CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ın “ABD tipi başkanlık sistemini tartışacağız, hodri meydan” açıklamasına ilişkin, “Ben Sayın Binali Yıldırım’a iki soru soruyorum, Amerikan başkanlık sistemiyle ilgili olarak. Bir, Türkiye’de eyalet sistemini kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? Çık bunu açık ve net milletin önünde söyle. İki, Amerika’da her eyaletin ayrı parlamentoları, ayrı yasaları, ayrı kanunları var. Böyle olsun diyor musun, demiyor musun? Bu iki soruma cevap ver" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, “Çiftçilere sözüm vardı. CHP iktidarında çiftçiye verilecek mazottan KDV’de ÖTV’de almayacağız. Sayın Binali Yıldırım’dan istirham ediyorum, önüne gelen bir çiftçiye sor. Deki biz gübrede KDV’yi kaldırdık. Siz bundan ne kadar yarar sağladınız? Size diyecek ki ne yararı tam tersine zam geldi. Arzu ediyorsa tarım kredi kooperatiflerine gitsin baksın. Bir de tüccardaki gübre fiyatına baksın. Tüccardaki gübre fiyatı tarım krediden daha ucuz. Bu ne biçim tarım kredisi, bu ne biçim çiftçi desteği anlamak mümkün değil” diye konuştu.
“TURİST DUASINA’ ÇIKIYORLAR”
Eskiden dış politika denince vatandaşın çok ilgilenmediğine değinen Kılıçdaroğlu, “‘Biz dinlesek de dinlemesek de olur’ diye düşünürlerdi. Ama Cumhuriyet tarihinde ilk kez, dış politika doğrudan üreticinin cebini vurmaya başladı. turizmciler, oteller bomboş. Alanya’yı düşünün turizmciler yazar kasayı atıyorlar ve hep beraber ‘turist duasına’ çıkıyorlar. Bu turistin Türkiye’ye gelmesini engelleyen kim? Bu ülkeyi yönetenler kim? Bütün komşuları bize düşman eden kim? Bu soruyu kendi vicdanına soracaksın turizmci kardeşim. Bu soruyu sorarsan gelecek seçimde nasıl oy kullanacağının farkına varacaksın” ifadelerini kullandı.
Hatay’ın TIR filosu açısından İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer aldığını bildiren Kılıçdaroğlu, “Suriye üzerinden tam 14 ülkeye mal ihraç ediyorlardı. Şimdi TIR’lar ellerinde kalmış. 7 bin aile TIR sahibi aile, bunlardan geçimini sağlıyor. Borçları da var, 14 ülkeye ihracat yapacaklar bunları yapamıyorlar. Suriye’deki iç savaştan sonra ilk vurulan il Hatay oldu ve Hatay kan kaybediyor. Reyhanlı’dan gelen bir arkadaşımın ifadesi Sadece Reyhanlı’da 120 bin Suriyeli var ve “Bizim Reyhanlı’daki iç barışımızı büyük ölçüde bozacak diyorlar” dedi.
“O ÇOCUKLAR BİZİM ONURUMUZ VE GURURUMUZ”
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bugünlerde bir şey daha var, liseli çocuklarımız bildiri yayınlıyorlar. Birilerinin uykuları yine kaçmış. Lisede okuyan çocuklarımız, bizim çocuklarımız. O çocuklar bizim onurumuz ve gururumuz. Onlar çağı, aydınlanmayı yakalamak istiyorlar. Kendilerini, okulları, mahallelerini siyasi kurumları, dünyayı sorgulamak istiyorlar. Karanlığa teslim olmak istemiyorlar. Onlar bizim onurumuz, gururumuz, umudumuz. Onlar bizim Cumhuriyetimiz, laikimiz, devrimcimiz, onlar bizim çocuklarımız, onlarla onur ve gurur duyuyoruz. Cumhuriyet’i onların sayesinde kurduk, onların sayesinde büyüteceğiz, geliştireceğiz. Birileri onları potansiyel suçlu gibi görmek istiyor. “Efendim yeni bir Gezi olursa ne olur” gece uyuyamıyorlar. Gezi’de eline taş sopa almayan, kitap alan, defter alan, çiçek alan, kol kola gezen, ibadetini yapan, gitar çalan bütün Gezi gençlerine tekrar şükranlarımı sunuyorum. Onlar bir diktatöre tarihin en büyük dersini verdiler, diz çöktürdüler.”
“SAYIN BİNALİ YILDIRIM’A İKİ SORU SORUYORUM”
“Bugün Sayın Binali Yıldırım, ‘ABD tipi başkanlık sistemini tartışacağız, hodri meydan’ demiş. Gayet güzel” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Şimdi ben Sayın Binali Yıldırım’a iki soru soruyorum, Amerikan başkanlık sistemiyle ilgili olarak. Bir, Türkiye’de eyalet sistemini kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? Çık bunu açık ve net milletin önünde söyle. İki, Amerika’da her eyaletin ayrı parlamentoları, ayrı yasaları, ayrı kanunları var. Böyle olsun diyor musun, demiyor musun? Bu iki soruma cevap istiyorum. Sen Amerikan başkanlık modelinde bunları kabul ediyor musun, etmiyor musun? Önce bunları bir çık milletin önünde anlat. Bize sorarsan biz kabul etmiyoruz. Bize sorarsan biz atalarımızın, dedelerimizin 150 yıla yakındır kurduğu, geliştirdiği parlamenter sistemi kabul ediyoruz. Onun önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istiyoruz. İki soruyla hodri meydan dedik. Madem tartışmak istiyorsun. Amerika’daki gibi eyalet sistemini yani Türkiye’yi bölmeyi istiyor musun, istemiyor musun? Her eyalette parlamento olsun mu olmasın mı istiyor musun, istemiyor musun?"
“CAMİ AVLULARINI ÇAKALLARA TESLİM ETMEYECEĞİZ”
Son günlerde CHP’ye yönelik saldırılar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ama bu saldırıların arkasında başka güçler var. Saldırıyı suçlularla, tecavüzcülerle yapıyorlar. Şehit cenazelerine gidiyoruz. Üzerimize kurşun atıyorlar. Boş kovan değil, kurşun atıyorlar. Kabahatlerini örtmek için, suçlarını gizlemek için yapıyorlar. CHP’yi farklı bir sürecin içine sokmak için yapıyorlar. Şu belgeyi bir daha gösteriyorum. Üstünde 'bölücü terör örgütüyle mücadele edeceğiz' diyor. 'Şurada yuvalandılar' diye anlatıyor zaten. Altında valinin imzası var. Bunlara dokunmayın diye. Bu vali bunların valisi. Bir vali ‘bölücü terör örgütlerine dokunmayın’ diye kolay kolay talimat vermez. Ankara’dan aldığı talimatı veriyor zaten. Şimdi cenaze namazında bize kurşun atan o kişilere söylüyorum, eğer insansanız, namuslu adamsanız, ahlaklı adamsanız bu talimatı veren iktidara neden ses çıkarmıyorsunuz? Ben bunu eleştirdiğim için benim üstüme geliyorlar, gelmezseniz namertsiniz. Biz hiçbir zaman, hiçbir yerde ve hiçbir ortamda terör lehine en ufak bir cümle sarf etmiş değiliz. Her zaman terörün bir insanlık suçu olduğunu açık ve net söyledik. Onlar terörü beslediler, örgütleri beslediler, destek verdiler. Şehirler silah deposuna dönüştü. Ben merak ediyorum, Ramazan gününde şehit cenazesinde kurşun atıyorlar üstümüze. Kurşunu atan kişi Binali Yıldırım'ın hemen arkasında. Kurşunu atan kişi, o kadar kişiliksiz ve aşağılık ki ‘o fotoğraf fotomontaj’ diyor. İktidarı korumak için söylüyor. Eğer sen kurşunu atıyorsan adam gibi arkasında duracaksın. ‘Ben Kılıçdaroğlu’na kurşunu attım’ diyeceksin. Diyemiyorsun, yüreğin yetmiyor senin. Onun arkasında bağırıyor, 'Kılıçdaroğlu dışarı' diye.bütün vatandaşlarıma soruyorum. O kişi Binali Yıldırım’ın arkasında deseydi ki, ‘Binali Yıldırım dışarı deseydi’ ne olurdu? Cami cemaatine şükranlarımı sunuyorum. Hep beraber namazımızı kıldık. Çünkü cenaze namazının, şehide saygının ne olduğunu biz de biliyoruz onlar da biliyorlar. Şehidi, namazı, istismar edip bize saldıranlar sataşanlar bu iktidarın çakallarıdır ve biz onlara pabuç bırakmayacağız" şeklinde konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım’ın 'Kılıçdaroğlu'nun güvenliğini de biz sağlayacağız' açıklamasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “İster sağla ister sağlama kardeşim, biz kendi güvenliğimizi kendimiz sağlama konusunda sözümüz sözdür ve sağlayacağız. Cami avlularını çakallara teslim etmeyeceğiz. Orada insanlarımız gidip özgürce ibadetlerini yapacaklar. Buradan bütün samimi Müslüman kardeşlerimize, Ak Parti’ye oy veren arkadaşlarıma seslenmek istiyorum, kendi vicdanınızda bunu tartın. Namaza giden insanlara bunlar yapılır mı? Şehide, inanca, dine, Kur'an'a saygısızlık değil mi bu? Kim o oluyor bu ve kim bunları koruyor? Böyle bir yapı Türkiye için felaket bir yapıdır. Bu yönetim Türkiye'yi iç kavgaya götürür. Bizim üzerimize mermiyle gelecekler silahla gelecekler, tankla topla gelecekler gelmezlerse namerttir onlar” değerlendirmesinde bulundu.
"HAKKINDA TAZMİNAT DAVASI DA AÇTIM SUÇ DUYURUSUNDA DA BULUNDUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Kılıçdaroğlu’nun konuşması provoke edildi” açıklamasına değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Provokasyonu yapan önce sensin. Çıktın dedin ki, ‘PKK’lıları DHPK-C’lileri hastanede biz ziyaret etmişiz pes yani, hayatımda yalan duydum da bu kadar kuyruklu yalanı ilk kez duyuyorum. Sen Cumhurbaşkanısın ya insaf. Hakkında tazminat davası da açtım, suç duyurusunda da bulundum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüreceğim. Üstelik bu yalanı iftardan önce söylüyor. Oruç tutuyor mu tutmuyor mu merak ediyorum. Bulunduğun bir makam var. Zaten bizi rezil ediyorsun yeteri kadar. Sadece Türkiye’de değil, yalanlara alıştık dünyada rezil ediyorsun bizi. Muhammed Ali’nin cenaze töreninde yapılan reva mıdır? Böyle bir anlayış olabilir mi? Türkiye’yi küçük düşürmeye kimin ne hakkı var? Türkiye’nin imajını düzelteceğiz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.