"FETÖ, ihanet ağını medya ile genişletti"
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, FETÖ’nün ihanet ağını medya ile genişlettiğini belirterek, "Algı yönetimi, psikolojik savaş yöntemlerinden biri olup, artık teknoloji ve medya alet edilerek yapılmaktadır.
Bunun en çarpıcı örneğini FETÖ ihanetinde yaşadık. FETÖ, ihanet ağını medya ile genişletti. Yurt içi ve yurt dışında 147 adet yazılı medya, internet sitesi, haber portalı ve sosyal medya uzantılarını, 58 görsel ve işitsel medya kuruluşunu, yayıncılık aşkından dolayı değil, bu gücü kullanmak için kurdu" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ankara'da Ataköşk Otel’de düzenlenen ‘Bilişim Teknoloji ve Medya Hukuku Paneli’nde konuştu. Panelde, bilişim, teknoloji ve medya hukukunun, Türkiye’de ilk defa bu kadar kapsamlı bir şekilde masaya yatırılacağına işaret eden Özlü, "İnsanlık tarihinin kırılma noktaları vardır. O kırılma noktalarından en önemlerinden biri de sanayi devrimiydi. Yaklaşık 250 yıl önce, İngiltere’de başlayan o devrim, sadece bir coğrafyayı değil, dünyayı değiştirdi. Ve hala da değiştirmeye, dönüştürmeye devam ediyor. Sanayi devrimi, bir yandan kendini güncelleyip varlığını sürdürmeye devam ederken, diğer yandan yepyeni bir kırılma noktası daha oluşturuyor. Dünya; artık sanayi devriminin son halkası olan Sanayi 4,0’ı yaşıyor ve Sanayi 4,0. beraberinde akıllı toplum 5.0’ı getiriyor. Tüm bu yeni kavramlar, önümüze, aşmamız gereken yepyeni bir eşik koyuyor. O eşik, bilişim devrimi eşiğidir. Bilişim devrimi ile şekillenen dünya; bilim ve teknoloji omurgası üzerinde yükselmektedir. Önceki sanayi devrimlerini ne yazık ki hep geriden takip ettik. Yıllar boyunca, bütün enerjimizi, aradaki bu uçurumu kapatmak için sarf ettik. Ancak bu kez bilişim devrimini ve teknoloji çağını ıskalama şansımız yok. Aynı hatayı bir kez daha yapmayacağız" ifadelerini kullandı.
"Dünyada birçok ülke siber ordularını kurdu, siber savunma sistemlerini oluşturdu"
"Stefan Zweig, ‘İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar’ kitabında, insanların tüm yaşamını etkileyen ve sadece bir kez karşılaşacakları o fırsat anlarını anlatır" diyen Özlü, "Bu fırsat anları, toplumlar için de geçerlidir. Bilişim devrimi, insanlığın parlayan yeni yıldızıdır. Karanlıkta kalmak istemiyorsak, o fırsatı ve o yıldızı yakalamak zorundayız. Tüm politikalarımızı bu gerçeği bilerek üretiyor, planlarımızı bu gerçek ışığında yapıyoruz. 2023 hedefini koyarken de, 2071 hedefini belirlerken de aynı saikle hareket ediyoruz. Bu nedenle, bilişim toplumunda hukuki altyapının da oluşturulmasının zamanı gelmiştir. Bugünkü panel, bilişim toplumunun ihtiyaç duyduğu yasal altyapı için son derece ufuk açıcı olacaktır. Sizlerin de yakından bildiği gibi, dünyada birçok ülke siber ordularını kurdu, siber savunma sistemlerini oluşturdu. Bu anlamdaki yasal düzenlemelere, kurumsal altyapılara ve insan kaynaklarına milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıldı. Konvansiyonel bakış açıları terk edildi. Politika ve stratejiler buna göre yeniden güncellendi. Tüm bu gelişmeler, bilişim devriminin yansımalarıdır. Bu rüzgara bakınca açıkça görüyoruz ki, yapacak çok işimiz var. Ama diğer taraftan, çok fazla vaktimiz yok. Ülkemiz, milletimiz ve geleceğimiz için, dönüşümümüzü bir an önce tamamlamak durumundayız. Her dönem türlü saldırıların hedefinde olan Türkiye, siber saldırıların da hedefinde olacaktır. Gelişmiş ülkeler siber saldırılara ne kadar açıksa, Türkiye de o kadar açıktır. Bir yandan küresel yarışta geri kalmamak, diğer taraftan da kendimizi korumak için, neyle karşı karşıya olduğumuzun farkında olmalıyız" şeklinde konuştu.
"FETÖ, ihanet ağını medya ile genişletti"
Bilgi ve teknolojinin kötüye kullanımı yoluyla, insanlara zarar verilmesini önlemenin herkesin sorumluluğu altında olduğunu anlatan Özlü, "Terör örgütlerinin faaliyetlerini sanal dünyaya taşıdığı bir süreçte bilişim, teknoloji ve medya hukukunu tartışmak, önlemler almak, gerektiğinde yaptırımlar uygulamak en doğal haktır. Bu hakkı kullanmak, insanlığın huzuruna katkı sağlamaktır. Algı yönetimi, psikolojik savaş yöntemlerinden biri olup, artık teknoloji ve medya alet edilerek yapılmaktadır. Bu yöntem ile kitlelerin algıları kontrol edilmeye, yönlendirilmeye veya değiştirilmeye çalışılmaktadır. Bunun en çarpıcı örneğini FETÖ ihanetinde yaşadık. FETÖ, ihanet ağını medya ile genişletti. Hain emellerine ulaşmak için medyayı, sanal alemi ve teknolojiyi çok etkin bir şekilde kullandı. Yurt içi ve yurt dışında 147 adet yazılı medya, internet sitesi, haber portalı ve sosyal medya uzantılarını, 58 görsel ve işitsel medya kuruluşunu, yayıncılık aşkından dolayı değil, bu gücü kullanmak için kurdu. FETÖ, bu bilişim ve medya gücünü, anayasal düzeni ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak için seferber etti" dedi.
Özlü, konuşmasında şunları kaydetti:
"Örgüt, medya gücünü kullanarak, istediği zaman, istediği kişiye karşı organize bir psikolojik savaş taktiği uyguladı. Oluşturdukları montaj üslerinde, teknolojiyi kirli hedeflerinde alet ederek şantaj çetesi kurdu. Dolayısıyla görülmektedir ki teknoloji ve medya bir yanıyla iyiye hizmet ederken, diğer taraftan çok güçlü bir silah olarak da kullanılabilmektedir. O yüzden, gerçeğe sahip çıkıp doğru olanı hep birlikte yönetemezsek, birileri bu gücü ihanetleri için yönlendirecektir. Buna izin veremeyiz. Bu açıdan, devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve medyanın birlikte hareket etmesi, son derece önemlidir. İletişim teknolojileri kullanılarak işlenen suçlar, sadece bir kişiyi değil, milyonları etkilemektedir. Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için, hukuki tedbirlerin yanı sıra, evrensel ilkeleri de dikkate alarak, birlikte hareket etmemiz kaçınılmazdır. 2001’de, AB tarafından imzalanan Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi, 2014 yılında TBMM’de onaylandı. Bilgisayar ve internet suçlarını gözeten bu ilk uluslararası sözleşme, ülkeler arası işbirliğini artırarak siber suçlara karşı mücadeleyi hedefliyor."
"Akıllı topluma geçiş, toplumun bütün alanlarında olduğu gibi hukuku da etkileyecek"
"Türkiye, internet konusunda hazırlayacağı yasaları ve mevzuatı bu sözleşme hükümlerine göre yeniden düzenleyecek" diyen Özlü, "İnternet dünyası daha da yasal zemine kavuşacak, sanal ortamda işlenen suçlarla mücadele ve uluslararası işbirliği kolaylaşacak. Çünkü akıllı topluma geçiş, toplumun bütün alanlarında olduğu gibi hukuku da etkileyecek. Çok yakın bir gelecekte konvansiyonel hukuk, yerini bilişim toplumunun yeni aktörlerinin hukukuna bırakacak. Yapay zeka, robotik teknolojiler ve akıllı üretim sistemleri, bunlara bağlı hukuki düzenlemeleri gündeme sokacak. Yeni tehdit algıları, yeni hukuki mücadele alanlarını gerekli kılacak. Dolayısıyla, bütün bunları formüle edip, hukuki altyapıyı da güçlendirmemiz gerekiyor. Bu kapsamda, bizim dışımızda çalışma yapılması gereken alanları da belirliyoruz. Türkiye, bilişim devrimini, bu büyük dönüşümü bu kez ıskalamayacak. İnsan kaynağımız da, zihniyetimiz de buna hazırdır. 48 milyon kişinin her gün internete bağlandığı, 47 milyon kişinin aktif olarak sosyal medyayı kullandığı, her 10 evin 8'inin, internet erişim imkanına sahip olduğu, her dört kişiden birinin internet üzerinden alışveriş yaptığı ülkemizde, hepimizin bir ‘dijital evi, dijital hanesi’ olduğunu açıkça görmekteyiz. Bu noktada bize düşen görev, bu evi, bu haneyi güven altına almak, bunu da hukuk çerçevesinde yapmaktır" açıklamasında bulundu.
Konuşmalar sonrası Bakan Özlü’ye plaket takdim edildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.