FETÖ-METÖ
Darbelere alışkın olan Güney Amerika devletlerinden Bolivya devlet başkanına sorarlar: “Ülkenizde kim darbe yapamaz” diye. Verdiği cevap ilginçtir....
Darbelere alışkın olan Güney Amerika devletlerinden Bolivya devlet başkanına sorarlar: “Ülkenizde kim darbe yapamaz” diye. Verdiği cevap ilginçtir. ”ABD yapamaz. Çünkü burada büyükelçiliği yoktur”. Evet bütün büyük elçiliklerin görevi bulundukları ülkedeki hareketleri gerek iktisadi gerek siyasi gelişmeleri kendi ülkesi adına takip ederek memleketinin zarar görmemesini faydalanmasını sağlamaktır. Bu iş için adı ve unvanı ne olursa olsun işi bilgi toplamak yani ajanlıktır. Bu sadece ABD için geçerli değildir. ABD elçiliği bundan ayrı olarak kendi ülkesine uşaklık edecek adamlara kendi ülkesinde olmamasına rağmen darbe yaptırır. Demokrasiyi askıya aldırır. Bu anormal ortamda istediklerini yaptırırlar. Hatta devletin aleyhine uygulamaları kanunlaştırırlar. İleride demokrasiye geçilince büyük problemler yaratır kargaşa devam eder gider. 12 Eylül darbesinden sonra”bizim çocuklar başardılar” deme küstahlığını göstermişlerdi. İşte onun bunun çocukları yeni darbe teşebbüsünde bulunmuşlardır. Bu işin sponsoru elbette ABD’dir. Darbe başarısız oldu ABD karlı, darbe başarılı olsaydı yine ABD karlı çıkacaktı. Dünyada ABD elçilikleri o ülkenin başına bela olacak işler çevirmektedirler. Siyasetçileri, devleti idare eden bürokratları milli hassasiyetleri olan insanla değilse tam bir müstemleke muamelesi yaparlar. Darbeyi yapmaya teşebbüs eden insanların sanki düşman askeriymiş gibi ”vurun, tarayın, ezin, bombalayın, acımayın” gibi ifadelerle saldırmaları kan donduran işlerdir. Hele bir de meclisi ve Gölbaşı polis okulunu bombalayan uçağın pilotu var ya, büyük bir ihtimalle ya ABD askeri veya PKK üyesi olabilecek bir tıynette pilottu. Zaten yanındakilerle beraber Suriye tarafına PYD safına sığındıkları söylenmektedir. Çünkü içeride istirahat eden polislerin üzerine düşmana atılmak üzere imal edilen satın alınan yakıcı bomba kasıp kavurdu. Bunca kin bunca nefret düşman da bile az bulunur. Hele din adamı kılığındaki Sakarya İlahiyat öğretim üyesi bir alçak Ankara’daki üs olarak yerde yakalanmıştır. Üstadı sümüklü alçağın yolunda bir yobaz… Abbasi-Emevi kavgasında mağlup olan “Emeviler’in Medine’deki kadınları helaldir” diye fetva veren alçak gibi, ”darbeci askerlerin hanımları helaldir” diye Trabzonlu adinin ne farkı vardır. Oysa din insanın kalbini yumuşatır, gönlündeki kin ve nefreti alır. Dine eğilimi olmayanlardaki aşırılıkların bu bilgisizlikten kaynaklandığı bir gerçektir. Hani ”yaratılanı hoş gördük, Yaratan’dan ötürü” diye dillerden düşürmediğimiz prensipler laf olsun diye mi vardır? Peki başta Fetö olmak üzere hem din eğitimi almış veya dini bir yolun yolcusu olmuş insanlardaki kinin sebebi nedir? Başkalarına “kalbinizden kini, nefreti, düşmanlıkları atınız üç günden fazla küs kalmayınız “diyeceksiniz en büyük düşmanlıkları siz göstereceksiniz. Darbe teşebbüsünde birinci hedefin Sayın Erdoğan olduğu aşikardır. Lakin Sayın Cumhurbaşkanını bunca planlı, inceden inceye hesaplı tuzaktan ABD tuzağından Allah korumuş ve kurtarmıştır. Duaları, niyazları Hakk’a bağımlıktaki samimiyeti, O’nu bu kirli ve alçak tuzaktan kurtarmıştır. Birisi bir sendikanın genel kurulunda diğeri de yine bir toplantıda olmak üzere iki defa karşılaştığım Sayın Erdoğan siyasi tavrı, siyasi üslubu bir tarafa mükemmel bir dost, samimi bir Müslüman, yoldaşını satmayacak kadar da güvenilir insandır. Lakin etrafındaki en yakın mesai arkadaşlarının hain çıkmasını nasıl fark edememiştir? Sayın Cumhurbaşkanı’na güveniyoruz, destekliyoruz, dua ediyoruz (AK Parti’yi değil) devletimizin varlık sebebi olarak görüyoruz. Sayın Erdoğan’ın halli demek devletin halli demektir. Geçmiş olsun Sayın Cumhurbaşkanı! Geçmiş olsun Türkiyem!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.