Fırçanın Ustaları buluştu

Kalem işi ve Tezhip sanatının ustaları Kaya ve Münevver Üçer çifti öğrencileriyle birlikte Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür merkezinde görsel bir şölene imza attı.

Fırçanın Ustaları buluştu
Yayınlanma:
Güncelleme:

Üsküdar Belediyesinin katkılarıyla “Fırçanın izinden” sergisi 30 Ekim’de sanatseverlerle buluşmaya başladı. 11 Kasım Pazar gününe kadar açık kalacak sergide 70’e yakın eser adeta gözleri kamaştırıyor. Kültür Sanat Muhabirleri Derneği başkanı İbrahim Gökdemir, Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde Kaya ve Münevver çiftinin konuğu oldu.

Kalem işi sanatını Türkiye’de akademik düzeyde veren tek kişi olan Doç. Dr. Kaya Üçer ve Tezhip sanatçısı / Müzehhibe Doç. Dr. Münevver Üçer “Fırçanın izinden” sergisi ve Geleneksel Türk sanatları konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

KAYA ÜÇER: KALEM İŞİ SANATINDA USTA ÇIRAK İLİŞKİSİ ÖNEMLİ

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde Kalem İşi dersleri ağırlıklı olmak üzere mimar ve restorasyon bölümü ve geleneksel Türk sanatları bölümünde ders veren Doç. Dr. Kaya Üçer, Baba mesleği olan kalem işi sanatını lise yıllarından beri hem alaylı hem mektepli olmak üzere yürütmekte olduğunu belirtirken, “Kalem işi sanatı yeni yeni fark edilmeye başlandı. Kalem işi genelde usta çırak ilişkisiyle öğrenilen bir sanattır. Biz onu üniversitede akademik düzeyde götürüyoruz. Şu anda Millî Eğitim Bakanlığımızın büyük teşvikleriyle Geleneksel Türk sanatları meslek lisesi kuruluyor. Böyle olunca akademik olarak insan yetiştirebileceğiz diye düşünüyoruz. Usta çırak ilişkisi çok önemli. Ustaya saygı ve ustanın çalışana saygısı da çok önemli. Gençler bu işi yapmak istiyorsa sabırlarının olması, gönülden seviyor olmaları ve zaman ayırmaları gerekiyor” dedi. Üçer 20 yıldır Türkiye’de kalem işi dersini akademik düzeyde veren tek kişi olduğunu da kaydetti.  

42 YIL SONRA RESTORE ETMEK BİZE NASİP OLDU

İstanbul’da pek çok tarihi yapıda restorasyon çalışmalarına katılan Doç. Dr. Kaya Üçer, hali hazırda Haydar paşada Mekteb-i Tıbbiye şahane binasının restorasyonunda ve Topkapı sarayında Valide Sultan odasında çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Üçer “1965 yılında babam Galata Mevlevihane’sinin restorasyonunu yapmış ve mihrabın hemen solunda imzası bulunmaktadır. 42 yıl sonra restorasyonunu tekrar yapmak bana nasip oldu. İmzayı bulduk, onun çok yakınında bir yere bende imza atma imkânı buldum. Aile boyu bu işi yapınca böyle keyifli noktaları da oluyor” dedi.

Üsküdar belediyesinin katkılarıyla düzenlenen “Fırçanın İzinden” sergisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kaya Üçer “İstanbul’da belediyeler sanata kültüre destek vermekte son derece başarılılar. Bunların en önemlisi de Üsküdar belediyesi.  Her sene hem öğrencilerimize teşvik amaçlı hem de onları sanatseverlerle buluşturmak üzere hemen hemen her yıl böyle bir sergi düzenliyoruz. Tezhip, minyatür ve hat uzun vadede üretilebilen eserler, o yüzden de çalışma süreleri uzun sergileme süreleri kısa olan ürünler. Bizim 10 yıl öncesinden de 1 ay önce biten eserlerimiz var bu sergide. Perspektif halinde herkes her şeyi görebiliyor burada. Hem sevdirmek hem tanıtmak, gelecek nesillere aktarmak ve yaptığımız yenilikleri göstermek amacıyla bu sergilerde kendimizi tanıtmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

ekran-resmi-2018-11-05-17.00.11.png

1982 Yıllarında ki Üniversite hayatında Tezhip sanatının tesbih ile hep karıştırıldığını belirten Müzehhibe Doç.Dr. Münevver Üçer ise “Özellikle bu dönemde o kadar bilinir hale geldi ki herkes tezhibin ne olduğunu biliyor. Buda tabi ki hükümetin, Kültür Bakanlığının ve biz çalışanların devamlı sergi açmasıyla oldu. Günümüzde tezhip sanatını öğrencilere sevdirmemiz gerekiyor. Ne kadar çok sergi açarsak ne kadar çok halka duyurursak o kadar çok yaygınlaştırmış oluruz. Çünkü Tezhip, gerçekten zor bir sanat. Yapımı, öğrenmesi zor, sabır istiyor. Dünya da bir örneği yok. Yurt dışında tezhipli eserleri gösterdiğimde bu kadar ince iş var mı? diye gözlerini açıp bakıyorlar. Tabi ki heykel onların sanatı, resim onlarda çok kuvvetli ince ama bizim ki kadar incelik yok. Dünyada kendi sanatımızı tanıtmak için hem akademisyene hem de alaylı kesime ihtiyacımız var. Bu nedenle de bizim yeni bir çalışmamız var, bunu sadece üniversiteler değil, lise bazına indirirsek bilen öğrenciyle 4 yıl geçirmiş oluruz. Bunun içinde Milli eğitim bakanlığıyla, kültür bakanlığı bir protokol imzaladı. Bu protokol neticesinde bir lise kuruldu. Önümüzde ki yıl öğrenci alımı yapacak. Geleneksel Türk sanatları meslek lisesi. Böylece insanlara bu sanatı hem sevdireceğiz hem bilinçli bir şekilde üniversiteye gelmelerini sağlayacağız. Üniversitede 4 yıl geçirelim ve daha iyi daha yetişkin öğrencilere sahip olalım” dedi.

ESERLER DAHA ÇOK SERGİLENMELİ

Üsküdar Belediyesinin “Fırçanın İzinden” sergisinde eserlerinin görücüye çıkmasını önemsediğini belirten Doç. Dr. Münevver Üçer “Eşim ve benim 32, bir o kadarda öğrencilerimizin olmak üzere 70 yakın eserle buradayız. Eserlerimiz arasında Klasiğin yanı sıra modern yorumlarımızda var. Minyatürler, tezhip, kalem işinden oluşan bir çeşni yapmaya çalıştık. 11 kasımda sona eriyor ama biz bitmesin istiyoruz. Ne kadar çok kişi görürse o kadar kişiyi içine çekiyorsunuz. Kendi duvarınıza astığınız zaman sadece siz, aileniz ve misafirleriniz görüyor. Özellikle böyle kültür merkezlerinde açılması farklı aktiviteler için gelenlerin görmesi açısından da çok önemli diye düşünüyorum” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.