İsmet Taş: Vatanımız için kefen giyeriz
İç Anadolu Birliği Başkanı İsmet Taş “Bizim olmazsa olmazlarımız kırmızı çizgilerimiz vardır. Çünkü biz İç Anadolu Birliği olarak, ülkemiz...
İç Anadolu Birliği Başkanı İsmet Taş “Bizim olmazsa olmazlarımız kırmızı çizgilerimiz vardır. Çünkü biz İç Anadolu Birliği olarak, ülkemiz için bayrağımız için devletimiz için ve vatanımız için canımız vermekten kaçınmayıp; biz bu uğurda rahatlıkla kefen giyen insanlarız” dedi. Bu hafta Anadolu Gazetesi olarak İç Anadolu Birliği Genel Başkanı İsmet Taş’ı konuk ettik. Başkan İsmet Taş’la hem birliğin amacını ve faaliyetlerini hem de gündeme ilişkin önemli konuları konuştuk. 15 Temmuz darbe girişimi hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulunan Taş “FETÖ’cüleri temizlemek için aşırı gayret sarf etmeliyiz. Türk coğrafyasında ve İslam tarihinde FETÖ’cülere yer yoktur” dedi. Eyüp Kara: Başkanım İç Anadolu Birliği ne zaman kurulmuştur? Kuruluş amacı nedir? İsmet Taş: İç Anadolu Birliği, 1999 yılında çok büyük ideallerle çok büyük hedeflerle; çok büyük idealleri, hedefleri olan insanları bir araya getirmek için kurulmuş bir birliktir. 14 ilde İç Anadolu Birliği öncelikle ondört ilde bulunan kültür, manevi birlik, dayanışma sosyal ve ekonomik kurumlara eğilme o illerin sıkıntı ve sorunlarını tespit etme sorunların çözme bu problemlerle ilgili; hükümete; sunumlar yapmak ve bu sunumlarda bu illerle ilgili projeler geliştirmek, yurtlar açmak. Öğrencilere burslar vermek ve diğer gazetelerle yerel ve bölgesel, gazeteler çıkartmak dolayısıyla toplumun bütün kesimlerine hitap eden bir birliktir. Bizi diğer kurumlardan ayıran en büyük özellik biz hem ülkenin sosyal problemleriyle ilgileniyoruz hem de siyasal problemleriyle ilgileniyoruz. Siyasal problem derken, herhangi bir partiyi herhangi bir siyasi bir kuruluşu kastetmiyorum. Ülkenin içinde bulunduğu, sıkıntıları problemleri veya dünyayla olan ilişkilerini kast ediyorum. Eyüp Kara: Başkanım İç Anadolu Birliği’nin vizyonunu açıklar mısınız? İsmet Taş: İç Anadolu Birliği; manevi değerlere bağlı antisiyonist, antiemperyalist, bir karaktere sahip, bir birliktir, dernektir. Her ne, kadar; İç Anadolu Birliği bir dernekse de; biz birlik unvanını kullanıyoruz. İç Anadolu Birliği; çok geniş bir yapıya sahip olduğu için hizmet alanında da çok geniş olduğu için birlik unvanını kullanmayı tercih ediyoruz. İÇ ANADOLU BİRLİĞİ’Nİ TEK KELİMEYLE İZAH EDECEK OLURSAK: İç Anadolu Birliği bizzat halkın ta kendisidir. Anadolu Birliği partiler üstüdür. Siyaset üstüdür. Dolayısıyla halkın her kesimini kucaklamaktadır. Halkın Alevisi, Sünnisi, Lazı, Kürdü, Çerkez’i ve Türkü eşittir. Biz, üyelerimizin arasında da; hiçbir zaman bir ayrım yapmayız, ayrım yapmamız söz konusu bile değildir. Derneğimiz genel başkan genel başkan yardımcısıyla, konsey başkanıyla saymanıyla genel konsey başkanlarıyla çalışmalar yapmaktadırlar. Konsey başkanı ne demek; Şöyle izah edeyim; sağlık alanında sağlık konseyi devreye girerek; sağlık başkanları eşliğinde çalışmalarını yürütürler. Eğitim alanında da eğitim konseyi başkanlığı devreye girerek çalışmaların yürütürler. Kadınlar alanında kadın konseyi başkanlığı devreye girerek; kadınların sorunları ihtiyaçlarıyla ilgili çalışmalar yaparlar. Gençlere gençlik konseyimiz var. Yirmi altı tane şuanda tam oluşturulmuş, konseyimiz var. Emeklilere de emekli konseyimiz var. Gazilerden tutun da şehitlerimize varıncaya kadar konseylerimiz bulunmaktadır. Bu konseylerimiz bir başkan bir başkan vekili ve bir sekreter den oluşur ve bu konseyin alt üyeleri vardır. Her konsey kendi çapında çalışmalar yapar. dolayısıyla çalışmaları da İç Anadolu Birliği bu anlamda kurumsallaşmıştır. Başkan yardımcılarının bile bilindiğinin tam aksine tüm üyelerimiz canla başla çalışarak, ideallerimiz ve hedeflerimiz uğruna çok büyük faydalar ve katkılar sağlamaktadır. Eyüp Kara: Birlik olarak yaptığınız çalışmaları da kısaca özetleyebilir misiniz? İsmet Taş: Elbette, 1999’dan, 2016 yılına ulaşmış 17 yıllık bir derneğiz. 17 yıl içerisinde bünyemiz içinden derneğimizden, birliğimizden, milletvekilleri çıkmıştır. Belediye başkanlarımız çıkmıştır. İl başkanlarımız çıkmıştır. Birçok ilde faaliyetlerimiz olmuştur. İşte; Milli günlerden tutunda, tahıl üretimine varıncaya kadar pazar payına düşen her ne varsa mesela bir yerde bir ürün çıkıyor, diyelim; pazarlamasına varıncaya kadar insanların birbiriyle diyalogu ve iletişime geçmesin sağlanması için insanların birbirleriyle bir araya gelmesi konusunda, çalışmalar yapar. Örneğin; Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nın düzenlediği eğlence festivaline katılmış ve eğlence festivaline büyük katkı vermiştir. İç Anadolu Birliği başkanlığında yine değişik, yerlerde yurtlar açmıştır, öğrencilere burslar verilmiştir. Bunun dışında katkı sağladığı o bölgenin, o yörenin, o yerin ekonomisine yönelik geniş çalışmaları vardır. Eyüp Kara: Başkanım İç Anadolu Birliği’nin kuruluş amacı insanları bir araya getirmek, buluşturmak, dediniz. Şimdiye kadar; acaba bu amacınıza ne kadar ulaşabildiniz? İsmet Taş; Bu birlik şuana kadar elbette ki istediğimiz düzeyde değil. Nedeni ise takdir edersiniz ki ekonomiktir. Sivil toplum örgütlerinin belli bir gelirleri yoktur ve hiç kimseden bir kuruş destek görmemektedir. Varlığımızı son derece kısıtlı imkanlarla sürdürüyoruz. En büyük maddi desteğimiz üye aidatları. Bizim gibi birçok sivil toplum kurulu ve birlik üye dernek aidatlarıyla varlıklarına yaşamların devam ettiriyor. Fedakarlık yapan yönetim kurulunun gayretleriyle yaşamlarına devam etmektedir. Dolayısıyla gönül isterdi ki: Ortaya koyduğumuz hedefleri idealleri tam olarak gerçekleştirelim. Çünkü; Biz milli ve manevi değerlerimiz derken tabii ki; vatan, dil, din, bayrak, devlet gibi temel yargılarımız vardır. Çünkü; Bizim için bunlar son derece önemlidir. Olmazsa; olmazlarımızdır. Kırmızı çizgilerimizdir. Bunlar bizim. Çünkü biz İç Anadolu Birliği olarak, ülkemiz için bayrağımız için devletimiz için ve vatanımız için canımız vermekten kaçınmayıp; biz bu uğurda rahatlıkla kefen giyen insanlarız. Eyüp Kara: Başkanım 14 ilde örgütlenen bir birlik olarak; Yaptığınız toplumsal çalışmalar var mıdır? Bu konuda neler söylersiniz? İsmet Taş: Yaptığımız toplumsal çalışmalar içerisinde şunu ifade etmek isterim ki çalışmalarımız illere göre değişkenlik gösteriyor. Tarımsal projeler alanında, sanayi projeleri gibi farklı sektörlerde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sanayi projelerinde pazar sonra insanların biraz evvel bahsettiğim gibi insanların ürünlerin getirip gösterebileceği pazarlar oluşturmasına yardımcı olmaz, festival düzenlenmesi ve festivalde o illerin kendi ürünlerini getirip orda sergileyebilme ve orda birbirileriyle alışverişler yapma bakımından çalışmalarımız oldu. Gezilerimiz oldu ve bu bakımdan eğlenceler düzenlendik. İftar yemeklerimiz oldu. Toplu pikniklerimiz oldu ve buna benzer; şeylerle de insanların bir araya gelmelerini sağladık. Eyüp Kara: Başkanım eğitim ve insan odaklı çalışmalarda bulunuyorsunuz; Siz bunun neresindesiniz? İsmet Taş; Eğitim her şeyin başıdır ama ülke olarak eğitimde çok ciddi sıkıntılarımız var. Biz bunu nerden anlıyoruz. Eğitim sisteminin hemen her döneminde eğitim sisteminin değişmesinden anlıyoruz. Dolayısıyla biz eğitim çalışmalarını kendi imkanlarımızla yapma gayretinde olduk; İnsanların ihtiyaçları ölçüsünde biçki dikiş nakış kursları gibi meslek edindirme kursları açtık. Elbette maddi destek olmadığından maalesef ki fazla uzun süreli olmuyor. Fakat hükümete şunu söylüyoruz. Ülkede okuma yazma oranı hala istenilen seviyede değil yani yüzde 90 oranında yani hala ülkenin 100/10’luk oranı okuryazar değil ve bu ciddi bir oran ayrıca işsizlik hat safhadadır. Bununla ilgili bizim halkla ilişkiler konseyimiz var bu konuda çok ciddi gayretleri vardır. İş arayanlara kısmen ve cüzi de olsa iş imkanı sunmaktadır. Konseyimiz bu konuda kaynakları ve kurumları işsizlerle buluşturuyor. Bu arada engelli konusunda da engelli çalışmalarımız var. Sokak çocukları konusunda da çalışmalarımız var. Türkiye’nin iki büyük yarasıdır bunlar ve kadın, kadın sığınma evlerimiz de bizim için çok önemlidir. Türkiye’de ne kadar kadına değer verilirse, o kadar gelişmektedir. Çünkü kadın annedir. Evine de kocasına da çocuğuna da bakar. Kadın işçidir; Kadın memurdur dolayısıyla kadın kardeşlerimiz çok önemsiyoruz. Kadın sığınma evlerinden tutunda meslek edinme kurslarına kadar kadınların mağduriyetleri için çalışmalarımız var. kadınların mağduriyetlerin giderilmesi için pek çok çalışma yapıyoruz. Ayrıca sokak çocuklarının ihtiyaçlarına da cevap veriliyor. Yetimhane ve ıslah evleri yeterli olmuyor. Derneğimiz onların mağduriyetleri için de çalışıyor. İkinci bir yaramızda Suriyeli göçmen mülteciler. Biz onlara gitsin demiyoruz. Bizim kendimizi onların yerine koyup; onlar gibi olabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor.15 Temmuz olayı başarılı olsaydı bizde onlar gibi olabilirdik hatta bizde onlar gibi olacaktık. Suriyelileri boş bırakmamak lazım, onlara sahip çıkılmalı. Aksi takdirde bizim başımız ağrır. Bizim başımıza dert olurlar. Evde okulda pazarda, sahip çıkılırsa muntazam yaşantıları olur. Eyüp Kara: Başkanım siz bir sivil toplum kuruluşusunuz. Diğer sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmalarınızı paylaşır mısınız? İsmet Taş: Şimdi biz bizim gibi düşünen amaçları gayeleri ortak olan herkes ile çalışabiliriz. Tek bir şartımız var vatan haini olmayacaksınız. Bununla PKK’yı kast ediyorum. Elbette birde gündemimizde olan FETÖ’cüleri kast ediyorum. Bunun dışındaki herkes bizimle olabilir. Bizim derneğimize üye olabilir. Bunun dışında biraz evvel söylediğim; Alevisiyle, Sünnisiyle, Çerkezi, Kürdüyle ve Lazıyla İslam tarihinin onbinlerce yıllık, beşbin yıllık geçmişi ile Türkiye olarak, Türk milleti olarak dünyaya damgasını vuran bir milletiz. Amerika gibi iki günlük millet değiliz. Amerika yüz yıllık tarihini öve öve bitiremiyor. Oysa bizim öveceğimiz o kadar çok tarihimiz var ki; Efsanevi kahramanlıklarımız var ki; Öve öve bitiremeyiz. Biz Osmanlı tarihinin bütün değerlerine sahip Türk milletiyiz. Türk milletine dost olan dostumuz düşman olanda düşmanımızdır. Eyüp Kara: Başkanım Ankara dışında nelerde örgütlendiniz ve başka illerde de temsilcilikleriniz var mı? İsmet Taş: Sadece merkez olarak resmi olarak Ankara’da var ama Çorum, Konya, Kırşehir’de ve gönüllü her yerden arkadaşlarla gönüllü kadın kuruluşları; iş adamları Ahi Evran Gönüllü Dost Dernekleriyle de iş birliği içindeyiz. Dünya Kadınlar Birliği’ne de destek vermekteyiz. İnşallah bunu genişleteceğiz ve daha geniş kitlelere ulaşmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Fakat bunları yapmak için biliyorsunuz; ekonomik, şartların iyi olması gerekli geniş kitlelere ulaşmak için. Biliyorsunuz demokrasi nöbetlerimiz olmuştu. Bu nöbetleri değerlendirip İç Anadolu Birliği bizzat katılıp demokrasi kurulu nöbetleri toplantılarını yaptık. Başta Ankara olmak üzere Ankara Platformunda Mustafa Kurt ile toplantı ve görüşmeleri yaparak destek verdik. Sivil toplum görüşmelerimiz ile demokrasi nöbetleriyle platforma çıktık. "Biz varız,biz yaparız, biz çatarız" yerine, "bir yüz doğmalı bir güç doğmalı büyük bir güç oluşmalı" felsefesiyle hepimiz aynı gayretlerle birlikte bir güç oluşturmak gayretimiz bu güç Türkiye için bir güçle biz bir araya gelmeliyiz. 15 Temmuz olaylarında olduğu gibi bizi bir araya gelmezsek. Bu ülkeye biz sahip çıkmazsak. Başkaları gelip sahip çıkar. Biz birbirimize ve ülkemize sahip çıkmalıyız ve çıkmak zorundayız. Eyüp Kara: 15 Temmuz süreci yaşadık bunla ilgili ne söyleyebiliriz. Bu konuda görüşleriniz nelerdir? İsmet Taş: Ben bununla ilgili sabaha kadar da konuşabilirim. 15 Temmuz’a niye gelindi; nasıl yaşadık, neden geldik. Ne yapmalıyız, 15 Temmuz bittimi niye bitti devam ediyor mu? Gibi bunlar çoğaltılabilir. Kucağımızda bir bomba var bir nötron bombası bir atom bombası dünyada en kuvvetli bomba her neyse adı önemli değil. Önemli olan etkisi nasıl etkisiz hale getirebiliriz. Soru bu olmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın yaveri hain çıktı. Ülkenin kılcal damarlarına kadar sızmış olan bir örgüt var. Sızarken biz nerdeydik; Uyuyor muyduk? Ne yapıyor uk? Ve hala biz ne yapıyoruz? Biz onlara işgalci diyoruz. İşgal harekatı devam ediyor mu? Devam ediyorsa niye devam ediyor? Biz bunları araştırmalı önlemlerini almalıyız. Önlem almamız lazım. PEYGAMBERİN ÖVGÜSÜNÜ KAZANMIŞ BİR MİLLETİZ Öncelikle biz peygamber övgüsüne mazhar olan bir milletiz. İstanbul feth edilecektir. Onu feth, eden ne güzel bir ordu. İstanbul’u feth, edene güzel bir kumandandır. Yani biz tarih boyunca vatanımıza bayrağımıza sımsıkı sarılan vatanımıza bağlı bayrağımıza bağlı inançlı bir milletiz. Vatanımız uğruna şehitliği peygamberlikten sonra en üstün mertebe cennet köşesi; cenneti âla değerinde inanmışız. Çok samimi olan bu uğurda insanları kucaklamışız. Bu uğurda Winston Churchill’inde dediği gibi düşman bunu çok iyi tespit etmiştir. İngiliz Başkanı Churchil ne demiş, “Türklerin ellerinden bu kitabı (Kur’an-ı Kerim) almadığınız sürece onları mağlup edemezsiniz.” ELİMİZDEN KİTABIMIZI ALMAYA ÇALIŞIYORLAR İşte onlar bunu uyguluyorlar. Bizim elimizdeki kitabımıza sahip çıkıyor gibi görünüp bizim gibi düşünen insanları satın alarak ve ya onların aralarına girerek; Onların her türlü zaafların kullanıp satın alıyorlar. İçimize giriyorlar korku salıyorlar mili manevi değerlerimize sahip gibi çıkıyor gibi görünerek bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Bunun için 40- 50 yıl eğitim verip insan yetiştiriyorlar. FETÖ’ÖCÜLERİ TEMİZLEMEK İÇİN GAYRET SARF ETMELİYİZ Yani bizim elimizdeki kitabımızı almak için uğraştıkları çaba bir bakıma başarılı oldu ama bittimi? Ülkemiz jeopolitik, jeofizik olarak çok önemli konumdaki bir ülkedir. Biz gerekli tedbirleri aldığımız sürece onların korku salması işe yaramaz. İnsanları huzursuz etmekten başka işe yaramazlar. FETÖ’cüleri temizlemek için aşırı gayret sarf etmeliyiz. Türk coğrafi İslam tarihinde FETÖ’cülere yer yoktur. Cumhurbaşkanımız Tayyip beye tiyatro diyen emperyalistler, salya akıtan köpekler salya akıttığı sürece her türlü önlemimizi almamız lazım. 15 Temmuzla ilgili salya akıtarak millete korku salanları samimi bulmuyorum. Her an her yerde her türlü tedbirimizi alarak, uyanık olmalıyız. MECLİSİMİZ İKİNCİ KEZ GAZİ OLDU ATO’da Türk İslam liderini gördük. İslam tarihinde dahi iki kurum hiç zarar görmediği halde bu işgalde zarar gördü. Külliyede yüzlerce insanımız zarar gördü. Onlarca insanımız şehit oldu. Bu nedenle buraya gazi külliye diyoruz. Meclis başkanımızdan bu nedenle randevu istedik; bunu resmileştirerek gazi külliye diyeceğiz. Biz miskin olmayacağız. Ortadoğu adeta bir ateş çemberi içinde tek umutları da Türkiye’dir. Bizim millet olarak, uyanık olmak zorundayız. Kardeşlerimizde olsa FETÖ, PKK gibi, PYD veya adları her neyse 15 Temmuzu kim desteklemişse onlarda aynıdır. Bunu tam olarak başaramadıklarını anladıkları zaman kendilerine geldiler. AKİL ADAMLAR KÖY KÖY DOLAŞMALIDIR Fethullah Gülen, diyorki ben peygamberi rüyamda gördüm. Onunla istişare ettim; mehdiyim, şefaatçiyim; Örnekleriyle insanımızı kandırdı. Akil adamlar Türkiye’yi köy köy dolaşıp gerçek İslamiyeti anlatıp halkı bilinçlendirmelidir. Bu örgüte üye olanlar ve onlarla aynı düşüncede olanlar FETÖ tutuklularına "biz geliyoruz çözülmeyin" diyorlar. Eğer çözülmelerini istiyorsak; sivil toplumun varlığı yayılmalı televizyonla evlere girilmeli devlet diyanet işleri üzerine düşeni yapmalıdır. Bir kanalda söylenen öbür kanalda çürütülüyor. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı’na çok iş düşüyor bu sorumluluğu yerine getirmelidir. ADALET BÖYLE OLMAMALIDIR Polisi şehit eden; Rüzgar Çetin serbest bırakıldı; Şortlu kadına tekme atıp taciz eden şahısa 8 yıl hapis cezası verildi. Adalet yok. Türk adaleti böyle mi olmalıdır? 1500 yıllık Türk adaletine bakılınca nasıl bu noktaya geldik? OHAL bitmek üzere OHAL bitince mahkemelere yüzlerce binlerce dava dosyası gelecek. Bu sorunu çözecek altyapı oluşturulmalı; öfke oluşturulmamalı. ÖFKE TOPLUMU OLUŞMAMALIDIR Öfke toplumu kesinlikle oluşturulmamalı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi at izi it izine karıştı. Çıkması gereken yasalar var. Tartışılması gereken çok konu var. Kurunun yanında yaş yandı, Ülkede derin yapılanmalar olurken insanları açığa almada çok acele edildi. Birbirlerini sevmeyenler bile sevmediği insanı FETÖ’cü olarak ihbar ve suçlandı. Hiç alakası olmayanlar bile açığa alındı. Bunun için aylar yıllar geçmeden acil çözümler bulunmalıdır. GÖZÜMÜZÜ AÇMAK ZORUNDAYIZ Allah başımızdan eksik etmesin. İnsanlar Gazi Recep Tayyip Erdoğan diyorlar. Doğrudur bunu böyle görmek lazım. Bu ülkede Tayyip beyin yerini alacak kimse yok. Kabul eden eder etmeyen etmez. Sevmeyen kim bu ülkede yüzde 52 ile seçilmiş bir insan. Bunu yok sayamazsınız bu çok ciddi bir oran aşağı tükür sakal yukarı tükür bıyık. Yeni hatalara yol açmadan gözümüzü açmalıyız. Benim ülkem 780 bin kilometre kare diye düşünürsen cihan devleti olamazsın. Layıkıyla Müslüman olamayız. Sizin yeriniz Avrupa değil Asya diyen Fransa gibi ülkeler var. Türkiye’de oynanan oyunlar var. Bunları konuşacak olursak sabahı buluruz. İnsanlarla konuşurken hep duyduğum benimde sevdiğim bir söz var “Türkler yaşadığı yerde ya şehit olmuş ya da devlet kurmuşlardır” gönül isterdi ki Suriyelilerde kaçıp sığınacaklarına kendi ülkelerinde şehit olsalardı. Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi “Yırtarım Dağları Enginlere Sığmam Taşarım” Türk milleti bu anlamda tek millet; tek devlettir. Başkanım, bize vakit ayırdığınız ve bizi kabul ettiğiniz teşekkür ediyor bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.