Kılıçdaroğlu: Yenikapı ruhuna ihanet etmeyen tek lider benim
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer bu anayasa geçerse Türkiye Cumhuriyeti bir ‘parti devletine’ dönüşecektir” dedi.
CHP Parti Meclisi Toplantısı’nda açılış konulmasını yapan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliği konusunu değerlendirdi. “Zor günlerden geçtiğimiz bende biliyorum, sizde biliyorsunuz. Zor günlerden geçtiğimizi aslında bu ülkenin bütün vatandaşları biliyor” diyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak, zor koşulları aşmak hepimizin ortak görevi. Bir partinin genel başkanı olarak ne kadar benim görevimse, parti meclisi üyeleri olarak sizin de göreviniz. Parti meclisi üyeleri olarak sizin ne kadar görevinizse sabah çocuğunu okula gönderen annenin de görevi. Hepimiz bu ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz. Farklı görüşlerimiz olabilir, farklı kimliklerimiz olabilir, farklı bölgelerde yaşayabiliriz ama bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bunun güvencesi ülkelerin anayasalarıdır.
UZLAŞMA OLMALIDIR
Anayasalar o nedenledir ki toplumsal uzlaşma belgeleri olarak kabul edilirler. Anayasa kitapçığını eline alan her vatandaş bu benim anayasamdır diyebilmelidir. Anayasayı bir toplumsal uzlaşma olarak kabul ettiğimiz zaman bu ülkede huzurun temellerini atmış oluruz. Milli egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesinin temelinde de anayasalar yatar. Vatandaşlar hiç kimsenin kulu ve kölesi değildir. Anayasaya göre vatandaşlar, her ülkenin vatandaşı kendi ülkesinin özgür yurttaşıdır. Anayasalar hakları güvence altına alır. 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin 16. maddesi ‘Hakların güven altına alınmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği bir toplumun anayasası yoktur’ der. Hakların güvence altına alınması güçler ayrılığı ilkesinin varlığına bağlıdır. Yani bağımsız yargıya, yürütmeye ve yasama organına bağlıdır. Daha ileri demokrasilerde medya da 4. güç olarak milli iradeyi temsil eder. Eğer siz güçleri bir kişinin ellerinde toplarsanız vatandaş hak arayamaz noktaya gelebilir. Eğer yargıyı siyasi otoritenin emrine verirseniz, siyasi otoritenin yaptığı işleri denetleyecek organ bulamazsınız. Çünkü yargı siyasi otoritenin emrinde olmuş olur. Bu aynı zamanda adalet dediğimiz kavramın yıpranmasına da yol açar. Adalet mülkün yani devletin temeliyse, bunun temelinde de bağımsız, tarafsız yargı yatar. Aksi halde devlet dediğimiz kurum çökmüş olur. Bugün geldiğimiz nokta da maalesef budur” ifadelerini kullandı.
SAVUNAN TEK LİDER BENİM
Yenikapı ruhuna ihanet etmeyen tek liderin kendisi olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Yenikapı’da saydığım 12 maddenin yine arkasındayım. Yeni kapı ruhuna ihanet etmeyen, sonuna kadar savunan tek lider benim. Diğerleri çıktılar hamaset yaptılar ve ilk yaptıkları iş bu topluma ihanet etmek oldu. Kendi partilerinin mutfağında dayatmacı anlayışla anayasa taslağı hazırladılar. Oysa biz, toplumsal uzlaşmadan, birlikten beraberlikten söz ettik. Orada söyledim camiye siyaseti sokmayın, kışlaya siyaseti sokmayın, adliyeye siyaseti sokmayın dedim. Adliyeye siyaseti soktular, camiye siyaseti soktular ve kışlayı tamamen siyaseti emrine verdiler; dün yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname’yle. Metehan’dan buyana gelen emir komuta zinciri altüst edildi. Kendisine Türk milliyetçisiyim diyen her vatandaşın oturup düşünmesi lazım. Metehan’dan buyana gelen bir emir komuta zinciri bir KHK ile altüst ediliyorsa ben onların milliyetçiliğini sorgularım” değerlendirmelerinde bulundu. İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.