Kadın girişimciler 7. Kadın Emeği Festivali’nde buluştu
Çankaya Belediyesi tarafından düzenlenen 7. Kadın Emeği Festivali, Uğur Mumcu Parkı'nda coşkulu bir atmosferde gerçekleşti. Kadın girişimcilerin el emeği ürünlerini sergilediği etkinlik, ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü.
ÖZEL HABER: GÜNSU ÖZMEN
Çankaya Belediyesi 7. Kadın Emeği Festivali, Uğur Mumcu Parkı'nda büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Kadın girişimcilerin el emeği ürünlerini sergileyip tanıtma fırsatı bulduğu festivalde, el yapımı takılardan epoksi ürünlere, tekstil ürünlerinden çeşitli el sanatlarına kadar birçok ürün ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.
"AYAKKABILARIM TERLETMİYOR"
Örgü ayakkabı ve çanta üreten Sermin Koç, "Örme ayakkabıları 3 senedir yapıyorum. Bu pazarlara da yeni yeni katılıyorum. Geçen sene Ahlatlıbel Parkı’ndaki pazara gitmiştim. Ayakkabı örüyorum, çanta örüyorum. Kullandığım malzemeler müşterimin isteğine göre değişiyor. Makrome iplerden de pamuklu iplerden de örüyorum. Yazlık ve kışlık da örüyorum. Çok da rahat, insanlar ayağım terletmiyor ip olduğu için rahatsız etmiyor. Örgü ayakkabı pek tanınmıyor. Yapmaya ve tanıtmaya çalışıyorum." dedi.
KÂĞIT İP VE MAKROME İLE ÇOK ÇEŞİTLİ ÜRÜNLER
Kâğıt ip, polyester makrome ip ve ışıltılı iplerden ürünler üreten Yasemin Ekinci, "2 senedir kâğıt ip, polyester makrome ip ve ışıltılı iplerden genellikle kılıçlar yapıyorum. Buna ek olarak çantalar, şapkalar, tokalar yapıyorum. İlk deneyimim olmadı, daha önce İsmet İnönü Parkı’nda da stant açtım. Zaman geçirip hobilerimizi nakde çeviriyoruz. Eve katkımız oluyor." şeklinde konuştu.
GRAFİKERLİKTAN KEÇE SANATÇILIĞINA
Keçe işçiliğiyle uğraşan Ümit Çınar, "Ben keçe işçiliğine 2005 yılında başladım. Elime böyle bir keçe gibi bir şey geçti. 'Aa bu nasıl keçeye benziyor? Keçe nasıl yapılır?' falan derken öyle bir merakla başladı. Esasında ben grafikerdim ama hafta sonları bu merakla birlikte ufak tefek şeyler yapayım dedim. Pandemi ile birlikte emekli oldum, ondan sonra da birazcık daha fazla yapmaya başladım. Keçenin ham malzemesi merinos yünündendir, yün şeklindedir ve sıcak suyla zeytinyağlı sabunla birbirine geçerek yapılıyor. Ovalarak yapılıyor. Yani yünler seriliyor, tek tek. İnsanlar genellikle bunu kalıp halinde zannediyorlar ama aslında bildiğimiz tüydür. Renkler birbirine katman katman koyularak üzerine form veriyorsunuz. Son zamanlarda keçeden o kadar giyilebilir sanat şekline dönüştü. Türklük ile bağlantılı bir şey zaten keçe, çok eski geleneklerimizdendir. Umarım gelişir." ifadelerini kullandı.
EPOKSİ REÇİNE İLE SANAT…
Epoksi reçineden takı ve dekor ürünleri yapan Ela Toku, "Epoksi reçineden takı ve dekor ürünleri yapmaya 4 sene önce başladım ve başladığım günden beri de satıyorum. Takı olarak aklınıza ne gelirse yüzükler, broşlar, kolye gibi. Dekor ürünleri de takı tabağı, biblolar, bardak altlığı ve küllükler gibi ürünler üretiyorum. Örneğin gerçek kahve çekirdekli bardak altlıklarımız var. Gerçek lavantalı veya gerçek kelebek içeren çeşitler de var. Daha önce de İsmet İnönü Parkı pazarına katıldım. Özel siparişler üzerine de yapıyorum. Hatta bazen müşterilerim özel günlerinde aldıkları çiçekleri kurutup bana getiriyorlar, ben de istediği ürünü ortaya çıkarıyorum. Bu pazarlar bence her hafta dönüşümlü olmalı ki etkisini görelim." dedi.
HATAY’DAN ANKARA’YA MOZAİK SANATI
Doğal taştan mozaik yapımıyla uğraşan Leman Barutçu, "7 yıldır doğal taştan mozaik yapıyorum. Taşları kırparak kerpeten ile küçülterek ve cımbızla da yerleştirerek ürünler ortaya çıkarıyorum. Takıdan tutun duvar süsüne kadar her şeyi yapıyorum. Memleketim Hatay ve 6 Şubat depremlerinde Ankara’ya geldim. Orada aktif olarak gittiğim kooperatif vardı. Şu an ayakta kalmaya çalışıyoruz. Ben şu anda Ankara'da kaldım, hobi olarak da bu işi burada yapmaya çalışıyoruz. Burada Gökyüzü Vakfı’na katıldım. Bir de İnönü Parkı ve Ahlatlıbel Parkı pazarlarına katıldım." şeklinde konuştu.
FİNANS UZMANIN SANATÇIYA DÖNÜŞÜMÜ
Üç boyutlu rölyef pasta ile tuvale resim şekillendiren Sedef Sezer Erhan, "Ben daha çok yeni başladım bu işe, üç boyutlu gibi rölyef pastayla tuvale resim şekillendiriyorum. Bugün de ilk pazar deneyimim oluyor. Bu işe aslında işi bıraktıktan sonra başladım. Finans uzmanıyım, çok stresli bir işim vardı. Hem işimden kaynaklı hem de çocuk istiyorum. Bu sürece girmeden önce çok stresli bir işle uğraştığım için süreci stresli geçirmek istemediğimden işi bıraktım. Belediyenin bu tarz pazar ve halk eğitim kurslarının olmasını destekliyorum. Alanı daha merkezi yerlere koyarlarsa, örneğin Kuğulu Park, Kurtuluş Parkı gibi daha merkezi yerlerde bizim açımızdan da çok daha iyi olur. Buna ek olarak, sıklık artırılırsa kadınlar açısından daha iyi olacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Festivalin sadece bir satış etkinliği olmadığını, aynı zamanda kadınların el emeği ürünlerini tanıttıkları, hikâyelerini paylaştıkları ve birbirlerine destek oldukları bir platform olduğunu gösterdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.