İşte sonbahar depresyonuyla savaşmanın yolları
Yazın uzun ve güneşli günlerinin geride kalması, havaların hızla soğuması sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Peki sonbahar depresyonuyla nasıl başa çıkılır?
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Uzm. Dr. Özgür Şamilgil sağlıklı bir sonbaharın adımlarına dikkat çekiyor:
GÜNEŞ EKSİKLİĞİ VE DEPRESYON
"Özellikle mevsimsel depresyonun görülme sıklığı sonbaharla başlayıp kış sonuna kadar en yüksek oranlara ulaşıyor. Yağışlı ve bulutlu hava şartları nedeniyle güneş ışığının eksikliği beyinde mutluluk hormonu ve D vitamini üretici etkisinin azalması bunda en önemli rolü oynuyor. Çalıştığımız ortamın mümkünse gün ışığını bol miktarda alacak şeklide konumlandırılması öneriliyor. Bu nedenle güneşi az gören kuzey Avrupa ülkelerinde hastanelerde depresyon tedavisi için güneş ışığını taklit eden ışık tedavi odalarının kullanıldığı biliniyor.
Diğer bir çözüm de işe gidip gelirken bir durak önce inip gün ışığında yürümek. Bu, gözlük takmadan yapıldığında güneş ışığının gözbebeğimizden beyne ulaşımını kolaylaştırıyor. İyimser yapılı arkadaşlarla ve hobiler ile meşgul olmak, depresyon riskini azaltıyor.
D VİTAMİNİ GRİP İLE SAVAŞIYOR
Güneş yardımıyla cildimizde üretilen D vitamini, bağışıklık sisteminin 20'ye yakın antibiyotik benzeri silah üretimini sağlıyor. Özellikle yazın yeterli güneş görmeyen veya tatil yapamayanlar, havaların soğumasıyla virüslerle oluşan grip benzeri hastalıklara çok daha kolay yakalanıyor ve zor iyileşiyorlar. Bu kişilerin hekimlerine başvurarak kanda D vitamin seviyelerini ölçtürüp takviye almaları gerekiyor.
SERİN HAVADA EGZERSİZ YAPIN
Düzenli yapılan egzersizin başta mikrobik hastalıklar olmak üzere birçok hastalığa yakalanmayı engelleyici faydası olduğu biliniyor. Bağışıklık sistemi; egzersizi takiben ilk 2 saat çok aktif hale geçiyor ve 24 saate kadar da bu durum sürüyor, mikrobik hastalıklara ve kansere karşı dayanıklılık artıyor.
Egzersize zaman ayıramayacakların alışverişe yürüyerek gitmek, asansör yerine merdiven kullanmak gibi aktiviteler yapması faydalı olabiliyor. 10'ar dakikalık günde birkaç sefer yapılacak aktivite de benzer etki gösteriyor. Üstelik dışarıda serin havada yapılan egzersizin, daha çok kalori yakmayı sağladığı gibi soğuğa dayanıklılığı arttırdığı biliniyor.
Japonya'dan bir araştırmaya göre, ormanda 2 saatlik yürüyüş bağışıklık hücrelerinin kısa sürede artmasını, güçlenmesini sağlıyor. Bahar aylarında daha sık görülen soğuk algınlığı virüsleri, grip virüsleri kadar ağır hastalık yaratmıyor.
Düzenli egzersiz yapanlar hem yüzde 50 daha seyrek yakalanıyor. Yakalandığında kendini yorgun hissetmiyorsa, egzersize devam etmekle yüzde 30 çok daha çabuk iyileşiyor. Mevsimsel ısı farkına uyum sağlamak için haftada en az 3 gün dışarıda 30-40 dakika yürüyüşe çıkmak gerekiyor. Egzersiz ayrıca vücutta mutluluk hormonu ve ağrı kesici bir madde üretimi sağlayarak mevsimsel depresyon riskini de azaltıyor.
BESLENMEYE DİKKAT!
Dış ortamın soğuk havasına uyum sağlamak için egzersiz yapmayanlar üşümemek için bilinçsizce daha çok şekerli besinler yiyerek kilo alıyor ve cilt altı yağ dokularını artırıyorlar. Hareket eksikliği de kilo almayı hızlandırıyor.
PROBİYOTİKLERİ EKSİK ETMEYİN
Kolay hastalanmamak için probiyotik yani faydalı bakteri içeren doğal yoğurt, sarımsak, soğan, sirke ev yapımı turşu, boza, kefir, şalgam, bol taze koyu yeşil, koyu kırmızı, mor renkli sebzeler, sarımsak, soğan ve C vitamini içeren narenciye tüketimi öneriliyor. Kuşburnu, nane-limon, zencefil, tarçın, doğal bal tüketimi bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Şekerli unlu gıdalar, şekerli meşrubatlar ise virüslere karşı bağışıklık sisteminin mücadelesini zorlaştırdığı için tüketilmemesi gerekiyor.
C VİTAMİNİ İLE DAHA SAĞLIKLI GÜNLER
Mikrobik hastalıklara yakalanıldığında yüksek oranda C vitamini içeren besinler yanında tavuk suyu çorba, tarhana, balık, kırmızı et, sakatat, yoğurt yani protein ağırlıklı beslemek iyileşmeyi hızlandırıyor.
HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIKLI UYKU
Bağışıklık sistemi, ortalama 7 saat kadar kesintisiz uykuya ihtiyaç duyuyor. Biyolojik saate bağlı hormonlarımıza uyması için gece 11.00'den geç yatılmaması hep aynı saatte yatılmaya çalışılması gerekiyor. 11:00-01:00 arası safra kesesinden salgılanan toksinler, uyanıksanız karaciğere geri emilebilir. Ayrıca yatmadan 2 saat önce sıvı alımının kesilmesi ve yatmadan hemen önce idrara çıkılması uykunun bölünmesini engelliyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.