızda, bu kişiyle alakalı olmadığını görüyorsunuz. Hesap sahiplerinde ise durum biraz daha farklı. Bazısı hesabının kullanıldığını biliyor ama dolandırıcılık amaçlı kullanıldığını bilmiyor. Örnek veriyorum; birileriyle tanışıyor diyor ki, ‘Abi ben battım ama yeniden çıkıyorum hacizli durumlarım var. Senin hesabın üzerinden ticaretimi devam ettireyim, para kazanacağım seni de ortak gibi yapayım, yüzde 10 pay vereyim.’ Tabii insanlar bedavadan yüzde 10-15 parayı duyunca ‘Olabilir kullanmadığım bir tane hesabım var vereyim sana’ diyor. Kendi aralarında da bazen çok şüpheci biriyse eğer hesabı veren, hesabın kullanılmasında tüm sorumluluk şuna aittir diye sözleşme imzalatıyor. Tabii şuna aittir derken de karşıdakinin kimliğini kontrol etme ihtiyacı hissetmiyor. Bir kimlik fotokopisi alma ihtiyacı hissetmiyor. Dolandırıcı da oraya sahte bir isim, bir imza atıyor. Savcılık hesap sahibine, ‘Gel bakalım kardeşim, sen bu insanlardan para almışsın’ dediğinde ‘Bir dakika diyor ben o hesabı hiç kullanmıyorum’ diyor. Örneğin Ankara’da yaşıyor. Bir bakıyoruz bütün paralar Tekirdağ’dan çekilmiş. Yani bu adam Tekirdağ’a hiç gitmemiş. Baz istasyonu kayıtları; Ankara, kendisi Ankara’da, işi Ankara’da ama para hep Tekirdağ’daki bankamatikten çekilmiş. Dolayısıyla bu vatandaşın da aslında bu işlerle alakası olmadığı ortaya çıkıyor."

“TAŞRADAKİ ATM’LERİ TERCİH EDİYORLAR”

"Sonra geriye ne oluyor? Ortada kalan hiç gerçekten şüphelinin bulunamadığı bir dosya. Bunu normalde nasıl tespit ediyorlar? ATM’lerin güvenlik kamerası kayıtlarından parayı çekenlerin eşkalini tespit etmeye çalışıyorlar. Tabii bu dolandırıcılar bu işi biliyorlar ve genellikle şapka takıyorlar ya da kimliklerini gizleyecek sakal, bıyık, gözlük gibi böyle değişik argümanlar kullanarak ATM’lerin güvenlik kameralarından kaçmaya çalışıyorlar. Profesyoneller özellikle eski ATM’leri tercih ediyorlar. Taşradaki ATM’leri tercih ediyorlar."

“SİBER SUÇLARDAKİ YOĞUNLUK ARTIK İNCELEMELERİN ÖNÜNE GEÇİYOR”

Bu telefon nereden internete bağlandı? Mobil veriyle bağlandıysa sürekli hareket halinde oluyor. Wi-fi ile bağlandıysa, ‘hadi güzel tamam alalım’ ama şimdi wi-fi de de şöyle sıkıntılar çıkıyor. Kafeninkini kullanmış ya da başka birinin wi-fi hattını hacklemiş kullanmış. Dolayısıyla gerçek şüpheliye ulaşmak bu tip işlerde çok zor. Biraz prosedürlere takılıyoruz ve siber suçlardaki yoğunluk artık incelemelerin önüne geçiyor.

 Haber Müdürü
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.