Gündem ve Ege insanı

Sevgili Anadolu Gazetesi okuyucuları. Bildiğiniz üzere, ülkemizde 15 Temmuz gecesinde yaşananlar tüm vatandaşlarımızı derinden üzmüştür. Birçok kardeşimiz, vatandaşımız Türkiye Cumhuriyeti için, bayrağımız için sokaklara dökülmüştür. Kırşehir'de de Cacabey Meydanları günlerdir cıvıl cıvıl. Bu ülke kolay kazanılmadı, kolay kurulmadı. Biz bu ülkenin yılmaz bekçileriyiz. Kimse birliğimize ve beraberliğimize müdahale edemeyecektir. Etmek istediği zamanda azdan az çoktan çok deriz. Ülkemizi terör ve vatan hainlerine bırakmayız. Ankara'da Bu üzücü olay yaşandığı gün Milli İstihbarat Teşkilatı'na saldırı düzenlediği esnada olay yerine çok yakındım. Gözlerimle gördüklerime inanamadım. Bu yapılan saldırı ülkeye haince yapılan bir darbe girişimiydi. Tarih bu günleri hiçbir zaman unutmayacak. Yıllara önce büyüklerimizin görmüş olduğu darbeyi, şimdi torunları ve biz evlatları olarak böyle bir olaya aman vermeyeceğiz. Halk mesajı meydanlara çok iyi verdi. Ülkesine sahip çıktı. Burada milletine silah doğrulatanlara ve darbe başarılı olsa da bayram yapsak diyenlere hak ettiği cevabı hakkıyla verdi güzel ülkemin insanları. Devletime, askerime, polisime, ama en çok da milletimle gurur duyuyorum. Hayatında yurtdışında yaşamamış bırakın yaşamayı gitmeden Türkiye'yi eleştirenler Türkiye'nin kıymetini anlayamaz. Bizden adam olmaz söylemini sık sık kullananlar ne bu ülkenin tarihini biliyor, ne de bu ülkenin insanını tanıyor. Ülkemizin kıymetini bilin, taşını ve toprağını sevin, bağrınıza basın… ***** Yıl 2004-2005 vatani görevimi yapmak üzere usta birliğime teslim oldum. Görev yaptığım yer Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı TBMM Muhafız ve Tören Taburu Saraylar Muhafız Birliği Dolmabahçe Sarayı. Ülkemin her köşesinden insanlar vatan uğruna görev yerlerine gidiyorlar. Dolmabahçe Sarayı da birçok kişinin hayal edip ama görev yapamadığı yerler arasındadır. Rabbim bize bu imkanı verdi. Burada Denizli Efesi Muzaffer Aysel kardeşimle tanıştım. Yaklaşık 14 ay beraber görev yaptık. Bir insanla kardeş olunması için illaki kan bağı olmasına gerek yok. İstanbul'da başlayan kardeşliğimiz sivil hayatta da devam ediyor. Tam 11 yıl bitti "Dostluğumuz baki olsun" diyen Muzaffer kardeşim hep askerde "Bir oğlum olsun senin adını vereceğim" derdi. Ben de hadi oradan derdim. Birbirimize öyle espri yaparak takılırdık. Maşallah 4 çocuğu oldu. Evladına benim ismimi verdi; beni onurlandırdı. Bu devirde babasının ismini bile vermekten kaçınan insanlar varken böyle bir durumda verdiği söz ve kardeşlik bağımızı kuvvetlendirme çabalarından dolayı huzurlarınız da Muzaffer kardeşime teşekkür ederim. Adımı taşıyan en küçük olan Ferhat bebeği özledim ve atladım yıllık iznimin bir kısmını geçirmek için Denizli-Acıpayam Benlik Köyü'ne geldim. Artık her yıl geldiğimden dolayı köylü beni tanıyor. Kendimi Kırşehir'in ilçe ve köylerini gezer gibi hissediyorum. Buradaki halk misafirperver ve sohbetleri süper. Ankara'da yaşadığım şehir hayatından daha güzel en azından samimiyet var, hoşgörü var, saygı var, varda var anlayacağınız. Bu sene Denizli'deki ziyaretimde, İstanbul'da görev yaptığımız sevgili tertibim Manisalı Ercan Turan da aramıza katıldı. Egenin efesi Muzaffer'in daveti üzerine artık İstanbul'da başlayan dostluklarımız ve kardeşliğimiz memleket memleket devam edecek. Öyle bir organizasyon yapmış ki Egenin efesi güzel kardeşim anlatılmaz yaşanır. Birçok güzel şeyleri kağıda bile dökemedim. Burada bize yaylada doğal bir gün hazırlamış, gerçi köylerimiz daima bir yaşam tarzı bence. Köylerimizden vazgeçmeyin. Köylü milletin efendisidir; unutmayın. Nereden geldiğimizi aklımızdan hiç çıkarmayalım. Denizli'ye yolunuz düşerse nasıl Kırşehir'de Özbağ Gazozu meşhur burada da zafer gazozu mutlaka için. Orda bir köy var, uzakta, O köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da O köy bizim köyümüzdür. Denizli-Acıpayam Benlik Köyü halkına dostluklarından dolayı teşekkür ederim. Hoşça kalın…