Kemal Kılıçdaroğlu köşe yazarı oldu: İlk yazısından Erdoğan'a eleştiri!

CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyaset sahnesindeki aktifliğini sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve son CHP Kurultayı'nda yaşadığı mağlubiyetlere rağmen Kılıçdaroğlu, sesini duyurmak için yeni bir platform buldu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Külliye'deki görüşmesini ise ilk kez anlattı.

Kemal Kılıçdaroğlu köşe yazarı oldu: İlk yazısından Erdoğan'a eleştiri!
Yayınlanma:
Güncelleme:

Ankara'da bir ofis açan ve sosyal medya üzerinden de sıkça paylaşımlar yapan Kılıçdaroğlu, şimdi ise T24 internet sitesinde köşe yazarı olarak okuyucularıyla buluşuyor.

koseyazari.jpg

İlk yazısını bugün yayınlayan Kılıçdaroğlu, siyasetten tamamen uzaklaşmadığını ve fikirlerini kamuoyuyla paylaşma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor. Bu adımıyla, siyasi deneyimini ve birikimini yazılı medya aracılığıyla da aktararak, siyasi gündemi ve önemli konuları ele alıyor.

KEMAL KILIÇDAROĞLU, CUMHURBAŞKANI İLE KÜLLİYE'YİDEKİ GÖRÜŞMEYİ İLK KEZ AÇIKLADI

Kemal Kılıçdaroğlu, T24 internet sitesindeki köşe yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 15 Temmuz darbe girişiminden 10 gün sonra sarayda yaptığı görüşmeyi de değerlendirdi ve sarayın Çankaya Köşkündeki gibi bir resmiyeti olmadığı bir kamu malı gibi değil de lüks bir otel gibi gördüğünü aktardı.

Yazısında "Tek bir yüzükten, saraydaki saltanata…" başlığını kullanan Kılıçdaroğlu, okuyucularına Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı karşıya olduğu durumu 10 maddelik bir yazıyla aktarmaya çalıştığını ifade etti. Kılıçdaroğlu yazısında, devletin tek bir kişiye teslim edilmesinin sonucunda yaşanan yozlaşma, çürüme, adam kayırmacılığı, sorumsuzluk, yalancılık ve israf gibi olumsuz durumları vurguladı.

Kılıçdaroğlu yazısında ayrıca, "Merkez Bankası'nın kasasından 128 milyar dolar satıldığı" iddiasını tekrarladı.

Kılıçdaroğlu yazısını, "Yani kıymetli dostlarım, ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olduğumda, karşımda devletleşmeye başlamış 10 yıllık bir iktidar vardı. 15 Temmuz’dan sonra bu devletleşme süreci hızlandı ve kısa süre içerisinde tamamlandı. Ben, rahmetli Demirel, rahmetli Erbakan, rahmetli Ecevit gibi demokrasiyi içselleştirmiş bir siyasi rakiple değil, yargısıyla, askeriyesiyle, istihbaratıyla “BAAS” partisi benzeri, devletleşmiş bir yapıyla mücadele ettim. Ama şunu bilmenizi isterim; “Geçmedim muhannet köprüsünden su apardı beni,
Yatmam çakal yatağında, aslanlar yese beni… ifadeleriyle sonlandırdı.

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.