Halkla İlişkiler Akademisi Projesi sona erdi

Keçiören Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü ile Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü arasında Aralık ayında başlayan ‘Halkla İlişkiler Akademisi Projesi’ sona erdi.

Halkla İlişkiler Akademisi Projesi sona erdi
Yayınlanma:
Güncelleme:

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan, halkla ilişkilerin önemini vurgulayarak, "Biz kurumsal manada halka ilişkileri sağlayabiliriz ancak kavramlar modernleştikçe değerler noktasında yitirdiklerimizi ayrı bir değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Keçiören Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü ile Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü arasında Aralık ayında başlayan ‘Halkla İlişkiler Akademisi Projesi’ kapsamında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü öğrencileri, Keçiören Belediyesinin Halkla İlişkiler Müdürlüğünde çalışarak saha ve iş deneyimi kazandı. Projenin değerlendirmesi Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan katılımıyla Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programla gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Uslan, "Gazi Üniversitesi en zengin program çeşitliliği ile ülkeye ve topluma hizmet veren büyük bir üniversitedir. Bütçe olarak baktığımızda bu yıl açıklanan bütçelerde 4’üncü sıradayız. 34 yıllık Gazili ve 28 yıllık Keçiörenli olarak bu programa Gazi Üniversitesi Rektörü olarak ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyorum. Konu çok önemli ‘Halkla İlişkiler’, programın düzenlendiği fakülte çok önemli iletişim fakültesi. Bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz konu halkın iletişimi noktasında temel bir problem yaşıyoruz. Biz kurumsal manada halka ilişkileri sağlayabiliriz ancak kavramlar modernleştikçe değerler noktasında yitirdiklerimizi ayrı bir değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bizler ataerkil bir aileydik, bir evin içine dede ile nine, baba ile anne, çoluk çocuk, torun toprak sığarken evlerimiz iki odaydı, şuanda dublekslere bir çekirdek aileyi sığdıramaz olduk. Fiziksel olarak küçük, ama gönlü geniş insanların yaşadığı evlerimiz vardı. Ama şimdi aynı evin içinde baba çocuğuna yabancı, çocuk annesine yabancı, eskiden o küçük evlerde iletişim vardı, o sofra bezini kurduğumuzda ‘baba 10 dakika bekle geleceğim’ diyen hiç kimseyi göremezdiniz. O sofra bize paylaşmayı ve birbirimiz için geri durabilmeyi öğretirdi. Ve her şeyden öte o sofranın etrafında herkes toplanır birbirimizle iletişimimiz olurdu. Onun için o zamanlar biz o zamanlar karıncayı bile incitmezdik, ama şimdi trafikte yol vermiyor diye birbirimizi vurur hale geldik. Zira artık çekirdek aileye döndük ancak biz artık aynı kanı taşıyan birbiriyle yuva kurmuş ancak birbirine yabancı bireylerin yaşadığı haneleri paylaşıyoruz. Çocuk odası ayrı, yatak odası ayrı, oturma odası ayrı, herkesin bilgisayarı ayrı. Halkla ilişkiler eğer kurumsal olarak değerlendiriliyorsa elbette ki bu çok değerli. Keçiören Belediyesi bu iş için oldukça büyük, tabi bunu ilçe bazında yapabilmek çok pratik değil. Bizim iletişimi ön plana çıkaran projelerimizin olması lazım. Bu projede emeği geçen öğrencilerimize ve değerli yöneticilerimize şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.

"Esas olan tebaanın gönlünü kazanmaktır"
Belediye hizmetinin halkla ilişkilerden geçtiğini vurgulayan Başkan Ak ise, "Biz belediye olarak bu arkadaşlarımızdan çok istifade ettik. Böyle bir projenin ortaya çıkması hem öğrencilerimiz açısından hem de pratik anlamında ve sahada bu işi görmeleri anlamında büyük fayda olmuştur. Biz de belediye olarak böyle bir çıktıdan istifade edeceğimizi burada belirtmek isterim. Şuanda burada yarışmaya giren dört proje var bu dört projenin birincisini de biz sahada uygulayacağız, bu da büyük bir heyecan veriyor. Çünkü belediye veya yerel hizmetler deyince hep akla gelen belli konular vardır yol, kaldırım, bina ve imar gibi ama aslında belediye bu demek değildir sadece. İnsan evinin kapısından bir adım dışarı attığından itibaren birçok hizmet alır ve bu hizmetlerin büyük çoğunluğunu da belediyeler verir, iyi bir şeklide verilmesi gerekiyor çünkü bu hizmetin karşılığında da vatandaş bir şeyler ödüyor, dolayısıyla ödemiş olduğu bu karşılıktan dolayı bir müşteri ilişkisi vardır. Belediyeler de kendilerinin hizmet ürettiği ve tüketicisi vatandaş olan bir hizmet birimidir. Bu hizmeti karşılığında da bu hizmeti sunduğu yerden karışlık aldığı için müşteri memnuniyetine önem vermesi gerekir. Dolayısıyla yerel yönetimlerin vatandaşın memnuniyetini sağlaması gerekir. Vatandaşın memnuniyeti de halkla ilişkilerden geçiyor, bütün bu yaptığımız çalışmalar halka bizim kendimizi anlatmak, halkın da bizimle ilgili düşüncelerini öğrenebilmek ve memnuniyetinin var olup olmadığını da ölçmek. Bu bakımdan halkla ilişkiler bizim açımızdan önemli bir birim. Fatih Sultan Mehmet, ‘şehri abad etmek, onu imar etmekle alakalıdır ama esas tebaanın gönlünü kazanmaktır’ diyor. Yani esas olan burada şehri imar edeceğiz ama asıl oradaki yaşayan insanlar ve o insanların gönlünü alabilmek, mutluluğunu sağlayabilmek. Bunu yapamadığınız zaman ne yaparsanız yapın bir sonraki seçimde sandıkta karşınıza bunun karnesi çıktığı zaman anlıyorsunuz olayın sadece hizmet olmadığını. Bizim yapmış olduğumuz rutin hizmetlerin içerisinde asfalt dökmenin, kaldırım yapmanın yanında, binalarla yapmış olduğumuz yatırımların yanında hepsini bir yere koyarsanız diğer kefe de halkla ilişkilerdir. Bu açıdan bu projenin başarılı olduğunu ve teorik olarak öğrenilen birçok şeyin gerçek hayatta da gerçekleştiğini gördük" ifadelerini kullandı.

"Siyasetin, bürokrasinin, devletin merkezi Ankara’da"
Üniversite hayatıyla ilgili birkaç tecrübesini paylaşan Ak, "Üniversite dönemi bir insanın en verimli olduğu dönemlerdir, öğrenme noktasında, bilgi edinme noktasında büyük fırsatların olduğu bir dönemdir, bu dönemi her alanıyla iyi değerlendirmek lazım. Sadece üniversitedeki sınıflarda verilen bilgilerle kalmayıp, etrafını, çevreyi ve şehri okumak gerekiyor. Biz Ankara’dayız, Türkiye’nin başkentinde öğrencisiniz, bunu büyük imkanları, avantajları var, bu şehri okumanız ve bu şehrin imkanlarından faydalanmanız lazım. Size sunulan birçok artı değerler var, sporla alakalı, kültürle alakalı ve birçok seminerler, paneller, fuarlar gerçekleştiriliyor bunlar her şehirde yok. Siyasetin, bürokrasinin, devletin merkezi burada dolayısıyla bunlardan faydalanılması lazım. Sadece üniversitede okumayın, şehirde de okuyun. Gazi Üniversitesi’nde okumak da büyük bir avantaj çünkü Gazi Üniversitesi Türkiye’nin rakamsal olarak en büyük üniversitesi. Dolayısıyla bu imkanları iyi değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.