Gönül
Dil bilimciler, edebiyatçılar sözlüklerde ‘GÖNÜL’ü nasıl tanımlar, bilemem… Esasen Sözlük ve Ansiklopedilerdeki tanım benim için çok da önemli...
Dil bilimciler, edebiyatçılar sözlüklerde ‘GÖNÜL’ü nasıl tanımlar, bilemem… Esasen Sözlük ve Ansiklopedilerdeki tanım benim için çok da önemli değil. Benim “Gönül” hakkındaki duygu, davranış ve düşüncelerim sizlere aykırı gelse bile; ben bendeki gönül’ü böyle biliyor, bu gözle görüyor ve böyle algılayıp, böyle anlıyorum. Kime ne zararım var? Yine de şu hususların önemle ve özellikle herkes tarafından bilinmesini istiyor; konuya ilişkin duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmamın doğru davranış olduğunu düşünüyorum: Gönül, benim ‘bazen önümde, bazen yanımda, bazen de arkamda’ oldu. Önümde oldu: Bir ömür boyu bana önderlik, rehberlik, öğretmenlik, eğitmenlik yapıp, önümü, yolumu, ufkumu açıp yol-yordam gösterdi. Yanımda oldu: Güç verdi, moral verdi, cesaretlendirdi, enerji-sinerji verdi. Dayanağım oldu, moral verdi, varlığını kanıtlayıp, haşmetiyle gölgeden, güneşten korudu. Dosta-düşmana karşı nasıl davranmam gerektiğini belletti. Arkamda oldu: İyi, doğru ve güzelin ne olduğunu öğretti. Muhannet kim, ağa, bey, efendi, paşa kim bunlarla tanışmamı sağladı. Zengin-fakir ayırımı, arasındaki bağlantıları-bağları uçurumları ve sair ilintilerin farkında olmamı belletti. Hâsılı: Ben bir ömür boyu ‘Gönül’le yattım; Gönül’le kalktım’ dersem; inanın hiç yalanım yok. Dahası: Gün geldi beni huzur ve hûşu içinde yaşattı. Elimden tutup dağları-taşları, kırları, bayırları, ovayı, tarihî ve turistik yerleri gezdirdi. Doğrusu, aşırı ilgisi bazen de canımdan bezdirdi. Fakirliği-zenginliği, ilimi-bilimi, irfanı yine ‘Gönül’den öğrendim. Eğer bugün bu medenî âlemde ‘cim karnında bir nokta kadar da olsa- var isem- bu ‘Gönül’ sayesindedir. Çünkü beni keşfetti, ıslah etti, adam etti… “Burnun sürtülünce ancak o zaman anlarsın!” deyip; yokluğu, yoksulluğu, kıtlığı gösterip; nefsimle mücadele etmemi, müsrifliği ve tasarrufu belleğime nakış-nakış işledi. Hayatla mücadeleyi, yenile-yenile yenmeyi öğretti. Başarılı olabilmenin sırlarını, dürüstlüğün erdemini, sabrın sonundaki selameti örnekleriyle anlattı. Ey Gönül! Aşımda, işimde, düşümde her daim ve hep sen varsın. Başımda taç oldun, gönlümde taht kurdun, derdime ilaç oldun. Bahtımdaki ak sayfalarımın gizemli sırdaşısın. Gözümün-gönlümün nuru, mükemmel mutluluğumun sürûru yine sensin. Ey Gönül! Öyle anlar oldu ki sayende ‘vezir’ oldum. Öyle zaman geldi ki yine sayende ‘rezil’ olmaktan kurtuldum. Cümle âlem bilsin: Ben ‘Gönül’ü ana (anam) mertebesinde o gözle, o aşkla gördüm; ama anam değildi. Bacım sandım, bacım saydım: Halbuki bacım da değildi. Ben Gönül’ü kızım gibi algıladım, kızım gibi anladım, kızım da değildi. Ben ‘Gönül’ü eşim sandım, eşim saydım, ölesiye, öylesine aşkla sevdalandım. Ne gariptir ki eşim de değildi. Ben Gönül’ün dar ve zor günlerimde eski ve eskimeyen dost sıfatındaki destekleriyle de yıkılmadım. Sahi: Benim dünyamı, benim ufkumu kapsama alanı içine alan; beni çekip-çeviren ey ‘Gönül’ söyle ömrümün sonuna geldim. Nesin, ne olur bir de ‘Sen’ konuş. Peşinden koşmaktan iyice yoruldum! Neden ben, kendim olamadım? Sahi Sen kimsin? Necisin, nerelisin, canlı mısın-cansız mısın? Neden sana ey ‘Gönül’ şu gönlümden çık artık diyemiyorum? Sahi, Ey Gönül Sultanım! Kerâmet ve maharet Sen de mi? Ben de mi? Çözemedim… Sözün özü: Şair: “Bir gönül var bende, benden içeri!” derken bana aslında çok şeyi özetleyip anlatmış; ama ben bu sırra eremeyip, cehaletimin acizliğini yaşamışım. Ne deyim: Ferman dinlemeyen gönlümü ferahlandırmak için su serptim bağrıma. Acaba: “iki gönül bir olursa samanlık seyran olur mu?” diyerek umutlandım. Sonunda: “Dalgalandım da duruldum/Koştum ardından yoruldum/ Binlerce güzel sevdim de/ En son sana vuruldum/” diyerek bir şarkı tutturdum. Çok aradım, ama ben gönlümdeki ‘Sultan Gönül’ü hiçbir yerde bulamadım. Tanıyan, bilen, gören varsa, insaniyet namına rica ediyorum: Lütfen bana ya da en yakın emniyet birimine haber versinler. Hoşça kalınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.