Gökyay: Türkiye’nin potansiyeli endüstri 5.0’ın yolunu açabilir
Bir Ankara markası olarak 1927 yılında kurulan, bugün dünyada tasarım denince akla gelen ilk markalardan olan Nurus, Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Kariyer Günleri’nde gençlerle buluştu.
Gençlere seslenen Nurus Baştasarımcısı Renan Gökyay “Dijitalle zanaatkarlığı birleştirirsek Endüstri 4.0’ın önüne geçeriz. Bizim Nurus’ta yaptığımız da bu aslında. İnsan hayatını kolaylaştıracak tasarım ve teknolojiler Endüstri 5.0’ın yolunu açabilir. Gelenekselle moderni, zanaatla dijitali harmanlayan yeni bir endüstri devrimine ihtiyaç var” dedi.
GELECEĞİ ÖNGÖREBİLİRSİNİZ
Çankaya Üniversitesi Balgat Kampüsü’nde düzenlenen Kariyer Günleri’ne katılan Nurus, Mühendislik, Mimarlık, İç Mimarlık ve Şehir ve Bölge Planlama bölümü öğrencileriyle bir araya geldi. Nurus’un İnsan Kaynakları ekibi de, pazarlama, Nurus D Lab, AR-GE ve üretim alanlarında çalışmak isteyen adayların başvurularını değerlendirerek, gençlerin profesyonel hayatlarını şekillendirmelerine yardımcı oldu. Kariyer Günleri kapsamında düzenlenen söyleşide Nurus Baştarımcısı Gökyay, “İnsanlar Ne İstediklerini Nereden Biliyor?’ konulu bir konuşma yaptı. Tasarım sürecinin en önemli basamağının sosyoekonomik ve sosyokültürel gelişmeleri yakından takip etmek olduğunu belirten Gökyay “Gençler tasarım evrenlerini şekillendirirken farklı coğrafyalarda neler olup bittiğini iyi takip etmeli. Sanatı, sosyolojiyi iyi okumayı bilirseniz insanların ne isteyebileceğini önceden öngörebilirsiniz” diye konuştu.
GENÇLER BAKMAYI BİLMELİ
“Teknolojinin çok hızlı dönüşüm gösterdiği günümüzde geleceği tahmin etmek eskiye oranla daha zor” diyen Gökyay şöyle devam etti, “Ancak sosyolojiyi, ekonomiyi, kültürel ve güncel gelişmeleri takip ederek yani doğru referans noktalarından faydalanarak yarını öngörebilme kabiliyetinizi geliştirebilirsiniz. Gençler, hangi teknolojinin yaşam döngüsünü ne kadar sürdüreceğini öngörmek için dünyadaki gidişatı doğru analiz etmeli. Bir teknoloji, yeni teknolojiler karışında ortadan mı kalkacak yoksa dönüşerek varlığını devam mı ettirecek? Gençler çevrelerine alışkanlıkları takip etmek için değil, yeni alışkanlıkları tetiklemek için bakmayı öğrendiğinde, talebin oluşturulma sürecine olan hakimiyetleri artacak.”
İNSANİ YÖN EKSİK KALDI
Kendi çalışmalarından örnekler veren Gökyay, işinin dijitalle zanaatkarlığı birleştirmek olduğunu söyledi. Bu noktada Endüstri 4.0’a inanmadığının altını çizen Gökyay, “Ama dijitalle zanaatkarlığı birleştirirsek Endüstri 4.0’ın önüne geçeriz bunu biliyorum. Yani işin içinde insan faktörü olması lazım. Endüstri 4.0’da insan yok. Gençliğimde ‘Sanat, sanat için mi? Toplum için mi?’ tartışması vardı. Şu an ise ‘İnsan için mi teknoloji? Yoksa teknoloji için mi teknoloji?’ sorunsalı var. Dünyadaki gelişmişler şu an teknoloji için teknolojiye döndüler, insan faktörünü sıfırladılar. Dolayısıyla insani yön eksik kaldı” ifadelerini kullandı.
ENDÜSTRİ 5.0’A ATLAYABİLİRİZ
Gökyay şunları söyledi, “Teknoloji ya da tasarımın insanların hayatını kolaylaştıracak enstrümanlara evrimi sırasında, toplumların gelişmişlik düzeyi göz ardı edilmemeli. Almanya kişi başına milli geliri 45 bin dolar olan bir ekonomi. İsveç’inki 80 bin dolar. ‘Orada olan şey neden bende yok?’ diye sormak anlamsız çünkü koşullar aynı değil. Ama bunun avantajları ve dezavantajlarını doğru şekilde ortaya koyabiliriz. Örneğin bir ülkede otomotiv sanayii yoksa ve 5G teknolojisi geleneksel otomotiv sanayiini olumsuz etkileyecekse, bu etkiler, o ülkeyi teğet geçecek, o ülke kendi faydasına olan yere atlayacaktır. Buradan yola çıkarsak Türkiye, dijital dünyaya adapte olmayı başarabilmiş, ekonomik alanda sorumluluk alan büyük bir genç nüfus potansiyeline sahip. Bu jenerasyonun insan faktörünü öne çıkaran, insan hayatını kolaylaştıracak tasarım ve teknolojiyi ortaya koyan çalışmaları bize Endüstri 5.0’ın yolunu açabilir. Gelenekselle moderni, zanaatla dijitali harmanlayan yeni bir endüstri devrimine ihtiyaç var” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.