Kamil iman

İnsanın aklı bir bahçeye benzer. Akıl bahçesine, öğrendiği bilgilerini, heva ve heveslerine göre, isteği doğrultusunda yerleşir. Hiç bir bahçıvan...

Kamil iman
Yayınlanma:
Güncelleme:

İnsanın aklı bir bahçeye benzer. Akıl bahçesine, öğrendiği bilgilerini, heva ve heveslerine göre, isteği doğrultusunda yerleşir. Hiç bir bahçıvan tarlasına diken dikmez. Bahçenin toprak yapısını hangi bitkilerin yerleşeceğini ve neler yapacağını bilir ve ona göre güzel ve faydalı bitkiler yetiştirir. Kendi haline bırakılırsa yabani otlar kaplar ve tarla kullanılamaz. İnsan da aklını malayaniliklerle, müzikle, ideolojiyle boş faydasız işlerle, ahrete faydası olmayan bilgilerle doldurmaz bedende akılda emanettir. Emanete ihanet etmez. Onları kötü ye kullanamaz. Bilir ki onlar dünya imtihanını kazanmak için verilmiştir. Başka bir amaç için değil… Bahçıvan gibi bakarsa, neler öğrenmesi gerektiğini güzel doğru ve faydalı ilimle, insanın eşrefi mahlûk eden bilgilerle inşa ederse ruhunun da bahçıvanı olduğunu fark eder. İnsanın başarısı, gayreti, başına kondurulmuş bir taç, düşünceleri boynuna geçirilmiş bir çelenktir. Hayatta yalnız, emek ve emeğin neticeleri vardır. Neticenin gücü öğrendiği ilimi, ameli ve kendi gayreti ölçüsündedir. Bir insan ne kadar din bilgisine ve mesleki ilme sahip olursa olsun, öğrendiklerini dünya hayatı ile ahret hayatına amel kazanması içindir. Mesleki ve dini bilgisi ilahi vahiye uygun olarak yerine getirilmezse; makam tutkusu, menfaat, ideoloji ve dünya hayatı olur. Bu da kendine ve çevresine zarar verir. Şeytan da çok bilgi sahibiydi. Fakat, kibri, hırsı, inatçılığı ırkçılığı, ukalalığı, kıskançlığı, fesadı, cimriliği, gururu, kibiri, amirliğine, amellerine ve yaptığı ibadetlerine güvenmesi ile öfkesi ve kini yüzünden bilgisi onu teslimiyete götüremedi. İsyan ve inat etti Yüce Rabbimizin katından kovulmasına neden oldu. Olgun imana kavuşmanın, bazı alametler vardır. İnsan bunlara bakarak kâmil iman sahibi olup olmadığını anlayabilir. Hasan bin Muhammed bin Hasan hazretleri buyuruyor ki:Şu üç şeyi yapan kâmil iman sahibidir: 1-Sever ama sevgisi batıla düşürmez. 2-Kızar ama kızması haktan ayırmaz. 3-Güçlü iken de, hakkı olmayana el uzatmaz. Eshab-ı kiram, “Biz, insanlardan gelen sıkıntılara sabretmeyenleri, kâmil iman sahibi saymazdık” buyuruyorlar. En büyük makam, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmaktır. Hasbiyallah, Allah bana yetişir, kâfi gelir demektir. İbrahim aleyhisselam, ateşe atılırken, Hasbiyallah ve ni’mel vekil dedi ve kurtuldu. Allahü teâlâ, Davud aleyhisselama şöyle vahyetti:  (Bir kul, kullara değil de bana ihlasla tevekkül ederse, herkes ona tuzak kursa, ona mutlaka bir çıkış kapısı açarım. Bir kul da bana değil mahluka güvenirse, bütün yükseliş sebeplerini keser ve çöküş yollarını kolaylaştırırım.) [İbni Asakir] Bir âyet-i kerimede, insanı olgunlaştıran esaslar açıkça bildirilmiştir:(Asıl iyilik, yüzlerinizi bazen doğu, bazen batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah'a, ahret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Bir de antlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır.) [Bekara 177]. Bunlar da sağlam iman, iyilik, yardım ve nefsin ıslahıdır. Bu hasletleri kendisinde toplayan bir kimse, iman ve itikadına göre, sıdkla vasıflandırılmış, takva ile övülmüştür. Sevgili Peygamber efendimiz s.a.v., (Bu âyetin bildirdiği hususlarla amel eden, kâmil iman sahibi olur) buyurdu. (Tibyan) Haramlardan kaçan ve ibadetleri yapan kâmil iman sahibidir. İbadetleri yapıp imanıma bir zarar gelir diye korkanın ve “Günahlarım çoktur, ibadetlerim beni kurtarmaz” diye düşünenin imanı kuvvetli demektir. (Bezzâziyye) Sevgili Peygamber Efendimiz s.a.v.: (Şu üç kimsenin imanı kemâle ermiştir:  1- Hiç kimsenin kınamasından korkmadan Allah yolunda yürüyen, 2- Ameline riya karıştırmayan, 3- Dünya ve ahiretle ilgili iki işten ahrete ait olanı dünya işine tercih eden.) [Deylemi] (Şunları yapan kâmil imana sahiptir: 1- Allah için seven, Allah için buğz eden,  2- Diliyle de Allah’ı anan, 3- Kendisine hoş geleni, başkasına da hoş gören, 4- Kendisi için istemediği bir şeyi başkası için de istemeyen, 5- Hayır konuşan veya susan.) [Taberani] (Sevdiğini yalnız Allah için sevenin imanı kâmildir.) [Beyheki] (Allah’ın dostlarını sevip, düşmanlarını düşman bilenin imanı kâmildir.) [Ebu Davud]  (İhsan sahibi olanın imanı kâmildir.) [İ. Ahmed]  (İmanı kâmil olan mümin, güzel ahlaka sahip olandır.) [Taberani, Deylemi] (Nerede olursa olsun, Allahü teâlâyı unutmamak, kâmil imanı gösterir.) [Beyheki] (Allah ve Resulünü her şeyden çok seven, sevdiğini yalnız Allah rızası için seven ve ateşe düşmekten çok, küfre düşmekten korkanın imanı kâmildir.) [Buhari] "Kamil iman odur ki, kişi sevdiği kimseyi ondan hiçbir mal almadan (ve çıkar gözetmeden) sırf Allah rızası için sever." (Taberani) (Belayı nimet, bolluk ve rahatlığı musibet saymayanın imanı kâmil olmaz.) [Taberani] (Komşusu, zararından emin olmayanın imanı kâmil değildir.) [Bezzar] buyurmuştur. Hz Mevlana ks. ise; “Topraktan yaratılan Âdem, Allah'tan öğrendiği ilimle yedi kat göğü aydınlattı.”, “İlim (bilgi) Hakk'm sıfatlarındandır. Sen addan geç de sıfatlara bak: O sıfatlar seni zata götürsün, yani seni Hakk'a ulaştırsın.” , “Hak yolunun âşıkları, gönüllerinden maddi ilimleri çıkarmışlar, atmışlardır. Çünkü maddi ilimler Hakk yolunda bir işe yaramaz!”, “İmanlı kişi, feyizli, ekime müsait, tertemiz bir tarlaya benzer. İmansız kişi ise çorak, hiçbir şey bitirmeyen kötü bir arazidir. İmanlı melek gibi masumdur. İmansız ise şeytan ve canavar misalidir.” , “Eğer can, iman nuru olmaksızın diri olsaydı, hiç kafirlere Cenab-ı Hakk “Ölüler" der miydi” İnat ve küfür, maymun âdetidir. Hamd ve şükür ise peygamberlerin yoludur.”, “Gerçek bir insan olmak için mal, mevki, yemek, içmek gibi şeylere gerektiğinden fazla düşme ki, onların kölesi olmayasın.”, “Bu işe yaramaz tencere (yani insan) yüzünden çok yanıldım. Çünkü tencere, nasıl kapağı kapalı olarak kaynarsa, insan da içinden pazarlıklıdır.”, “Önce farenin şerrini defet, sonra buğday biriktirmeye çalış.”, “İçteki kiri su değil, ancak gözyaşı temizler.”, “Her Canlının Ölümü Tadacağını Ama Sadece Bazılarının Hayatı Tadacağını Öğrendim. Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim. Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur Ben Dostlarımı Ruhumla Severim. O ne durur ne de unutur.”, “Dost; acı söyleyen değildir Acıyı tatlı söyleyebilendir”, “Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır.”, “Topraktan biten güller solar gider, gönülden biten güller daimidir.”,  “Ey İman incisini bir ekmek karşılığı veren. Ey gönül mâdenini bir arpaya feda eden. Nemrud gönlünü Hakk’ın dostu İbrahim’e teslim etmedi de sonunda canını bir sivrisineğe verdi.”, “Yılan sokması seni sadece canından eder. Ama kötü dost hem candan hem de imandan eder”, “Ey imanın lafını yeter bulan! Yani “Lailahe illalla Muhammed ün Resulullah” diyen kişi! İman aslında büyük| bir nimettir; büyük manevi bir gıdadır.” , “Ağaca Dayanma Çürür, İnsana güvenme Ölür, Aç Ellerini Rabbi ne seni bir tek,” O “Görür…” Demiştir. İyi insan aklından hiç kötülük geçirmeyen saf insan değil, her kötülüğün farkında olup, iyiliği tercih edendir. Selam ve duayla…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.